Van'da kuraklık nedeniyle geçtiğimiz yıllarda inci kefali göçünün erken tamamlanması, martıların açlık ve stresten dolayı ölümlerine neden olmuştu. Ancak bu yıl, bol yağış ve inci kefalinin göç sürecinin uzaması, Van Gölü çevresindeki martı popülasyonunu olumlu yönde etkiledi. Bu durum, ölümlerin yok denecek kadar azalmasını sağladı.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, bu yıl martıların üreme döneminde gözle görülür bir iyileşme yaşandığını belirtti. Aslan, “Van Gölü çevresindeki martılar, üreme dönemlerinde insanların ve tarım faaliyetlerinin olmadığı, güvenli bölgeleri tercih ediyor. Bu yıl, bol yağış ve inci kefalinin göç sürecinin uzaması sayesinde martılar bol yiyecek buldu ve bu durum ölümleri önledi,” dedi.
Prof. Dr. Aslan, Adır Adası gibi insanlardan ve tarım faaliyetlerinden uzak bölgelerin martılar için ideal üreme alanları olduğunu vurguladı. “Adır Adası, Van Gölü’nün en büyük adası olup, hem tarıma hem de insanlara kapalı bir bölgedir. Martılar burada güvenli bir şekilde üreyebiliyor. İnci kefali göçünün bu yıl uzun sürmesi, martıların gıda sorunu yaşamadan üremelerini sürdürmelerine olanak tanıdı,” diye ekledi.
Geçmiş yıllarda kuraklık nedeniyle inci kefali göçünün erken tamamlanması, martıların gıda yetersizliği nedeniyle strese girerek ölümlerine yol açmıştı. Ancak bu yıl hava koşullarının iyileşmesi ve balık göçünün uzaması, martıların bol miktarda yiyecek bulmasına yardımcı oldu. Aslan, “Bu yıl martılar, kuluçkaya geç başladılar ve balık göçü uzun sürdü. Dolayısıyla martılar bol miktarda besin bulabildi ve ölümler azaldı,” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Aslan, martıların üreme alanlarının temizlenmesinin önemine de dikkat çekti. “Martı popülasyonu genişledikçe, üreme alanlarının temizlenmesi, çevre kirliliğinin önlenmesi ve gelecek nesillere sağlıklı bir ekosistem bırakılması açısından kritik. Bu yıl çevresel denge sağlandığı için martı ölümleri minimum seviyede kaldı ve popülasyon artışı yaşandı,” dedi.
Bu yıl Van Gölü çevresindeki martıların sağlığı ve üreme başarıları, hem ekosistem dengesinin sağlandığını hem de bu türden olumlu çevresel koşulların sürdürülebilirliğini gözler önüne serdi.
