Meteorlar, geçmişte Dünya’ya düşen taşların yalnızca küçük bir kısmının uzaydaki ana gövdelerine bağlı olduğu biliniyordu; ancak yeni araştırmalar, günümüzde meteorların yüzde 90'ından fazlası için ikna edici köken hikayelerini ortaya çıkardı.
KOZMİK RADYASYON ETKİSİ
Bugün gezegenimize çarpan meteorların analizi, benzer malzemelerden oluştuğunu ve şüphe uyandıran bir şekilde kısa bir süre boyunca kozmik radyasyona maruz kaldıklarını ortaya koyuyor. Bu bulgular, meteorların ortak ana gövdelerden yakın zamanda koptuğuna işaret ediyor. Üç yeni makalenin arkasındaki araştırma ekipleri, uzaydaki asteroitleri, Dünya'dan çıkarılan meteorlarla karşılaştırarak, bu iki grup arasındaki kaya türlerini ve yörünge yollarını eşleştirmek için detaylı teleskop gözlemleri ve bilgisayar simülasyonları kullanıyor.
H VE L KONDİTLERİ ÜZERİNDE DURULDU
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi, Avrupa Güney Gözlemevi ve Çek Cumhuriyeti'ndeki Charles Üniversitesi'nden araştırmacılar, meteorların yaklaşık yüzde 70'ini oluşturan ve en yaygın tipler olan H (yüksek demir) ve L (düşük demir) kondritlerine odaklandı. Bu meteorların, erimiş kayanın hızlı soğuması sonucu oluşan kondrül adı verilen parçacıklardan meydana geldiği belirtiliyor.
ASTEROİTLERİN KAYNAĞI BELİRLENDİ
Araştırmacılar, H ve L kondrit meteorlarının Massalia, Karin ve Koronis adındaki üç asteroit ailesinden geldiğini ve bu ailelerin Mars ile Jüpiter arasındaki ana asteroit kuşağında yer aldığını tespit etti. Ayrıca, bu asteroit ailelerindeki önemli çarpışmalara tarihler koyarak, Dünya’ya ulaşacak yeni kaya şelalelerine neden olan olayları belirlediler. Massalia, 466 milyon yıl önce ve 40 milyon yıl önce büyük çarpışmalar yaşarken, Karin ve Koronis aileleri sırasıyla yaklaşık 5,8 ve 7,6 milyon yıl önce çarpışmalar geçirmiş.
BULGULAR VE GELECEK ÇALIŞMALAR
Yayımlanan bir makalede, "Destekleyici kanıtlar arasında ilişkili toz bantlarının varlığı, H kondrit meteoritlerinin kozmik ışınlara maruz kalma yaşları ve meteoritlerin atmosfer öncesi yörüngelerinin dağılımı yer alıyor" deniliyor. Bu, bugün Dünya'ya çarpan meteorların çoğunun beklenenden daha az asteroit grubundan geldiğini ve daha yakın zamanda gerçekleşen çarpışmalardan kaynaklandığını gösteriyor. Ekip, meteorların inişini açıklayan (nispeten) yakın zamanda gerçekleşen çarpışma olaylarının, asteroit ailelerinin yaşam döngüsü ile ilişkili olduğunu vurguluyor. Çarpışma olayları, çok sayıda küçük asteroit parçasının oluşmasına yol açarak daha fazla çarpışma ve asteroit kuşağından ayrılma şanslarını artırıyor.
Araştırmacılar, H ve L kondritlerinin ötesinde daha az yaygın diğer meteoritlere de bakarak hesaba katılan meteor sayısını yüzde 90'ın üzerine çıkardı. Veritas, Polana ve Eos gibi asteroit ailelerine atanan bu meteoritlerin incelenmesi, gökbilimcilerin Güneş Sistemi'nin evrimi hakkında daha fazla bilgi edinmesine yardımcı olabilir. Ekipler, tüm meteorit türleri göz önüne alındığında gözlem yapmaya ve çalışmaya devam etme kararlılığında.
Yayımlanan makalelerden birinde araştırmacılar, "Gelecekteki çalışmalar, esasen demir meteoritler, pallasitler ve üreilitler olmak üzere kalan birkaç sınıfa odaklanmalıdır" ifadesini kullanıyor.