Sağlık

Organ nakli bekleyen hasta sayısı ger geçen gün artıyor

Ege Üniversitesi'nde düzenlenen "Organ Nakli ve Kalp Destek Cihazları Paneli"nde, organ nakli bekleyen hasta sayısının 32 bine ulaştığı ve her yıl yaklaşık 2 bin kişinin organ temin edilemediği için hayatını kaybettiği ifade edildi. EÜ Organ Nakli Koordinatörü Sinem Aras, organ bağışı oranlarının artırılması gerektiğini vurgularken, İzmir'in organ bağışında Türkiye ortalamasının üzerinde bir başarıya sahip olduğu belirtildi

Abone Ol

Ege Üniversitesi (EÜ) Organ Nakli Uygulama ve Araştırma Merkezi Koordinatörü Hemşire Sinem Aras, 2023 yılı itibarıyla Türkiye'de organ nakli bekleyen hasta sayısının 32 bini aştığını belirterek, "Canlı veya kadavra organ bağışı arayışımıza rağmen, bu sayıyı maalesef tamamlayamıyoruz. Her yıl yaklaşık 2 bin kişi, organ nakli beklerken hayatını kaybediyor. Organ bağışı oranı ise sadece bekleyen hastaların yaklaşık %18'ini karşılayabiliyor" dedi.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı tarafından düzenlenen "Organ Nakli ve Kalp Destek Cihazları Paneli" EÜTF Çocuk Hastanesi Cahide Aydın Dersliği'nde gerçekleştirildi. Etkinlikte moderatörlük görevini EÜ Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Konsultasyon Liyezon Psikiyatrisi (KLP) Birimi Sorumlusu Prof. Dr. Nazlı Burcu Özbaran üstlendi. Panele konuşmacı olarak EÜ Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı'ndan Dr. Öğretim Üyesi Ümit Kahraman, EÜ Organ Nakli Uygulama ve Araştırma Merkezi Koordinatörü Hemşire Sinem Aras ve EÜ Kalp Destek Cihazı ve Kalp Nakil Polikliniği Koordinatörü Hemşire Derya Kayıhan katıldılar.

Etkinlikte, "Son Dönem Kalp Yetersizliğinde Ventriküler Destek Cihazları", "Kalp Nakli, Kalp Destek Cihazları ve Nakil Koordinasyonu" ve "Organ Nakline Genel Bakış" gibi konularda sunumlar yapıldı. Katılımcılara, organ nakli ve kalp destek cihazları uygulama süreçlerinde psikiyatrik destek sağlayan asistan hekimlere yönelik bilgiler verildi.

Kalp Destek Cihazları, Hayat Kurtarıyor

"Son Dönem Kalp Yetersizliğinde Ventriküler Destek Cihazları" başlıklı sunumunu gerçekleştiren Dr. Ümit Kahraman, kalp yetmezliğinin, ülkeden ülkeye farklı oranlarda görüldüğünü belirtti. Yetişkinlerde genellikle koroner arter hastalıkları ve hipertansiyon gibi nedenlerle ortaya çıkan kalp yetmezliği, çocuklarda ise daha çok konjestif kalp hastalıkları şeklinde görülüyor. Kahraman, "Amacımız, hastayı hayatta tutmak, hastaneye yatışları azaltmak ve yaşam kalitesini artırmaktır" diyerek, kalp nakli için uygun donör sayısının yetersiz olduğunu ve bu sebeple ventriküler destek cihazlarının hayat kurtarıcı bir rol oynadığını söyledi. Ayrıca, bu cihazların farklı boyutları olduğunu ve çocuk hastaların bu cihazları taşımakta zorlanmadığını vurguladı.

EÜ Kalp Destek Cihazı ve Kalp Nakil Polikliniği Koordinatörü Hemşire Derya Kayıhan, 1998 yılından bu yana 300 kalp nakli gerçekleştirdiklerini, bunlardan 34'ünün çocuk hastalara ait olduğunu belirtti. Kayıhan, "Kalp yetmezliği tedavisinde kalp nakli en etkili çözüm olmakla birlikte, donör eksikliği ve bazı hastaların nakil için uygun olmamaları nedeniyle kalp destek cihazlarının kullanımı giderek artıyor. Yeni nesil kalp destek cihazları, çocuk hastaların hastaneye bağlı kalmadan yaşamlarını sürdürmelerine olanak tanıyor; okullarına gidebiliyorlar ve günlük yaşamlarını devam ettirebiliyorlar" dedi.

Organ Bağışı, Toplumsal Bir Sorumluluk

EÜ Organ Nakli Uygulama ve Araştırma Merkezi Koordinatörü Sinem Aras, organ bağışının sadece tıbbi bir konu olmadığını, aynı zamanda etik, dini ve sosyolojik boyutları da olan kompleks bir konu olduğunu vurguladı. Organ bağışının, bireylerin serbest iradeleriyle yapılması gerektiğini belirten Aras, "Hayattayken organ bağışı formu doldurmak, bir nevi kişisel bir vasiyet olarak kabul edilebilir. Beyin ölümü gerçekleşen bir kişi için karar merci ailelerdir. Bu yüzden ailelerin organ bağışı hakkında bilgi sahibi olmaları büyük önem taşıyor" diye konuştu.

İzmir, Organ Bağışı Oranlarında Türkiye'nin Üzerinde

2023 yılındaki organ nakli bekleyen hasta sayısının 32 bin civarında olduğunu belirten Aras, organ bağışı oranlarının Türkiye genelinde oldukça düşük olduğunu, yalnızca bekleyen hastaların %18'ine organ temin edilebildiğini ifade etti. Ayrıca, Avrupa'da kadavra organ bağışı konusunda Türkiye'nin 52. sırada olduğunu aktaran Aras, ancak canlı donörlerle bu açığın büyük ölçüde kapatıldığını söyledi. İzmir’in organ bağış oranlarının ise Türkiye ortalamasının çok üzerinde olduğunu belirten Aras, "Türkiye genelinde organ bağışı oranı 5'te 1 iken, İzmir’de bu oran 3’te 1’e çıkıyor. İzmir, organ bağışı konusunda her zaman daha iyi bir konumda" şeklinde konuştu.

Etkinlikteki sunumlar ve tartışmalar, organ nakli ve kalp destek cihazlarının kritik rolünü bir kez daha gözler önüne serdi. Hem sağlık profesyonelleri hem de toplum için organ bağışı bilincinin arttırılması gerektiği vurgulandı.