Herkese merhaba sevgili kışın esiri olmuş ruhlar! Evet, dışarıda güneşli ama ısıtmayan çoğu zaman da grilere bürünmüş bir hava var, çok rüzgarlı olmasa da bir melankoli melteminin ılık ılık estiğini söylemek mümkün. E, tabii; güneşin “Ben yokum, gidin D vitamini başka yerden bulun” tavrını takınması, günlerin insafsızca kısalması ve “Eve kapanma” modunun otomatik olarak devreye girmesi... Sonuç: Kucakla bakalım kış depresyonunu!

Dışarıda ayaklarını sürüyerek yürüyen, omuzları çökmüş ve yüzünde hala yastık izlerini barındıran o kadar çok insan var ki… Pencereden bakarken hangisi daha kötü görünüyor diye düşünmeden edemiyorum. Acaba ne yaşıyor o hayatlar, o an neler düşünüyor? Bir yandan bunları düşünürken diğer yandan ‘Ah bu kış ne güzel aman ne romantik’ diye paylaşım yapanlara da gerçekten sinir oluyorum. Gerçekten çalışman gereken bir işin ve her gün belirli bir mesai saatin varsa ve bir hayat akışı içinde yuvarlanıp gidiyorsan her mevsim biraz zor ama kışın ayrı bir zor…

Evde battaniyenin altına saklanıp sıcak bir çikolata yapıp Netflix’te diziden filme atlamayacaksam bırakın kardeşim gireceğim ben bu depresyona! Kış oyununu kazanmak istiyorsanız, önce kendinize "soğukla savaşmamaya" dair bir söz verin. Zira kışın size ders verdiği şey şu: “Dışarıda soğuk varsa, içeride keyif var.” En yakın izin gününüzü evinizde geçirin… Önce gidip bir fincan sıcak çikolata yapın. Üzerinize en sevdiğiniz pijamayı giyin. Sıcacık bir battaniyeye bürünün bakalım… Bir de televizyondan güzel bir film açtınız mı, şahane! Yeni medyada da güzel şeyler var ama benim favorim Yeşilçam! Adile Naşit’in Türkan Şoray’a ‘Sultaaaan!’ diye bağırması hangimizi neşelendirmiyor ki!

BIRAKIN MÜKEMMELİYETİ

Kış aylarında güneşin cimriliği yüzünden serotonin seviyemiz “Hayattan ne bekliyorsun?” diye sormaya başlıyor. Kış mevsiminde modayı takip etmeye çalışan herkes “o dondurucu soğukta” havalı görünmek için fazla uğraşıyor. Gerçek şu ki, en kalın kaban, en uzun atkı, hatta belki çuval gibi görünen o bere kombinasyonuyla bile harikasınız. Bırakın Instagram mükemmeliyetini, siz sadece üşümemeye bakın.

Son olarak, kışın en güzel hediyesi: kar yağışı belki… Biz İzmir’de bundan da nasiplenemiyoruz ya o ayrı canımı yakıyor. Kışsan tüm yüzünü göster değil mi, yok! Anca bize kuru soğuk, hapşırık, tıksırık kalıyor.

Unutmayın, sevgili dostlar: Kış depresyonu, aslında biraz bahane! Battaniyeye sarılmak, bitki çayı içmek, eski anılara dalmak için bir fırsat. Yani kış depresyonuna değil, kış keyfine teslim olun. Sonuçta, kış bitecek ve yazın “Bu sıcakta yaşanmaz” diye şikâyet etmeye devam edeceğiz. Ah bu insanlar, ah bu biz…