CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz hafta İzmir’e adeta çıkarma yaptı. Üç gün boyunca temaslarda bulundu. İlk gün bir proğramı yoktu. Ama biz biliyoruz ki, liderler serbest zamanlarda o i...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz hafta İzmir’e adeta çıkarma yaptı. Üç gün boyunca temaslarda bulundu. İlk gün bir proğramı yoktu. Ama biz biliyoruz ki, liderler serbest zamanlarda o ilde kendine yakın isimlerle gözlerden ırak buluşur ve nabız yoklar. Herhalde Sayın Kılıçdaroğlu da öyle yapmıştır.
Ama Kılıçdaroğlu’nun İzmir çıkarmasında siyaseti çalkalayan cümleleri Seferihisar’daki toplantıda sarfettiği sözlerdi. Biliyorsunuz, CHP’nin başı çektiği muhalefet 6’lı Masa diye bilinin masada, 2023 seçimlerine hazırlanıyor. Bu masa defalardır da toplanıyor. Orada ne konuşuluyor, neler planlanıyor 6 liderden başka bilen yok.
Fakat tüm Türkiye 6’lı Masa’nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı konusunu aylardır tartışıp duruyor. Bu konuda henüz bir anlaşma sağlanmış değil. Masadakilere sorarsanız, seçimlere daha 8-9 ay kala adayı açıklamak yıpranmasına neden olabilir. Peki bu gerçek gerekçe mi? Masanın karşısındaki siyasetçilere göre, bu konuda bir uzlaşma sağlanmış değil. Öyle olsaydı durulmaz açıklanırdı.
Hal böyle iken, 6’lı Masa’nın işinin bir hayli zor olduğu görülüyor. Her ne kadar CHP tarafı masanın en güçlüsü olarak görülse de, artık 50+1 sistemi bunun bir öneminin olmadığını gösteriyor. Masada artı 1 oyu bile olan diğerleriyle eşit. Masadakiler bunun farkında ki, birbirlerine ne liderler düzeyinde ne de tabanda
“gık
” bile diyemiyor. Anlayacağınız zor iş.
Gelelim Sayın Kılıçdaroğlu’nun İzmir Seferihisar’da kendi partisinin mensuplarının önünde güya onlara hitaben sarfettiği ama
“Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla
” kabilinden o önemli sözlere. Ne demişti CHP lideri;
“Benimle misiniz, değilmisiniz?
” diye sormuştu, vekillerine ve partililerine. İşte bu sözler, siyasette bomba gibi patladı.
Kılıçdaroğlu bu sözleri kime söylemişti? Aynı partide bulunan, aynı davaya baş koymuş insanların liderinin yanında olmaması gibi bir durum söz konusu olabilir mi? Bence olamaz. Ama herhalde Kılıçdaroğlu’nun bir şüphesi, duygusu, hissiyatı mı var diye düşünmeden edemiyor insan. Kendini yalnız mı hissediyor? Ondan mı cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklamıyor?
Yoksa mesajları 6’lı Masa’dakilere mi? O da olabilir. Zira, siyasetteki ağırlıkları eşit olmasa da, masadaki ağırlıkarı eşit gibi görülen liderler arasında hala görüş ayrılıkları mı var? Tabi bunlar hem siyasi çevrelerde, hem halk arasında hem de hergün ekranları dolduran proğramlardaki yorumcuların beyinlerini tırmalamaya devam edecek. İlahi Bay Kemal, öyle bir bomba ortaya attın ki, siyaset allak bullak.
Neyse, biz Kılıçdaroğlu’nu sözlerini meraklılarına bırakalım. Üçüncü gün İzmir’de açılışlara ve temel atmalara katılan CHP liderinin İzmir’den hayli memnun ayrıldığını düşünüyorum. Çünkü, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmaları gerçekten CHP’nin yüz akı. Her ne kadar İzmir’deki muhalefet, yani AK Parti ve MHP cenahı her defasında CHP ve Sayın Tunç Soyer’i yerden yere vursa da, onlar bildiklerini okumaya devam ediyor.
Biz de buradan notumuzu verelim. Açılışı yapılan ayrıştırmalı katı atık bertaraf tesisi İzmir’in en önemli ihtiyacıdır. Küçük bir tesis de olsa örnek olması bakmından ilk adımdır. Dilerim Büyükşehir Belediyemiz bu tesislerin sayılarını çoğaltır. Tıpkı Sayın Başkan Tunç Soyer’in dediği gibi hem çevreye hem de ekonomiye büyük katkıları olacaktır.
Kılıçdaroğlu’nun katıldığı ikinci tören Gaziemir’deki kentsel dönüşüm projesiydi. Bu da önemli bir gelişmedir. Bir süredir Büyükşehir, İZBETON adlı kuruluşunu da devereye sokarak kentsel dönüşümde elini taşın altına koymuş bulunuyor. Bu konu muhalefetin yani AK Partililerin olumsuz tepkilerine rağmen, güzel bir gelişmedir. Birşeyler yapmak, hiçbirşey yapmamaktan çok iyidir. Ben her iki konuda Sayın Tunç Soyer’in nezdinde Büyükşehir Belediyesi bürokratlarını kutluyor ve kolaylıklar diliyorum.