Haberleri mutlaka gördünüz. Aile hekimliği çalışanları, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan performansa dayalı yeni "Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği" nedeniyle kasım ayı başında Türkiye genelinde 3 gün iş bırakma eylemi gerçekleştirmişti. Aile hekimliği çalışanları, bir kez daha iş bırakma kararı aldı. 

Türk Tabipleri Birliği (TTB), aile hekimlerinin ülke genelinde 2-6 Aralık 2024 tarihleri arasında 5 gün iş bırakacağını duyurdu. TTB’den yapılan açıklamada " Meslek onurumuz ve halkın sağlığı için; 2-6 Aralık 2024 tarihlerinde 5 gün iş bırakacağımızı Sağlık Bakanlığı'na ve kamuoyuna duyuruyoruz." İfadeleri kullanıldı. 

Ancak haberlerin hiçbirinde aile hekimlerinin neye isyan ettiği açıklanmadı. Taa ki bir aile hekimi çıkıp izah edene kadar! Genç hekim diyor ki:

" Aile hekimleri, 

Ağrı kesici, mide koruyucu ve antibiyotik yazarsa, 

Hastaları yılda 7'den fazla kez eğitim araştırma, şehir, devlet hastanelerine giderse, 

Hastaları 6 ay aile hekimliğine gitmezse, 

Hastaları düşük puan verirse

maaş kesintisiyle karşı karşıya kalacak.

Öğrencisi özel ders alan öğretmenin maaşı kesiliyor mu, cemaati namaza gelmeyen imamın maaşı kesiliyor mu? Vatandaş hasta olmayıp aike hekimliğine gelmese suç, hasta olup hastaneye gitse suç. Siz bu şartlarda çalışmak ister misiniz?" 

Aile hekimleri sağlıktaki ilk basamağı, "koruyucu hekimlik" kısmını temsil ediyor. Vatandaş elbette bu hizmetten faydalanmalı. Koruyucu hekimlikle hem pek çok hastalık önlenir, hem erken teşhis ve tedavi imkanı ile hastanın iyileşme ihtimali artar hem de devlet ve vatandaş için masraflı olan kısımlar mümkün olduğunca önlenmiş olur. Evet! Ama koruyucu hekimliği güçlendirmenin yolu kesinlikle bu değil. 

Antibiyotik doğru kullanılsın, hastanelerde yığılma olmasın, hepsine evet. Ama yöntem yanlış. Çözüm ortak akla aykırı, bu nedenle yeni sorunlara gebe. 

Aile hekimliğinin "ilaç yazdırma" yeri değil, ana rahminden mezara kadar tüm ailenin sağlığının takip edildiği bir merkez olduğu anlaşılmalı önce. Bu kısım iyi idrak edilmeli. 

Bugün sistem kendi içinde sorunlu. Bazı ilaçlar var, mesela cilt rahatsızlarından  örnek verelim. Medikal bir şampuan kullanacaksınız. Hastanede cildiye doktoru yazarsa devlet ücretini karşılıyor, aynı şampuanı aile hekimi yazarsa devlet ilaç ücretini karşılamıyor. Şimdi bu hasta, hastaneden randevu alınca aile hekimi gerçekten suçlu mu? 

Ağrı kesici... Hem aile hekimine ilaç yazdırmayacaksın hem de hastalar bu ilaçları yazdırmaya hastaneye gidiyorlar diye aile hekiminin maaşından keseceksin, yani yazma diyeceksin! Olur mu? Peki ağrısı, acısı olan ne yapacak? 

Gerçek bir koruyucu sistem inşa edilmek isteniyorsa aile hekimleri gerçekten kendisine bağlı yetişkin her hastayı yılda 1 kez tahlil edebilir. Kan, idrar örnekleri, tansiyon ölçümü, diyabet kontrolü, cinsiyete bağlı muayeneler, aşılar, spor alışkanlıkları gibi detayları bir takvimle takip edilebilir. Çocukları 6 ayda bir  kontrole çağırabilir. 

Devletin ücretini ödemediği aşılar var, vatandaşın sağlığını korumaksa konu, çocuk ve yetişkin aşılarının kapsamı genişletilebilir. 

Diş klinikleri vardı, "sağlık ocağı" döneminde onlar kapatıldı mesela. Oysa diş de koruyucu hekimliğin en önemli konularından biri. Fırçalama eğitimlerine ne çok ihtiyacımız var! Aynı şekilde antibiyotik kullanımı, cinsel korunma... Okullarda her yaşa uygun sağlık eğitimleri arttırılabilinir.

Hala kalıcı bir şekilde çözülemeyen şiddet sorunu var ki hem sağlıkçılar hem tüm ülke çözüm bekliyor. Şiddetle ilgili ciddi önlemler alınabilir. 

Tüm bunlar halk sağlığı için maaş kesmekten çok daha etkili, gerçek çözümler. 

Yazmadan edemeyeceğim. Vatandaşla aile hekimliğinin koptuğu noktalar yok değil. Özellikle büyük şehirlerde tahlil yapmaktan kaçınan, raporu, ilacı çekine çekine veren aile hekimleri var. "Seni tanımıyorum, bu raporu veremem" diyebiliyor. Halbuki muayene etse tanışacak, kesinlikle sorumluluk almak istemiyorlar. 

Bazı özel durumlarda tekrarlanması gereken tetkikler için açık açık "Ücreti bizden kesiliyor, hastanede yaptırın" diyebiliyorlar. Sağlık Bakanlığı bu ve benzeri durumlar nedeniyle bir düzenleme ihtiyacı duymuş olsa da planladığı sistem doğru değil. Dolayısıyla çözüm getirmesi beklenemez. Aile hekimleri haklıdır. 

Bakanlık yetkililerinin, vatandaşı da hekimleri de zor durumda bırakacak uygulamadan vazgeçmesini; konuyu etraflıca ve her görüşten sektör temsilcisine kulak vererek yeniden değerlendirmesini bekliyoruz. 

 Etiketler: , grev, Sağlık Bakanlığı