Nihat AK/EGE TELGRAF-İslâm âlemi için on bir ayın Sultanı olan Ramazan ayı, bolluk ve bereketin, yardımlaşma ve dayanışmanın, birlik ve beraberliğin en kutlu zaman dilimi. Yapılan belirlemelere göre diğer aylarda yapılan gıda israfı Ramazan’da ciddî boyutlara ulaşıyor.Ramazan ayındaki alışverişlerin israfa yol açmaması için sofralar kurarken son derece dikkatli olunması isteniyor. Aç karnına yapılan alışverişlerde pişirilecek yemekten daha fazla ürünün alındığı, ihtiyacın üzerinde ekmek, pide ve kuru bakliyat stok edildiği vurgulanıyor.
BİLİNÇLİ TALEP ŞART
İsrafın Ramazan ayında arttığına dikkat çeken İzmir Ticaret Odası (İZTO) Ekmek ve Unlu Mamuller Grubu Meclis Üyesi Hüseyin Sağır, “Ramazan ayı; manevi duyguların zirveye ulaştığı, dargınlıkların unutulduğu, küskünlüklerin sona erdiği ve sosyal hayatımızda da yardımlaşma ve dayanışmanın yaşandığı bir ay. Zengin-fakir, genç-yaşlı demeden aynı sofraya oturmak, aynı saflarda durmak birliğimizi ve dirliğimizi daha anlamlı hale getiriyor. Sektör olarak yoğun bir dönem geçiriyoruz. İftar ve sahur dönemlerinde vatandaşımızın sıcak tüketimi için elimizden geleni yapıyoruz. Özellikle Ramazan ayında bir düzene bir nizama ihtiyaç var. Ekmek ve pide dağıtımı yaptığımız yerler kapasitesinin çok üzerinde ürün talep ediyor. Ertesi gün binlerce ekmek ve pide iadeye geliyor. 1980’li yıllara kadar iade diye bir şey yoktu. Herkes ihtiyacı kadar alırdı. Vatandaş orucun da açlığı ile ihtiyacının üzerinde alım yapabiliyor. Bayiler, bakkallar ve marketler satabileceği kadar ürün ister ve vatandaşlarımız da tüketebileceği kadarını alır ise Ramazan ayı israf ayı olmaz” dedi.
‘10 MİLYONU DOYURUR’
Haksız rekabetin israfı körüklediğini belirten Hüseyin Sağır, “İzmir’de kurulu fırınların toplam günlük ekmek üretme potansiyeli 10 milyonluk nüfusu doyuracak düzeyde. Ama fırınlarımız 4.5 milyonluk İzmir nüfusuna ekmek üretiminde potansiyelinin yüzde 40’ını kullanabiliyor. Çünkü çok sayıda ruhsat verilmiş. Bayilere, bakkallara ve marketlere pide ekmek satışı için düşük fiyat tekliflerinde bulunuluyor. Perakende satışı yapılamayan pideler ve ekmeklerin geri iadesi alınıyor. Bu ürünler saman fiyatına hayvan sahiplerine yok parasına veriliyor. İşletmelerimiz Rusya, Ukrayna, Kanada, Meksika ve Litvanya gibi ülkelerden tahıl ithal ediliyor. Bu alımın karşılığında döviz veriliyor. Milli servetimizin heba olmaması için herkesin israfa karşı tedbir alması gerekir. İzmir’de 15 günde israfa giden ekmek ve pide ile bir okul yapılabilir ” diye konuştu.
HEM DÜŞÜNDÜRÜCÜ HEM DE ÜZÜCÜ
Türkiye’nin dünya israf listesinde 3. olduğunu vurgulayan TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı İ. Uğur Toprak, “Ülkemiz Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Meksika’nın ardından üçüncü sırada yer alıyor. Dünyada en çok ekmek tüketen ülkeyiz. Türkiye’de üretilen ekmeklerin yüzde 5’i israf edilmektedir. İzmir’den daha büyük bir kenti doyuracak kadar ekmek çöpe atılıyor. Birçok insanın açlık sınırı altında yaşadığı, her gün binlerce insanın ucuz ekmek için halk ekmek kuyruklarında dakikalarca beklediği düşünüldüğünde ekmek gibi, hele de ülkemizde nüfusun yüzde 90’ının temel besin maddesi olarak değerlendirdiği bir gıdanın bu denli israf edilmesi hem düşündürücü hem de üzücüdür” şeklinde konuştu.
İHTİYAÇ KADAR ALINMALI
İsrafın önlenebilmesi için dikkatli olunması gerektiğini belirten Başkan Toprak, “Ekmek israfının önlenebilmesi için üretim planlaması yapılmalıdır. Toplu tüketim noktalarında ihtiyaç kadar alım / dağıtım / tüketim yapılması sağlanmalıdır. Küçük boyutlu ve porsiyonluk ekmekler tercih edilmeli. Farkındalık oluşturulmalı. Okullarda bilinçli gıda tüketimi (bgt) konusunda gerekli eğitimler verilmeli. İhtiyaç kadar gıda alınmalı bayatlayan ekmekler galeta unu, tatlı, kruton (çorba kıtırı), vs olarak değerlendirilmeli” dedi.
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te Ege Telgraf sitemize
abone olun.