Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatih Alper, 2015 yılında başlattığı araştırmalar sayesinde meme enfeksiyonu tedavisinde önemli ve heyecan verici sonuçlar elde etti. 9 yıllık bir sürecin ardından, meme içine steroid uygulaması ve bazen krem desteği ile yapılan 5-10 seanslık tedaviyle hastaların tamamen iyileştiğini belirten Prof. Dr. Alper, "Atatürk Üniversitesi Radyoloji Bölümü olarak uyguladığımız tedavi protokolüyle başarılı sonuçlar elde ettik ve sıfıra yakın yan etkilerle, ameliyat gerektirmeden çözümler sunduk," dedi.

Prof. Dr. Alper, idiyopatik granülomatöz mastitin nadir ancak Türkiye’de sık görülen bir hastalık olduğunu ifade etti. Bu hastalık, memede kızarıklık, şişlik, ısı artışı, sertlikler, ciltte delinmeler, akıntılar ve açık yaralarla kendini gösteriyor. Başlangıç aşamasında kanserle karışabilecek belirtiler de bulunuyor. Genellikle orta yaş annelerde daha sık görülen bu hastalık, antibiyotik tedavisine yanıt vermeyen, farklı doktorlara başvuran hastalarda gözlemleniyor.

Prof. Dr. Alper, 21 Eylül’de İzmir’de düzenlenen IGM tedavi çalıştayına katıldığını ve dünya genelinde meme enfeksiyonunun tedavisiyle ilgili bir fikir birliği olmadığına dikkat çekti. Çeşitli tedavi yöntemlerinin kullanıldığını belirten Alper, Atatürk Üniversitesi'nde uyguladıkları tedavi protokolüyle başarılı sonuçlar aldıklarını, sıfıra yakın yan etkiyle ameliyat gereksinimini ortadan kaldırdıklarını vurguladı.

Glutenin görünmeyen yüzü: Çapraz tepkimeyi tetikleyen 6 gıda! Glutenin görünmeyen yüzü: Çapraz tepkimeyi tetikleyen 6 gıda!

9 yıl süren çalışmalarında, steroid uygulaması ve gerektiğinde krem desteğiyle yapılan 5-10 seanslık tedaviyle hastaların tam kür sağladığını belirten Prof. Dr. Alper, tedavi sırasında uygulanan steroid dozunun 400 mg ile 800 mg arasında olduğunu ve diğer tedavi yöntemlerinin yan etkilerinden kaçınılması gerektiğini ifade etti. Şimdiye kadar yaklaşık 650 hasta tedavi edilerek, her biri başarılı bir şekilde iyileşti ve tedavi sonrası mutlu bir şekilde ayrıldılar. Prof. Dr. Alper, bu yöntemin etkinliğinin tüm dünyada bilinmesi gerektiğini ve literatürdeki ilk çalışmalara imza attığını söyledi.

Erzurum ve Doğu Anadolu bölgesinde daha yaygın görülen bu hastalık, Türkiye’nin farklı şehirlerinden de hastaları Atatürk Üniversitesi’ne yönlendiriyor. Prof. Dr. Alper, yaptığı araştırmalarda literatüre yeni bulgular sunduğunu ve bu bulgulara kendi ismini vererek tıp dünyasında dikkat çektiğini belirtti. Ayrıca, ağır tedavi yöntemlerine ve ameliyatlara gerek kalmadan da başarılı sonuçlar alabileceklerini, hastaların bu konuda bilinçli olmaları gerektiğini ifade etti.

Kaynak: İHA