Ekonomi

Üreticinin güneşine gölge etmeyin yeter!

Artan enerji maliyetlerini dengelemek için güneş enerji sistemleri kurmaya yönelen işletmeler, enerji dağıtım şirketlerinin verdiği retlerin şokunu yaşıyor.

Abone Ol

NİHAT AK- EGE TELGRAF/ Elektrik enerjisi imalat ile hizmet sektörlerinde operasyonel verimlilik, müşteri memnuniyeti ve maliyet yönetimi açısından hayati bir öneme sahip. Yüksek enerji maliyetlerini karşılamak, rekabet gücünü yükseltmek için çok sayıda işletme güneş enerji sistemlerine yöneldi. Sanayi kuruluşları ve ticarethanelerin GES izin taleplerinin tamamına yakınına enerji dağıtım şirketleri tarafından red verilmesi işleri içinden çıkılmaz bir boyuta taşıdı. Yenilenebilir enerji uzmanları, sorunun kaynağını ve giderilme yollarını Ege Telgraf’a değerlendirdi.

REDDETMEK ÇÖZÜM DEĞİL

İşletmelerin enerji üretim taleplerine izin almakta büyük zorluklar yaşadığına dikkati çeken Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneği (GÜNEŞDER) Başkanı Serdar Ekiz, “Elektrik enerjisi, üretim süreçlerinin verimli ve yüksek kalitede gerçekleşmesi için gerekli. Elektrik enerjisi, imalat  ve hizmet sektöründe girdi maliyetlerinin önemli bir bileşeni. Yüksek enerji maliyetleri, işletmelerin rekabet edebilme gücünü azaltıyor. Enerji verimliliğini sağlamak, maliyetleri düşürmek ve rekabet gücünü artırmak isteyenler açısından yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmak stratejik öneme sahip. Yüksek enflasyon ortamında, üst üste elektrik enerjisine gelen zamlar işletmeleri yenilenebilir sistemlere yöneltti. Bu işletmelerin güneş enerji sistemi kurabilmeleri için enerji dağıtım şirketinden izin almaları gerekiyor. Son dönemde yapılan başvuruların tamamına yakınına red verildiği duyumlarını alıyoruz. İşletmelerin kendi elektriğini üretme taleplerine olumlu yanıt verilebilecek bir sistem geliştirilmek zorunda. Aksi halde gerek küresel gerekse iç pazarda rekabet etme güçlerini kaybedecekler” dedi.                                                                                                                                              

ÜRETİM REKORU KIRDIK

Sistem kuruluşunda pik noktanın yakalandığını belirten GÜNEŞDER Başkanı Serdar Ekiz, “Türkiye'de güneş enerjisi potansiyelinin fark edilmesi ve çeşitli pilot projeler 2010’da hız kazandı. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) 2013’de devreye girdi. Güneş enerjisi kurulu gücü 2016’da 832 MW'a çıktı ve yatırımlarının hızlandığı bir dönem oldu. Günümüzde kurulu güç 15.000 MW'ı aştı. Teşvik mekanizmaları, teknolojik ilerlemeler ve maliyetlerin düşmesi, bu artışın başlıca nedenleri oldu. Türkiye, 2030 yılına kadar güneş enerjisi kurulu gücünü 20.000 MW'a çıkarmayı hedeflemekte. Bu hedef doğrultusunda yeni projeler ve yatırımlar planlanmakta. Türkiye, güneş enerjisinin elektrik üretimindeki payında rekor kırdı. 16 Haziran'da gün boyunca güneş enerjisinin elektrik üretimindeki payı yüzde 44'ü aşarak tarihi bir seviyeye ulaşıldı. Bu gelişmeler, güneş enerjisinin Türkiye'nin yenilenebilir enerji sektöründe giderek daha önemli bir rol oynayacağını gösteriyor” diye konuştu.

CEVAP BEKLEYEN SORU

İşletmelerin talep reddine gösterilen gerekçelerin olduğunu belirten Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Başkanı Tolga Murat Özdemir, “Güneş enerjisi sistemi kurulduğunda üretilen elektrik, yerel elektrik şebekesine bağlanır. Bu durum, şebekenin güvenli ve stabil bir şekilde çalışmasını etkileyebilir. Dağıtım şirketleri, şebekenin güvenliğini ve stabilitesini sağlamak için belirli kurallara ve standartlara göre çalışır. İzin süreci, bu standartların ve güvenlik gereksinimlerinin karşılandığını doğrulamak içindir. Güneş enerjisi sisteminin elektrik şebekesi ile uyumlu çalışması gerekmektedir. Bu uyumu sağlamak için teknik değerlendirmeler yapılır. Enerji dağıtım şirketi, kurulumun şebekeye entegrasyonunu teknik olarak değerlendirir ve gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlar. Bu, aşırı yüklenme veya dengesizlik sorunlarını önlemek için yapılır. Mevcut şebeke işletmecilerin güneş enerji sistemi kurma taleplerine olumlu cevap veremez durumda. İşletme sahipleri kendilerine verilen red verilmesi durumunda ‘Lisanslı enerji üreticilerine pozitif ayrımcılık yapılıyor mu?’ sorusunu akıllarına getiriyor. Kafalarda uyanan bu soruyu kolaylıkla cevaplayabilmek kolay değil” ifadelerini kullandı.

10 YILDA 27 REVİZYON

İşletmecinin sorununun iki yöntemle çözülebileceğini belirten Başkan Özdemir, “İletim şebekesinin şu haliyle tüm talepleri karşılayabilmesi mümkün değil. Şebekenin güçlenmesi, yenilenmesi gerekir. Kentsel dönüşüm projeleri gibi projelendirilmelidir. Gerek ülke gerekse enerji dağıtım şirketlerinin ekonomisi bu yenilemeyi kısa sürede gerçekleştiremez görünüyor. Organize sanayi bölgelerinin kapasitelerinin kısıtlanması veya tekil işletmelerin güneş enerji üretim taleplerini reddetmek kalıcı bir çözüm değil. Bunun yerine üretimi yapılan enerjinin şebekeye verilmeyecek şekilde depolanması çözüm olabilir. Şebeke bundan olumsuz etkilenmez. Üreticiler bu yöntemle enerji üretimlerini yaparak maliyetlerini düşürebilir. Güneş enerjisi sistemlerinin kurulmasına imkan tanıyan yasada 10 yılda 27 revizyon yapıldı. Biz sorunların zamanla aşılabileceğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

KISA SÜREDE AMORTİ

Güneş enerji sistem yatırımlarının kısa sürede geriye döndüğünü vurgulayan GENSED Başkanı Özdemir, “Coğrafi konumu gereği Türkiye’de güneş enerji sistem yatırımları kısa sürede geriye dönüyor. Ülkemizin güney ve batı bölgeleri gibi güneşlenme süresi yüksek olan yerlerde amorti süresi daha kısa zamanda gerçekleşiyor. Panellerin doğru yerleştirilmesi ve gölgelenmenin minimize edilmesi, enerji üretimini yükseltiyor. Yenilenebilir enerji teşvikleri, yatırım maliyetlerini düşürerek amorti süresini daha da kısatıyor. Doğru projyle doğru konumlandırılan orta büyüklükte bir ticari işletme için 100 kW'lık bir güneş enerjisi sistemi 4.5 yılda kendini amorti ediyor. Sürdürülebilirlik masrafları da yok denecek kadar az” diye konuştu.