BERNA SEVER-EGE TELGRAF-Batı Nil virüsü, ilk kez 1937 yılında Uganda’nın Batı Nil bölgesinde tespit edilmiştir. Virüs, temel olarak sivrisinekler aracılığıyla yayılır. Enfekte bir sivrisinek, kan emdiği sırada virüsü insanlara ve hayvanlara bulaştırabilir. Bu nedenle, sivrisineklerin yoğun olduğu bölgelerde yaşayan veya bu bölgelere seyahat eden kişilerin daha dikkatli olmaları gerekmektedir.

Okul çağındaki çocuklar için diş sağlığı tehlikede: Aileler dikkat!

Virüs, kan yoluyla da bulaşabilse de bu durum oldukça nadirdir. Kan nakli, organ nakli ve anne sütü ile virüsün bulaşması mümkün olsa da bu yollarla bulaşma oranı oldukça düşüktür. İnsanlar arasındaki doğrudan temas ise virüsün yayılmasına neden olmaz.

Batı Nil Virüsünün Belirtileri Nelerdir?
Batı Nil virüsü enfeksiyonunun belirtileri genellikle hafiftir ve çoğu zaman fark edilmez. Virüs bulaşan kişilerin %80’i belirti göstermez. Ancak, virüsün belirtileri ortaya çıktığında genellikle 3 ila 14 gün içinde görülür ve şunları içerebilir:

Yüksek ateş
Baş ağrısı
Kas ağrıları
Yorgunluk
Mide bulantısı ve kusma
Deri döküntüleri
Daha nadir vakalarda, virüs ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Özellikle 60 yaş üstü bireyler ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde menenjit veya ensefalit gibi ciddi nörolojik hastalıklara neden olabilir. Bu tür vakalarda şiddetli baş ağrısı, boyun tutulması, kas zayıflığı, titreme, kasılmalar ve bilinç kaybı gibi belirtiler görülebilir.

Teşhis ve Tedavi Yöntemleri
Batı Nil virüsü enfeksiyonunun teşhisi, genellikle kan testi ile yapılır. Özellikle virüsün yaygın olduğu bölgelerde bu testler daha sık kullanılır. Tedaviye gelince, Batı Nil virüsüne karşı spesifik bir antiviral tedavi bulunmamaktadır. Hafif belirtiler gösteren hastalar genellikle bol sıvı tüketimi, istirahat ve ağrı kesici ilaçlarla tedavi edilir. Ciddi vakalarda ise hastane ortamında destekleyici tedavi uygulanır. Bu, solunum desteği, sıvı tedavisi ve nörolojik komplikasyonların yönetimini içerebilir.

Korunma Yolları
Batı Nil virüsünden korunmanın en etkili yolu, sivrisinek ısırıklarından kaçınmaktır. Bunun için alınabilecek bazı önlemler şunlardır:

Sivrisineklerin aktif olduğu saatlerde (genellikle sabah erken ve akşam geç saatlerde) açık havada bulunmaktan kaçının.
Dışarı çıkarken uzun kollu giysiler ve pantolonlar giyin.
Sivrisinek kovucu spreyler kullanın.
Evlerde ve iş yerlerinde sineklik kullanarak sivrisineklerin içeri girmesini engelleyin.
Durağan su birikintilerini ortadan kaldırarak sivrisinek üreme alanlarını minimize edin.