Süreçleri incelediğimizde uzun zamandır gördüğümüz yegane problem gıda fiyatlarının birçok denemeye rağmen düşmüyor olması. Düşmeyen gıda fiyatları ayn...
Süreçleri incelediğimizde uzun zamandır gördüğümüz yegane problem gıda fiyatlarının birçok denemeye rağmen düşmüyor olması. Düşmeyen gıda fiyatları aynı zamanda hane halkının cebinin zorlanmasına sebep oluyor. Şimdi dönüp baktığınızda bunun nedenlerini incelemeye karar verdiğinizde görüyorsunuz ki, tarım ve hayvancılık önemli bir faktör. Bu faktörün altında birçok politika ve politikasızlık bir arada. Oynanabilecek ve ticaret açlığı ile bazı değerlerin unutulabileceği en basit alanlardan biri sanki...TIKANAN SÜREÇDönüp şöyle bir göz attığınızda tarım politikaları açısından hiç hareket etmemiş, etmeye niyet edilmemiş gibi görünse dahi hareket alanı kısıtlanmadan sürdürülebilen birçok gelişme var. Mesela temiz sular kirlendiğinde bir şekilde temizleyemememiz, ucuz tohum almak için emek vermemiz gerekiyor. Bu şekilde ilerlenemeyen tıkanmış ve yıpranmış bir süreç gözlemliyoruz. Hayvanların yemleri pahalı olduğu için sanırım hayvancılarımız süt vereni de vermeyeni de kesiyor. Peki hiç mi dilinden anlamayız biz toprağın? Hiç mi algılamayız bilmeyiz bu doğa dilini?ÖNCE SEVMEKNe olacak? Bir politika izlenmeden, toprağın dilini bilmeden hunharca ekip biçtikçe, hangi ürün ne kadar tüketilir, bir toprak hangi ürünü fazla verir, hangi ürünü severek verir, yağmuru nasıl karşılar, hangi zamanlarda tüketilir üzerine dönüp bakmadıkça ne olacak? Bu olacak! Biz salçalık domates alan insanlarken domates salçasına muhtaç insanlar olacağız. Turşumuzu kendimiz kuruyorduk zaten demeyin, mecburen kurmaya çabalayacağız artık, bir de doğal ve bilinmeyen gıdalarla... Zaten yapıyorduk ama bir de zorunlu yapma hali söz konusu. Neden bilmiyorum. Bu çaresiz politikalar bizleri bu denli pahalı bir yer, döviz kuru ise diğer ülkelere göre ucuz bir hale getirdi. Şimdi tüm bu birimleri unutup gerçek bir niyetle, elleri topraktan silkelenmeyen anaların, dedelerin avuç içlerine bakmalıyız. Biraz geleceğe, biraz toprağa saygımızdan belki hareket etmeye başlamalıyız. Biraz saygıdan... Mesele üretim ya da tarımın kendine sağlıklı bir yer bulması olmamalı sadece. Mesele toprağın, suyun tadının gelecek nesillere aktarılabilecek kadar kalabilmesi amacıyla hareket edebilmemiz. Bunu başarabilirsek belki sonra tarım politikalarını ve değeri yüksek kazançları konuşabiliriz. Sanırım biraz sevmeyi ve onca mite sahip olmuş toprağı dinlemeliyiz. Saygı duymadığımız bir şeyden değer elde edemeyiz.