Gaziantepli ünlü şef Tahir Tekin Öztan, Türk mutfağının inovasyon değil, sunuma ihtiyaç duyduğunu belirtti. Gastroantep Kültür Yolu Festivali çerçevesinde düzenlenen "Mutfakta Ata Mirası Projeleri ile Geleneksel Yemeklerin Markalaşması" panelinde konuşan Öztan, gastronominin büyük bir güç olduğunu vurguladı ve gelenekten gelen lezzetlerin doğru bir şekilde geleceğe aktarılmasının önemini ifade etti.
Öztan, Türk mutfağının özüne sadık kalınarak sunumun geliştirilmesi gerektiğini belirtti. “Lezzetlerimizin özünü korumalı, reçetelerini nesilden nesile aktarmalıyız. Eğer bir çiğköfteye nar pekmezi veya ceviz eklenirse, elli yıl sonra gerçek tarife ulaşmak zorlaşır. Türk mutfağı inovasyona değil, sunuma ihtiyaç duyuyor. Lezzeti veriyoruz ama sunumda yetersiz kalıyoruz. İtalyanlar, yemeği tarladan sofraya kadar detaylı bir hikaye ile anlatıyorlar, biz ise lezzeti göstermekte zorluk çekiyoruz” dedi.
Gaziantep mutfağının zenginliğini de anlatan Öztan, “Gaziantep’in kendi adıyla anılan bir kebabı yok. Çünkü o kadar çok kebabımız var ki, hangisini Gaziantep kebabı olarak adlandıracaksınız? Her mevsimin kendine özgü kebabı var; kışın soğan kebabı, baharda keme kebabı, yazın ise alinazik gibi” şeklinde konuştu.
Gastronomi dünyasını bekleyen tehlikelere de dikkat çeken Öztan, evlere yemek servisi yapan internet uygulamalarının gençlerin mutfak kültüründen uzaklaşmasına neden olduğunu belirtti. “Genç kızlarımız yemek yapmayı bilmiyor ve bu durum lezzetlerimizin unutulmasına yol açıyor” dedi.
Panelde reçetelerin korunmasının önemine de değinen Öztan, “50 ile 80 yaş arasındaki kadınların reçetelerinden oluşan bir kitap hazırladık. Böylece 150 yıl öncesine ait tarifleri kayıt altına almış olduk. Gastronomi büyük bir güçtür ve bunun değerini bilip gelecek nesillere doğru bir şekilde aktarmalıyız” şeklinde konuştu.