Konuşmasında Gazze’de yaşanan katliama da değinen Dr. Kasapoğlu: “İnsanlığın adalete ihtiyacı var. Her zamankinden çok merhamete, vicdana ihtiyacı var. İşte bunu Gazze’de görüyoruz. Hemen hemen Türkiye’nin önderliğinde ve çok az sayıda ülkenin haricinde, zulme soykırıma, yaşanan vahşete, kör olan, sağır olan, dilsiz olan bir dünya var. Elbette teknoloji ve gelişmişlik var ama yetmiyor. Bunların her biri maalesef vicdan ve merhamet olmadıktan sonra anlamsız kalıyor. O yüzden PDR camiasının bu noktadaki merhameti uyandırma, şefkati diri tutma anlamında sorumlulukları olduğunu düşünüyorum. Ülke olarak elbette ecdadımızdan beri gönlü ve yüreği itibari ile hem cesur hem de vicdan sahibi bir milletiz. Zulmetme noktasında hamdolsun hiçbir sicilimiz yok. Diğer örneklerin aksine merhametiyle vicdanıyla örnek bir ülkeyiz” dedi.

PDR'NİN ÖNEMİNİ VURGULADI

Kasapoğlu seminerde PDR’nin önemi vurgulayarak şunları söyledi:

“Günümüzde pek çok soruna karşı meydan okuyan insan profiliyle karşı karşıyayız. O yüzden PDR’nin emniyetini arttırdığı, misyonunun her geçen gün fazlalaştığı bir dönemdeyiz. Sizlerin de bu anlamlı sorumluluğun farkında olduğunuzu görüyorum. Ve bu sorumluluk günden güne artan bir sorumluluk çünkü yaşadığımız çağın maalesef acımasız bir çağ olduğunu görüyoruz. İnsanlığın bir merhamete bir vicdana ihtiyacı olduğunu görüyoruz. PDR bu anlamda, bu merhameti ve bu vicdanı insanlığa aşılama noktasında sorumluluk yüklenen bir alandır.”

TÜRKİYE ÖZEL BİR GENÇLİĞE SAHİP

Genç odaklı hareket ettiklerini vurgulayan Dr. Kasapoğlu: “Türkiye genç bir ülke, rakamlarıyla genç bir ülke ama sadece rakamlarıyla değil Türk gençliği dinamizmiyle de çok genç. Sadece istatistikler yeterli olmaz bazen. Gençliği ifade ederken istatistikler sadece bir unsurdur. Aslolan o gençliği dinamizmidir, o gençliğin vicdanıdır, o gençliğin enerjisidir ve potansiyelidir. Türkiye, sayı itibari ile Avrupa’nın en genç nüfusudur ve dünyanın en genç nüfuslarından biridir. Ama bunula birlikte merhametiyle, vicdanıyla, adalet anlayışıyla, yarınlara olan bakışıyla ve taşıdığı umutla çok özel bir gençliğe sahiptir.

Üniversitelerimizde sizlerle birlikte olmak, liselerde gençlerle beraber olmak hem şahsım adına çok önemli bir mutluluk hem de gençlik, hükümet ve devlet olarak çok ama çok önemli saydığımız, öncelik verdiğimiz bir alan. Siyaseti genç odaklı olarak gördük, hizmeti genç odaklı olarak algıladık ve tatbik ettik. Ve yaşam anlayışımızı da hem bireysel olarak hem takım olarak gençlerle birlikte yol yürüme anlayışıyla belirledik. Sizlerle olduğumuz her bir an her bir çalışma bizlere de büyük bir heyecan veriyor, güç veriyor, enerji veriyor.”

SANAL DÜNYA BİZLERİ PASİF HALE GETİRİYOR

Sanal dünyadaki tehditlere dikkat çeken Dr. Kasapoğlu:

“Bilgiyi hikmetle bilgiyi irfanla yoğurmak gerekiyor. Onu da inanıyorum ki siz değerli gençler okuyarak ve tecrübe ederek sağlayacaksınız. Günümüz dünyasında maalesef burada gündemlerden biri sanal medyayla ilgili ve bu noktadaki psikolojiyi yönetmekle ilgili. Ve hakikaten çok ama çok ciddi anlamda hayatın gerçeklerinden, fiziki realiteden bizleri koparan bir sanal dünya var. Ve bu sanal dünyaya karşı da bizlerin hayatın gerçekliğiyle kendimizi bu tür tehlikelerden geri bir şekilde tutmamız gerekiyor. İnanıyorum ki bilim ve PDR camiası da sanal anlamdaki tehditleri nasıl daha iyi yönetiriz noktasında yeni adımlar atacaktır. Sanal medya bağımlılığını çocuklarda, gençlerde, toplumun bütün kesimlerinde görüyoruz. Bağımlılıkların her bir türü çok ama çok tehlikeli ama özellikle sanal dünyadaki görünmeyen bağımlılık önemli bir mücadeleyi gerektiriyor. Ve hayatı bizlerde bu anlamda tüm gerçekliğinden koparan şekliyle insanın kendisini, insanın fiziğini, insanın ruhunu örten bir şekilde sanal dünyaya maalesef kitleyen bir mantalite var. Bu meselede özellikle çocuklarımıza, gençlerimize vereceğimiz desteklerin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Sanal dünya bizleri pasif hale getiriyor. Sanal dünya bizleri edilgen hale getiriyor. Ve karar alan, inisiyatif kullanan, olayları tam manasıyla idrak eden bir noktadan çok başka noktalara taşıyor” şeklinde konuştu.

SPOR İYİLEŞTİREN, BİRLEŞTİREN BİR GÜÇ

İyi olmanın hallerini değinen Dr. Kasapoğlu, sporun insanın hayatındaki önemini şu şekilde aktardı:

“Spor çok önemli bir unsur. Önemli bir enstrüman. Spor iyileştiren, birleştiren bir güç. Spor hem iyi olma halini ifade eder. İyi olmanın halleri var: Fiziksel, ruhsal ve sosyal. Spor bu üç anlamda da iyiliği gerçekleştirebilecek bir alan. O yüzden sporu hayatımızın her alanında tutmamız gerekiyor. Günlük yaşam tarzımızın içerisinde sporun var olması gerekiyor. Sporu bir boş vakit aktivitesi olarak değerlendirmeden bir zaruret olarak algılamamız gerekiyor. Hep bir iyi olma unsuru olarak psikolojik danışmanlık ve rehberlik noktasında hem bugününü hem yarınını adamış arkadaşlarımdan istirhamım sporla ilgili hem bireysel anlamda kendiniz için hem de bundan sonraki süreçte yapacağınız bilimsel çalışmalarda hassasiyete sahip olmanız. Sporun iyileştiren yönü çok ama çok kıymetli. Fiziksel, ruhsal ve sosyal anlamda. Bununla birlikte sporun birleştiren bir yönü var. Spor artık global bir realite. Spor toplumları ve kültürleri birleştiriyor, farklılıkları bir araya getiriyor. Dış ilişkilerde spor artık diplomasi unsuru. O yüzden hem bir hayat tarzı olarak hem de bir çalışma alanı olarak sporu mutlaka ve mutlaka gündeminizde tutmanız, spor noktasındaki hassasiyetinizi, dinamizminizi diri tutmanın önemli olduğunu ifade etmek istiyorum.”

Kaynak: Bülten