Bilim ve Teknoloji

Atalarımızın DNA'sında sürpriz bulgu

Bilim insanları, vücudun yanlışlıkla kendisine saldırdığı otoimmün bir hastalık olarak kabul edilen, beyin ve omurilik hastalığı MS'in DNA’larla ilişkisine dair çarpıcı bir keşif yaptı

Abone Ol

34 bin yıl öncesine kadar yaşamış eski Avrupalıların kemik ve dişlerinden elde edilen DNA’lar, nörolojik hastalık multipl sklerozun kökenine dair fikir veriyor ve artık bu riski artıran genetik varyantların, insanları hayvan kaynaklı hastalıklardan korumak için eski zamanlarda işe yaradığını ortaya koyuyor.

Araştırmacılar, yaklaşık 5000 yıl önce, Tunç Çağı'nın başlangıcında, Yamnaya halkı adı verilen modern Ukrayna ve güney Rusya'yı da içeren bir bölgeden Batı Avrupa'ya taşındığı çok önemli bir göç olayı tespit etti. 

O zamanlar koyun ve sığırlarından kaynaklanabilecek enfeksiyonlara karşı faydalı, koruyucu genetik özellikler taşıyorlardı. Binlerce yıl boyunca sıhhi koşullar iyileştikçe aynı varyantlar MS riskini artırdı. Araştırmacılar, bunun Kuzey Avrupalıların neden Güney Avrupalıların iki katı kadar, dünyanın en yüksek MS prevalansına sahip olduğunu açıklamaya yardımcı olduğunu söyledi.

Bulgular, Batı Avrupa ve Asya'daki çeşitli bölgelerden 1.664 kişiden dizilenen antik DNA'yı içeren araştırmalardan elde edildi.

Bu antik genomlar daha sonra, zaman içinde meydana gelen değişiklikleri ayırt etmek için, kendilerini "beyaz-İngiliz" olarak tanımlayan yaklaşık 410.000 kişiden ve Birleşik Krallık dışında doğmuş 24.000'den fazla kişiden oluşan Birleşik Krallık Biyobankası'ndan alınan modern DNA ile karşılaştırıldı.

BULGULAR MS ARAŞTIRMASI VE TEDAVİSİ İÇİN ÇIKARIMLAR SAĞLAYABİLİR

California Üniversitesi'nden popülasyon genetiği uzmanı Rasmus Nielsen, "Geçmiş çevrelerde meydana gelen evrimin bir ürünüyüz ve bugün kendimiz için yarattığımız çevreye pek çok bakımdan en iyi şekilde uyum sağlamıyoruz" dedi. Araştırma çarşamba günü Nature dergisinde yayınlandı.

Yaklaşık 11.000 yıl önce, Türkiye’nin yer aldığı coğrafyadaki çiftçiler, avcı-toplayıcıların yerini alarak Batı Avrupa'ya doğru genişlediler. Daha sonra Yamnaya'nın yerini bu tarımcılar aldı.

Cambridge Üniversitesi genetikçisi ve çalışmanın ortak yazarı William Barrie, "Yamnayalar Avrupa'nın ilk gerçek göçebeleriydi. Yiyecek ve içeceğin çok az olduğu Asya Bozkırlarının iç kesimlerine ulaşmak için evcilleştirilmiş sığır ve atları kullandılar, dolayısıyla her şeyi yanlarında taşıdılar. Fiziksel olarak olağandışı derecede büyüktüler, bunu anlayabiliyoruz. İskeletleri ölçerek ve ayrıca genetik olarak oldukça büyük olduğunu görüyoruz" dedi.

Yamnaya ile ilgili soylar Kuzey Avrupalılarda mevcut olup İrlanda, İzlanda, Norveç ve İsveç'te zirveye ulaşıyor ve güneyde azalıyor.

Bulgular, koşullar geliştikçe genetik özelliklerin yararlıdan zararlıya nasıl değişebileceğinin altını çiziyor.