Nihat AK/EGE TELGRAF- Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararları sonrası bankaların konut kredisi faizlerini güncellemeye başlaması, ev sahibi olmayı planlayan vatandaşlar için umut ışığı oldu. Ancak sektör temsilcileri, mevcut faiz oranlarının hala birçok kişi için yüksek olduğunu, daha fazla indirimin hem alıcıları hem de piyasayı rahatlatacağını vurguluyor.
SEVİNDİRİCİ AMA YETERLİ DEĞİL
Konut kredilerinde faiz oranlarının düşme eğilimi göstermesine rağmen beklenin çok üzerinde kaldığına vurgu yapan gayrimenkul danışmanı Gökçe Üççeşmeler, “Konut alma hayali kuranların, özellikle son birkaç yıl içinde yaşanan ekonomik dalgalanmalarla birlikte daha da zorlu hale gelen süreçlerin ardından, nihayet bir müjde alması, elbette hepimiz için sevindirici bir gelişme. Merkez Bankası'nın faiz indirimi kararı, bu süreçte önemli bir kilometre taşıydı. Ancak, bu yalnızca bir başlangıçtı. Zira, birçok vatandaşımız hala düşük faizli kredi imkanlarının artmasını, daha geniş erişim imkanları sağlamasını bekliyordu. Bu isteğe kulak veren bankalarda konut kredisi faizlerini güncellemeye başladılar. Bugün, özellikle yüzde 3’ün altında faizle kredi veren banka sayısının hızla arttığını görmek, gerçekten çok umut verici bir gelişme. Bu, hem konut almak isteyenler için bir fırsat, hem de gayrimenkul sektörüne olan güvenin yeniden pekişmesinin işaretidir. Ancak, bu gelişmeleri olumlu görmekle birlikte, bir noktada daha fazla indirim gerektiğini de unutmamalıyız. Hala yüksek faiz oranları, birçok insanın ev sahibi olma hayalini ertelemesine neden oluyor. Zira konut kredisi, insanların uzun vadeli planlarında büyük bir yer tutuyor ve bu borcun ödeme koşulları, hayat standartlarını doğrudan etkileyebiliyor” dedi.
PSİKOLOJİK HAREKÂT
Konut kredi faizlerindeki düşme eğiliminin psikolojik bir harakat olduğuna dikkatleri çeken İzmir Emlak Kulübü Derneği Başkanı Rıdvan Akgün, “Psikolojik harekât diye tabir edebileceğimiz bu faiz indirimi, aslında halkın moralini yükseltmek, alım gücünü artırmak ve piyasadaki hareketliliği canlandırmak amacıyla atılan bir adım. Faizlerin iki nokta seksenden yetmiş dokuza inmesi gibi küçük bir değişiklik, belki yüzdelik olarak büyük bir avantaj sağlamasa da psikolojik olarak büyük bir etki yaratıyor. Şu anda özellikle 1-3 ile 3-5 milyon TL arasında olan gayrimenkuller için Kasım ve Aralık aylarından bu yana ciddi bir satış hareketliliği gözlemliyoruz. İzmir Emlak Kulübü Derneği olarak bizler de üyelerimiz ve şirketimiz aracılığıyla bu talepleri aktif olarak takip ediyoruz. Piyasada bir canlanma var ve özellikle yüzde elli kadar kredi kullanarak taşınmaz alan müşteriler piyasaya yön veriyor” ifadelerini kullandı.
AVANTAJLI TARAFLARI
Beklenenden yüksek olan konut kredi faizlerinin cazip yanlarının da olduğunu dile getiren Başkan Akgün, “Barınma maliyetlerinin yüksekliği ve kiraların artışı, vatandaşları kredi kullanmaya teşvik ediyor. Bugün, 30 bin lira aylık kira ödeyen için 1 milyon TL kredi kullanarak konut almak cazip olabiliyor. Kira ödemektense taksit ödemek daha faydalı görülebiliyor. Kullanılan bu kredi aslında ödediği kiradan tasarruf etmesine ve gayrimenkulün değer artışından faydalanmasına olanak tanıyor. Bu da gösteriyor ki, yüksek faiz oranlarına rağmen, gayrimenkul almak, kirada oturmaktan daha avantajlı hale gelebiliyor. Önümüzdeki yıl, 2025’te gayrimenkul satışlarının 2024'ten daha fazla olacağı kanaatindeyiz. Çünkü vatandaşlar, kiralarla karşılaştırıldığında, kredi kullanarak ev sahibi olmanın daha mantıklı bir çözüm olduğunu fark ediyorlar. Bu da piyasanın hareketliliğini artıran, güven veren bir durum” diye konuştu.
UZUN VADELİ YATIRIMDIR
Konuta yönelik yatırımların uzun vadeli olduğuna vurgu yapan emlak danışmanı Ulus Kızıltuğ, “Öncelikle, bankaların sunduğu konut kredisi faiz oranlarının hala yüksek olduğunun farkındayız. Örneğin, yüzde 2,79 faiz oranıyla 1 milyon liralık bir kredi, 28 bin 966 TL aylık taksitle, toplamda 3 milyon 475 bin TL geri ödemeye denk geliyor. Bir diğer seçenek olan yüzde 2,89 faiz oranı ile aynı kredi, aylık 29 bin 878 TL taksitle, toplamda 3 milyon 605 bin TL geri ödeme gerektiriyor. Bu oranlar, ilk bakışta yüksek gibi görünebilir, ancak burada önemli olan nokta, konut alımının uzun vadeli bir yatırım olduğunu unutmamamız gerektiğidir. Konut üretimi ve satışı açısından da enflasyon karşısında değer kazanan gayrimenkuller uzun vadede doğru bir yatırım aracı olacaktır” şeklinde konuştu.
DOMİNO ETKİSİ YARATIR
Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinin domino etkisi yaratacağına dikkatleri çeken Kızıltuğ, “Konut kredilerinin cazip hale gelmesi, sadece alıcıyı değil, tüm sektörü olumlu yönde etkileyecek bir gelişmedir. Müteahhitler, gayrimenkul danışmanları ve konut alıcıları, bankaların faiz indirimleriyle daha uygun ödeme koşullarıyla karşılaşarak bu süreçten fayda sağlayacaklardır. Önümüzdeki dönemde, Merkez Bankası'nın faiz indirimine devam etmesiyle birlikte, bankalar da konut kredisi faiz oranlarını daha da aşağıya çekeceklerdir. Bu durum, sektördeki canlanmayı hızlandıracak ve gayrimenkul sektörü başta olmak üzere pek çok sektörü olumlu yönde etkileyerek ekonomiye katkı sağlayacaktır” dedi.