NASA, Güneş sistemimizde gezinmenin yeni bir yolunu test edecek olan yeni bir göreve hazırlanıyor. Bu yeni yöntemin merkezinde güneş yelkenleri bulunuyor ancak bu yelkenler, rüzgarı değil güneş ışığını itici güç olarak kullanmak üzere açılacak. “Advanced Composite Solar Sail System” (ACS3) olarak adlandırılan sistemin önümüzdeki hafta Rocket Lab tarafından fırlatılması hedefleniyor.

NASA, uzaya yelken açacak

ACS3 görevinin birincil amacı, dört adet çok ince üçgen levhayı gergin bir şekilde açık tutacak tüp şeklindeki yeni kompozit bomları test etmek olacak. Bu bomlar tıpkı gemilerdeki yelkenleri açık tuttuğu gibi güneş yelkenlerini açık tutacak. NASA, bu bomların tam olarak açılmasının yaklaşık 25 dakika süreceğini söylüyor. Yelkenler tam ölçeğe ulaştığında kaplanan alan hemen hemen bir tenis kortunun yarısı kadar veya 80 metrekare olacak. Bu ölçeğe ise sadece bir mikrodalga büyüklüğündeki küçük bir uydudan ulaşılacak. NASA, yeni bomların önceki teknolojiye göre daha sert ve daha hafif olduğunu da belirtiyor. ACS3'ün baş sistem mühendisi Alan Rhodes, "Yedi metre uzunluğundaki konuşlandırılabilir bomlar elinize sığacak bir forma dönüşebiliyor" diyor. Bu da teknolojinin ne kadar kompakt olduğunu gösteriyor. NASA, dediğimiz gibi öncelikle bu bomları test edecek. Bunların ekstrem koşullara dayanıklı olması gerekiyor. Eğer yelkenler başarılı bir şekilde açılırsa NASA, birkaç yörünge manevrası da gerçekleştirecek.

ACS3, yaklaşık Dünya’dan 1.000 km (ISS’in iki katı yüksekliğinde) yükseklikte Güneş’le eşzamanlı bir yörüngeye konuşlandırılacak. NASA, ışık koşullarının ideal olması halinde uydunun Dünya’dan görülebileceğini söylüyor. Aktarılanlara göre yansımaya bağlı olarak ACS3 uydusu Sirius yıldızı kadar parlak olabilir. Fırlatma ise 24 Nisan tarihinde Yeni Zelanda'nın Mahia Yarımadası'ndaki fırlatma kompleksinden yapılacak. Fırlatma Rocket Lab’a ait Electron roketiyle gerçekleştirilecek.

Yelkenler uzayda nasıl çalışacak?

Yelkenlerin uzayda çalışma prensibi ile denizlerimizde çalışma prensibi birbirine oldukça benziyor. Uzayı bir okyanusa benzetecek olursak tek fark aslında rüzgar yerine güneş ışığından yararlanmak olacak. Güneş yelkenleri, geleneksel kimyasal tahrikli roketlere uygun fiyatlı alternatifler olarak son yıllarda öne çıkmaya başlamış durumda.
Bilindiği üzere Güneş, uzayın her yönüne ışık parçacıkları olan fotonları yayıyor. Bu fotonlar güneş yelkenlerine çaptığında momentumlarını yelkene aktarıyorlar. Bu momentum oldukça az olsa da bunun sürekli olduğunu unutmamak gerek. Dolayısıyla bu tutarlı ve sürekli itki, uzay araçlarının zaman içinde geleneksel roketlerle ulaşılabilecek hızlara çıkmasını sağlayabilir.

LightSail 2'si gibi önceki görevlerde çok daha küçük sistemlerin bu itkiyi kullanabildiği ve yörünge değiştirebildiği kanıtlanmıştı. Ancak ACS3, LightSail'den dört kat daha büyük yapıda ve bazı kritik geliştirmelere sahip. Önceki denemelerde metal bomlar kullanılırken NASA, uzaydaki dramatik sıcaklık değişikliklerinden çok daha az etkilenecek karbon fiber takviyeli polimerden yapılmış daha hafif bomları kullanacak.

Kaynak: DonanımHaber