Safanur ÖZTÜRK- EGE TELGRAF/ Denizli’nin Buldan ilçesine bağlı Yenicekent kasabasındaki Tripolis Antik Kenti'ni ziyaret ettiğimde, tarihin derin izlerini her köşesinde hissettiren bu eşsiz bölgeye hayran kaldım. Menderes Nehri kıyısında yer alan bu antik kent, adeta zamanda yolculuğa çıkmak isteyenler için ideal bir durak.
Bir Zamanlar Lidya'nın Göz Bebeği
Tripolis, Lidya Devleti zamanında kurulmuş ve başlangıçta Apollonia olarak adlandırılmış. Ziyaretim sırasında, bu toprakların Helenistik Dönem'den itibaren çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yaptığını öğrenmek beni heyecanlandırdı. Özellikle Roma ve Bizans dönemlerinde oldukça önemli bir yerleşim merkezi haline gelmiş. Antik kentin taş sokaklarında yürürken, bu köklü geçmişi adeta adımlarımda hissedebiliyordum.
Coğrafyanın Altın Noktası
Konum olarak, Tripolis oldukça stratejik bir yerde bulunuyor. Batıya ve kuzeye açılan vadilerden Ege'ye, güneydoğusunda yer alan Çürüksu Ovası sayesinde İç Anadolu ve Akdeniz’e uzanan yollarla bağlantısı var. Denizli merkezine ise yaklaşık 40 kilometre mesafede. Bu konum, geçmişte olduğu kadar bugün de kentin cazibesini artıran önemli bir detay.
Antik Kentin Göz Alıcı Yapıları
Tripolis Antik Kenti’nde gezerken, Roma ve Grek mimarisinin ihtişamını bir arada görmek mümkün. Tripolis Tiyatrosu, yaklaşık 8 bin kişilik kapasitesiyle büyüleyici bir yapı. Grek tiyatrosu tipiyle inşa edilmiş olmasına rağmen, Roma mimarisinin etkilerini de barındırıyor. Antik tiyatronun basamaklarına oturup, bir zamanlar burada izleyicilerin büyük coşku içinde gösterileri izlediğini hayal etmek, ziyaretimi daha da anlamlı kıldı.
Tiyatronun sadece 200 metre batısında ise Tripolis Hamamı yer alıyor. Bu hamam, Roma dönemi hamam kültürünü yansıtan en güzel örneklerden biri. Yüzyıllar önce bu taş yapıların içinde yankılanan sohbetleri düşünmek bile oldukça etkileyici.
Şehirde bir diğer önemli yapı ise hamamın hemen güneyinde yer alan Şehir Binası. Roma mimarisinin belirgin özelliklerini taşıyan bu bina, dönemin ihtişamlı yönetim yapılarından biri olarak öne çıkıyor. Ayrıca, Apsisli Yapı ise dikdörtgen planlı tasarımıyla dikkat çeken bir diğer yapı ve tiyatro ile Şehir Binası arasında yer alıyor.
Zamanın Durduğu Yerde Bir Gün Geçirin
Tripolis, tarih meraklıları için adeta bir açık hava müzesi. Burada kalıntılar arasında dolaşırken, geçmişin izlerini takip etmek oldukça keyifli. Özellikle antik tiyatroda birkaç dakika oturup sessizliği dinlediğinizde, zamanda yolculuğa çıktığınızı hissedebilirsiniz.
Tarihin ve arkeolojinin izlerini sürmek isteyen herkese Tripolis Antik Kenti’ni ziyaret etmelerini şiddetle tavsiye ederim. Bu büyülü antik kent, sadece görkemli yapılarıyla değil, aynı zamanda taşıdığı tarihi mirasla da ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor. Eğer yolunuz Denizli’ye düşerse, bu eşsiz kenti mutlaka ziyaret edin. Kim bilir, belki siz de buradaki taşlar arasında yürürken tarihle iç içe bir hikaye yazarsınız...