Edirne’nin tarihi ve mimari zenginliği, Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli yapılarından biri olan Selimiye Camisi'nin inşasında büyük rol oynamıştı. Edirne’deki mimarlık geleneği, Mimar Sinan’ın dünya çapında bir başyapıt olarak kabul edilen bu camiyi inşa etme sürecinde ona rehberlik etti. Bu önemli konu, Edirne'de Osmanlı Kimliği ve Selimiye Sempozyumu'nda masaya yatırıldı.

ODTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Uzay Peker, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı’nın düzenlediği sempozyumda “Mimar Sinan ve Osmanlı Mimarisinde Edirne Mimarlık Geleneği” başlıklı bir sunum yaptı. Peker, Sultan II. Selim’in Edirne’ye olan özel ilgisi ve bu ilginin Selimiye’nin inşasında nasıl bir rol oynadığını vurguladı. Sultan II. Selim’in, Edirne'de “benzeri olmayan bir cami” yaptırılması emrini verdiğini belirten Peker, bu isteğin Mimar Sinan’ın eserine yansıdığını söyledi.

508 yıllık Yunus Paşa Camisi restorasyon sonrası ibadete açıldı 508 yıllık Yunus Paşa Camisi restorasyon sonrası ibadete açıldı

Selimiye'nin İlham Kaynağı: Edirne ve İstanbul'un Birleşimi

Prof. Dr. Peker, Mimar Sinan’ın Selimiye Camisi'ni inşa ederken, Edirne’deki Üç Şerefeli ve II. Bayezid Camisi gibi yapıları da referans aldığını ifade etti. Sinan, bu yapıların mimari anlayışından esinlenerek, camiyi hem Edirne’nin yerel mimarlık geleneğini yansıtan hem de İstanbul’daki geleneksel tasarım anlayışını içeren bir yapıda tasarladı.

Peker, Sinan’ın Ayasofya Camisi’nin kubbesini aşan büyüklükte bir kubbe inşa etmesinin de önemli bir mimari hamle olduğunu belirtti ve Selimiye’nin, Edirne’nin geleneksel tasarım unsurlarını barındırırken aynı zamanda İstanbul’daki büyük camilerin izlerini taşıdığını söyledi. “Selimiye, bir yandan Edirne’nin mimarlık geleneğinden esinlenirken, bir yandan da İstanbul’da oluşan bir geleneğin üzerine inşa edilmiş bir anıt yapı olarak değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Osmanlı Kimliği ve Sentezleme

Peker, Selimiye Camisi’nin, Osmanlı kimliğinin sentezleyici ve kapsayıcı bir ifadesi olduğunu vurgulayarak, “Osmanlı medeniyeti, farklı milletlerden ve kültürlerden gelen etkileri birleştirerek bir kimlik oluşturdu. Sinan’ın Süleymaniye ve Selimiye camileri de bu sentezleyici kimliğin dışa vurumlarıdır” dedi. Prof. Dr. Peker, Edirne’nin yerel duyarlılığı ve bölgesel mimarlık anlayışının da Selimiye’de önemli bir yer tuttuğunu söyledi.

Kaynak: İHA