Resim sanatının hem kendisi hem de ailesi için bir yaşam biçimi olduğunu ve 40 yılı aşkın süredir resim yaptığını belirten Güney, çalışmalarında gözlere ağırlık verdiğini söyledi. Fon ile portre arasında renk ve ton bağlantısına da dikkat ettiğini kaydeden Güney, portreyi renkli arka plan önünde betimleyerek zıt renkleri yerinde ve dozunda kullanmak suretiyle ifadeyi tuvalin üzerinde egemen bir duruma getirerek izleyici ile resim arasında bağlantıyı güçlendirdiğine dikkat çekti.
Eserlerini Gaziantepli sanatseverlerle buluşturmaktan duyduğu memnuniyeti anlatan Güney’in, tuval üzerine akrilik boya tekniğiyle yaptığı 22 eserinden oluşan “Bakışlar” temalı resim sergisi, SANKO Park AVM’de bulunan SANKO Sanat Galerisi’nde 17 Kasım 2023’e kadar her gün 10.00-22.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.
Abdurrahim Güney, Erzurum Pasinler’de 1969 yılında doğdu. Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Resim Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu. Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsünde yüksek lisans yaptı. Kişisel 12 sergi açan sanatçının, ulusal ve uluslararası 16 ödülü, birçok resmi ve özel koleksiyonda eseri bulunuyor. Güney Güzel Sanatlar Akademisi’nde sanatsal faaliyetlerini sürdüren sanatçı, Antalya Atatürk Anadolu Lisesi’nde resim öğretmeni olarak görev yapıyor. Birçok sanat akımının etkisinde kalan sanatçı, özellikle duygularını, heyecanlarını, sevinçlerini, iç dünyasında harmanlayarak tuvallerine aktardığı için kendisini ekspresyonizmin daha fazla etkilediğini ifade ediyor.
Son dönem çalışmalarının konularını kadın portreleri ve atlar oluşturuyor. Atların Türk kültüründeki önemi, atın anatomik mükemmelliği ve özellikle Türk toplumunda at nalının nazara karşı iyi geldiği söyleminden hareketle atları çalışmalarında kullanıyor. Özellikle portrelerde fantastik kurgu ve deformasyona giderek gözlerdeki ifadeleri şekli anlatım diline dönüştürüp izleyici ile resim arasında bağ kurmaya çalışıyor. Çalışmalarında kadın portrelerinin izleyici üzerindeki etkisini artırma adına yardımcı figürler kullanan sanatçı, çiçekler, kelebekler köpükler ve baloncukları konularının birer parçası olarak değerlendiriyor. Kadının doğasında var olan o büyülü güzelliğini diğer bir güzel olan, kısa ve gizemli hayat öyküsüyle tanıdığımız kelebeklerle bütünleştirmeyi severek çalışan sanatçı, “kelebek olur da çiçek olmaz mı” düşüncesinden hareketle bu figürleri kendi anlatım biçimi ile bütünleştirip izleyiciye keyifle bakacağı eserler üretiyor.