30 yıl önce Hepatit B hastalığına bağlı olarak ‘Siroz’ teşhisi konulan ve o zaman 48 yaşında olan Nurettin Açıl, ilaç tedavisinin mümkün olmayacağını öğrenmesi ve o dönemde Türkiye’de karaciğer naklinin yapılamaması nedeni ile karaciğer nakli olabilmek için Amerika’ya gitti. Sağlık Bakanlığı’nın onayı ve Merkez Bankası’nın finansman desteği ile Mount Sinai Hospital (Manhattan) Hastanesi’nde, Prof. Dr. Şükrü Emre ve ekibi tarafından ameliyatı gerçekleştirilen Açıl, 30 yıl aranın ardından İEÜ Tıp Fakültesi Medical Point Hastanesi Tıbbi Direktörü Prof. Dr. Şükrü Emre’yi ziyaret etti. Bir trafik kazasında hayatını kaybeden 17 yaşındaki kız çocuğunun karaciğerinin bağışlanmasıyla yeniden hayata tutunduğunu ifade eden Açıl, organ bağışının önemine dikkat çekti.
‘İkinci yaşamımdayım’
Açıl, “Karaciğer nakli olmamın üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen ciddi bir rahatsızlık yaşamadım. Nakli gerçekleşmiş tüm hastalara, strese neden olan durumlardan mümkün olduğunca uzak kalmalarını, beslenmelerine dikkat etmelerini ve aldıkları ilaçları kesinlikle aksatmamalarını tavsiye ediyorum. Her duyarlı vatandaşımızın organ bağışı yapmasını diliyorum. Şimdi ikinci yaşamımdayım ve bana organının bağışlayan insanı minnet ve şükran ile anıyorum. Prof. Dr. Şükrü Emre’ye bana yaptığı başarılı karaciğer nakli ameliyatı ve ondan sonra gösterdiği desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
‘Uzun yıllar sağlıklı yaşarlar’
İyi geçen bir karaciğer nakli ameliyatı sonrası hastaların çok uzun yıllar sağlıklı yaşadığını ifade eden Prof. Dr. Şükrü Emre de, “Nurettin Açıl ile yeniden görüşünce eski günlere döndüm. O zaman çocukları küçüktü. Şimdi çocukları büyümüş, evlenmiş, çok iyi yerlere gelmiş. Karaciğer nakli yapılan kişiler eğer kendilerine çok iyi bakarlarsa, Nurettin Bey’de olduğu gibi 30-40 sene sağlıklı yaşayabilirler. Hatta benim karaciğer nakli sonrası 50 sene yaşadığını bildiğim insanlar var. Nurettin Bey çok mutlu. Bana ‘Sayende çocuklarımı büyüttüm, mürüvvetlerini gördüm, çok teşekkür ederim, minnettarım’ şeklinde ifadeler kullandı. Bu ifadeleri duymak beni de çok mutlu etti.” dedi.
Kadavradan nakil çok az"
Toplumun organ bağışı konusunda daha çok bilinçlenmesi gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Şükrü Emre, Türkiye’de kadavradan yapılan organ bağışının azlığına dikkat çekti. Prof. Dr. Emre, ayrıca Amerika’da gerçekleştirilen karaciğer nakillerinin yüzde 92’lik kısmının kadavra vericilerden, yüzde 8’lik bölümünün ise canlı vericilerden yapıldığını da dile getirdi. Prof. Dr. Şükrü Emre, Türkiye’de ise bu durumun tam tersine olduğunu ve yüzde 90’dan fazla karaciğer naklinin canlı vericilerden gerçekleştirildiğini ve kadavradan yapılan organ nakillerinin çok az olduğunu ifade etti. Türkiye’de yılda 5000’den fazla vatandaşımızın trafik kazaları sonucunda hayatını kaybettiğini vurgulayan Prof. Dr. Şükrü Emre, “Bu kadar çok vatandaşımızın trafik kazasında öldüğü ve beyin ölümünün gerçekleştiği bir ortamda kadavra organ sayısının artmaması büyük bir acı. Toplumun bu konuda daha çok bilinçlendirilmesi gerekiyor.” diye konuştu.