Berna SEVER- EGE TELGRAF/ Ağızda görülen küçük, ağrılı lezyonlar, yaşam kalitesini etkileyebilecek can sıkıcı bir durumdur. Aftöz ülserler olarak bilinen bu yaralar, diş etlerinde, yanakların iç kısmında, dudaklarda ve yutakta sıklıkla görülür. Beyaz, grimsi veya sarı renklerde olabilir ve çevresinde kırmızı bir sınır bulunur. Uçuk gibi bulaşıcı olmayan bu yaralar, çoğunlukla 1-2 hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Ancak, bazı durumlarda bu sürecin uzaması veya daha ciddi formasyonların ortaya çıkması mümkündür.

Aftöz Ülser Türleri: Minör, Majör ve Herpetiform Aftlar

Aftöz ülserler, genellikle üç ana türe ayrılır:

Minör Aftlar: En yaygın tip olan minör aftlar, 3-10 mm arasında bir çapta olur ve genellikle 2 hafta içinde, hiçbir iz bırakmadan iyileşirler.

Glutenin görünmeyen yüzü: Çapraz tepkimeyi tetikleyen 6 gıda! Glutenin görünmeyen yüzü: Çapraz tepkimeyi tetikleyen 6 gıda!

Majör Aftlar: Çapları 10 mm'den büyük olan bu tür aftlar, derin ve geniş olabilir. İyileşme süreci birkaç hafta veya ay sürebilir ve bu tür yaralar iz bırakabilir.

Herpetiform Aftlar: Bu tip aftlar, 2-3 mm çapında birçok küçük lezyondan oluşur. Bazen 100'e kadar küçük aft bir arada görülebilir ve bu aftlar birleşerek büyük yaralar oluşturabilir.

Aftların Nedenleri: Ağızda Yaraların Başlıca Sebepleri

Aftların ortaya çıkmasına neden olabilecek çeşitli faktörler bulunmaktadır. Bu faktörlerden bazıları şunlardır:

  • Fiziksel Travmalar: Diş fırçalama, diş tedavisi veya herhangi bir kaza sonucu ağızda meydana gelen yaralar aftlara yol açabilir.
  • Duygusal Stres: Stres, vücut üzerinde birçok etkisi olan bir faktördür ve aft oluşumunu tetikleyebilir.
  • Kimyasal İçerikler: Sodyum lauril sülfat içeren diş macunları ve ağız gargaraları, bazı bireylerde afta neden olabilir.
  • Sigara Kullanımı: Sigara, ağız sağlığı üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilir ve aftların oluşumunu tetikleyebilir.
  • Vitamin Eksiklikleri: B12, çinko, folik asit ve demir eksiklikleri, aftların nedenleri arasında yer alabilir.
  • Bazı Yiyecekler: Baharatlı, asidik yiyecekler, çikolata ve kahve gibi besinler, bazı bireylerde aftlara neden olabilir.
  • Hormonel Değişiklikler: Özellikle kadınlarda adet dönemlerinde artan hormon seviyeleri, aft oluşumuna yol açabilir.
  • Otoimmün Hastalıklar: Behçet hastalığı gibi bazı otoimmün hastalıklar aftların gelişimine neden olabilir.
  • İltihaplı Bağırsak Hastalıkları: Ülseratif kolit veya Crohn hastalığı gibi hastalıklar da aft oluşumunu tetikleyebilir.
  • Bağışıklık Sistemi Sorunları: Bağışıklık sisteminin zayıfladığı veya baskılandığı durumlar, aftların sıklığını artırabilir.

Aftların Belirtileri ve Tanı Yöntemleri

Aftların en yaygın belirtileri arasında ağızda yanma, kaşınma hissi ve yemek yerken ya da yutkunurken ağrı bulunmaktadır. Ayrıca, bazen ateş, şişmiş lenf düğümleri ve kilo kaybı da görülebilir. Aftların teşhisi genellikle görsel muayene ile yapılır ve genellikle özel bir test gerektirmez. Ancak, aftlar uzun süre iyileşmezse, ek tetkikler yapılabilir.

Aftların Tedavisi: Kendiliğinden İyileşen Yaralar ve Yardımcı Tedavi Yöntemleri

Çoğu aft vakası, herhangi bir tedaviye gerek kalmadan kendiliğinden iyileşir. Ancak, bazı durumlarda tedavi yöntemleri şu şekilde olabilir:

Ağrı Kesici Kremler: Benzokain içeren kremler, aftların ağrısını hafifletmek için kullanılabilir.

Kortikosteroid İçeren Ürünler: Majör aftlar için kortikosteroid içeren jeller veya gargaralar kullanılabilir.

Ağız Temizliği: Aftların enfekte olmasını önlemek için oksijenli su ile ağız temizliği yapılabilir.

Vitamin ve Mineral Takviyeleri: B12 vitamini, çinko, folik asit ve demir eksiklikleri durumunda, bu vitamin ve minerallerin takviyesi faydalı olabilir.

Altta Yatan Hastalıkların Tedavisi: Eğer aftlar, başka bir hastalığın belirtisi ise, öncelikle bu hastalık tedavi edilmelidir.

Sonuç olarak, aftöz ülserler, genellikle zararsız ancak rahatsız edici bir durumdur. Ağız sağlığınızı korumak ve aftların önlenmesi için stres yönetimi, uygun diş bakım ürünlerinin kullanımı ve sağlıklı beslenme gibi önlemler almak önemlidir.

Kaynak: EGE TELGRAF