Sağlık

Organ Bağışı Farkındalık sempozyumu: Hayat kurtarmak için bir adım daha

Organ Bağışı Farkındalık Sempozyumu’nda uzmanlar, Türkiye’de organ bağışının oranının sadece yüzde 19 olduğunu ve 25 bin kişinin böbrek nakli beklediğini vurguladı

Abone Ol

Medicana Sağlık Grubu iş birliğiyle düzenlenen Organ Bağışı Farkındalık Sempozyumu, organ bağışının tüm boyutlarını ele aldı. Uzmanlar, Türkiye’de organ bağışı oranının sadece yüzde 19 olduğunu ve 25 bin kişinin böbrek nakli beklediğini vurguladı. Etik ve yasal çerçevede yapılan organ bağışının, yaşamı yeniden kazandırmak için önemli bir fırsat sunduğuna dikkat çekildi.

Organ Bağışı: Yeni Bir Hayat, Yeni Bir Umut

Organ bağışı, bir insanın hayatını kurtarmak ve yeni umutlar yeşertmek için en anlamlı yollarından biridir. Hem Türkiye’de hem de dünya genelinde organ bağışı, kişinin rızasına dayalı olarak gerçekleştirilir ve etik kurallar çerçevesinde yapılır. Medicana Sağlık Grubu’nun düzenlediği sempozyumda, Medicana International İstanbul Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Sabri Tekin, Medicana Ataşehir Hastanesi Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Avşin İbiş ve Hemşirelik Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Arzu Kader Harmancı Seren, organ bağışının önemini ve ülke genelindeki durumu tartıştı.

Beyin Ölümü ve Organ Bağışı Süreci

Prof. Dr. Sabri Tekin, beyin ölümü ve bitkisel hayat arasındaki farkları açıkladı. Beyin ölümü, beynin geriye dönüşü olmayan şekilde fonksiyonlarını kaybetmesi anlamına gelir. Beyin ölümü tespit edildikten sonra, organ bağışı için kritik bir dönem başlar. Tekin, “Beyin ölümü gerçekleşen kişilerin organlarını bağışlamak için 48-72 saatlik bir süre var. Bu süre içinde organlar özel tedavi yöntemleriyle yaşatılabilir, böylece organ nakli yapılabilir” dedi.

Böbrek Yetmezliği ve Organ Nakli İhtiyacı

Doç. Dr. Avşin İbiş, kronik böbrek yetmezliği hastalarının organ nakli beklediğini belirtti. Türkiye’de, böbrek yetmezliği tedavisi için her yıl artan bir talep bulunmasına rağmen, yeterli organ bağışı olmadığını vurguladı. "Böbrek yetmezliği olan hastaların ya canlı vericiden ya da kadavradan böbrek nakli yapması gerekiyor. Ancak bağış eksikliği nedeniyle bu hastaların yaşamını sürdürebilmesi için diyaliz tedavisi gerekiyor" şeklinde konuştu.

Türkiye’de Organ Bağışı Oranı Yetersiz

Prof. Dr. Arzu Kader Harmancı Seren, Türkiye’de organ bağışı oranlarının düşük olduğuna dikkat çekti. “Beyin ölümü gerçekleşen hastaların yakınlarına organ bağışı yapmayı kabul edenlerin oranı sadece yüzde 19. Bu oran, organ nakli için oldukça düşük. Dayanışma ve birlikteliğin vurgulandığı bir toplumda, bu oran kabul edilemez. Eğer bağış oranı artırılabilirse, organ nakilleri çok daha yaygın hale gelir" dedi. Seren, dünya genelindeki organ bağışı havuzunun dahi yetersiz kaldığını belirtti.

Organ bağışının artırılması gerektiğine ve bu konuda toplumda daha fazla farkındalık yaratılmasının önemine vurgu yapılan sempozyum, katılımcılara organ bağışının hayat kurtarıcı etkisini bir kez daha hatırlattı.