Köy kahvesinde çaylar yudumlanırken, mahallelinin ortak dertlerine derman arayışları her zaman bir konu olur. İşte tam da burada, yerel yönetimlerin kooperatifçiliğe destek vermesi, toplulukların kendi sorunlarını çözme gücünü artıran, dayanışmayı pekiştiren ve ekonomiyi canlandıran sihirli bir dokunuş gibidir. Kooperatifçilik, birlikte üretmek ve paylaşmak demek; yerel yönetimlerin bu sürece katkısı ise, toplumsal refahın anahtarını elinde tutmak demek!

İzmir’de ise kooperatifçiliğin yeri ve önemi biraz daha farklı… Bugüne kadar önce Aziz Kocaoğlu daha sonra Tunç Soyer döneminde bir hayli desteklenen kooperatifler başımızın tacı diyebiliriz. Sonuçta onlar kazanıyor, biz kazanıyoruz. Onlar kazanıyor; biz doyuyoruz. Eminim ki bu dönemde de sevgili başkanlar ellerinden geldiğince kooperatiflere destek verecektir. Onlar çalışmalarına devam ederken hatırlamak ve bir kez daha hatırlatmak adına bugün kooperatifçiliğin önemine değinmek ve dikkati çekmek istedim.

Kooperatifler, bireylerin bir araya gelerek ortak hedefler doğrultusunda çalıştığı yapılar. Bu yapılar, toplumsal dayanışmayı güçlendirir. Mahalledeki herkesin katkıda bulunduğu, karşılıklı güven ve yardımlaşmaya dayalı bir yapı düşünün. Yerel yönetimlerin desteğiyle, bu yapı daha sağlam temellere oturur. Komşuluk ilişkileri güçlenir, mahalle sakinleri birbirlerine daha çok güvenir. Dayanışma ruhu, toplulukları güçlü kılar. Yerel yönetimlerin kooperatifçiliği desteklemesi, ekonomik canlılığı da beraberinde getirir. Kooperatifler, özellikle küçük ölçekli üreticilere ve esnafa yeni fırsatlar sunar. Örneğin, tarım kooperatifleri sayesinde çiftçiler ürünlerini daha iyi koşullarda pazarlayabilir. El emeği göz nuru üretimlerin hakkı verilerek alıcıya ulaşması sağlanır. Bu da yerel ekonominin canlanmasına, iş imkanlarının artmasına ve gelir dağılımının daha adil olmasına katkıda bulunur.

Tarımda organik üretimin yaygınlaşması, yerel enerji kooperatifleri aracılığıyla yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, geri dönüşüm projelerinin desteklenmesi gibi birçok alanda kooperatifler öncü rol üstlenebilir. Bu sayede hem çevre korunur hem de sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılır. Kooperatifler, demokratik yönetim biçimlerini teşvik eden yapılardır. Her üyenin eşit söz hakkına sahip olması, ortak kararların birlikte alınması, katılımcılık kültürünü besler. Yerel yönetimlerin kooperatifçiliği desteklemesi, bu demokratik değerlerin toplumun her kesimine yayılmasını sağlar. Mahalle sakinlerinin kendi sorunlarına çözüm ararken, demokratik süreçleri deneyimlemesi, yerel demokrasinin güçlenmesine katkıda bulunur.

Yerel yönetimlerin desteğiyle kooperatifler, yerel kültür ve değerlerin korunmasında da önemli rol oynar. Geleneksel el sanatlarının yaşatılması, yerel lezzetlerin ve tarım ürünlerinin korunması, kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılması, kooperatifler aracılığıyla daha etkin bir şekilde gerçekleştirilebilir. Bu hem kültürel zenginliğin korunmasını sağlar hem de turizmin gelişmesine katkıda bulunur. Yerel yönetimlerin kooperatifçiliğe destek vermesi, sadece ekonomik değil, sosyal, kültürel ve çevresel açılardan da büyük bir önem taşır. Toplumsal dayanışmayı pekiştiren, ekonomik canlılığı artıran, sürdürülebilir kalkınmayı teşvik eden, demokrasi kültürünü güçlendiren ve yerel değerleri koruyan kooperatifler, yerel yönetimlerin desteğiyle daha da güçlenir. Bu destek, toplumun her kesiminin refahına katkı sağlayacak, daha güçlü, dayanışmacı ve sürdürülebilir bir yerel yönetim anlayışının kapılarını aralayacaktır. Haftaya görüşmek üzere…