EGE TELGRAFZafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Ege Telgraf’ı ziyaret etti. Zafer Partisi kurmaylarının ve İzmir İl Başkanı Naşit Birgüvi’nin de hazır olduğu buluşmada Lider Özdağ’ı, Ege Telgraf Genel Yayın Yönetmeni Aylin Suphandağlı, Ege Telgraf Dijital Platformlarından Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aycan Suphandağlı, Ege Telgraf Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İsmail Kazım Erkmen karşıladı. Ülke gündemi ve basın üzerine yapılan sohbetin ardından Özdağ, muhabirlerin sorularını yanıtladı.

Genel ve yerel seçimin ardından yaşanan süreci ve Zafer Partisi’nin kongre takvimini değerlendirerek sözlerine başlayan Özdağ, “Zafer Partisi üçüncü kuruluş yıl dönümünü 26 Ağustos’ta kutlayacak. Partinin kuruluşunun ardından önce genel sonra da yerel seçimlere tek başına girdiği bir dönem oldu. Zafer Partisi, kurulduğu zaman Türkiye’de iki büyük grup vardı; Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı. Bu iki blogun karşısında konumlanan parti olarak Zafer Partisi, büyük bir ambargo ile karşı karşıya kaldı. Bu hem medya ambargosu hem ekonomik hem politik hem de adeta kültürel ambargoydu. Bunlara rağmen her iki blogun da Türkiye’nin en önemli meselesi olan sığınmacı ve kaçak sorununu bilerek ve isteyerek dile getirmemesi ve halkın talebini gündeme taşımamasının oluşturduğu dengesizliği Zafer Partisi giderdi. Zafer Partisi sadece bu konuyu Türk halkına mal etmekle kalmadı, ‘Sığınmacılar gitmez’ şeklinde yaklaşan AK Parti ve CHP, ‘Gönüllü dönecekler’ noktasına geldi. Bilgisayar dili ile konuşacaksak ‘Türk siyasetini resetledik.’ Hatta birkaç gün önce sınır güvenliği ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sınırda silah kullanma yetkisini artırmakla ilgili diğer partilerin genel başkanlarını ziyaret ettik. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da “Türkiye’de mülteci var” deme noktasına geldi. Bu gelişme Zafer Partisi olmadan açıklanamaz” dedi.

Whatsapp Image 2024 07 17 At 15.02.11

“CHP, İYİ PARTİ, AK PARTİ VE MHP’DEN BİZE OY GELİYOR”

“Yerel seçimlerin özel karakterine rağmen birçok parti oy kaybederken ve seçmen CHP’yi kullanıp AK Parti’yi cezalandırırken Zafer Partisi oy kaybetmedi” diyerek açıklamalarını sürdüren Özdağ, “Seçimlerden sonra Zafer Partisi’nin yükselişi artarak devam ediyor. Bu artışın en güçlü olduğu merkezlerden biri hiç şüphesiz İzmir. İzmir’de seçimden kısa bir süre önce başlayan Naşit Birgüvi’nin büyükşehir adaylığındaki çalışma şimdi il başkanı olarak devam ediyor. Güçlü bir teşkilat altyapısı oluşturduk. Üye sayımızda da güçlü bir artış var. Zafer Partisi açısından yerel seçimlerin ortaya çıkardığı en büyük kazanç, üç büyük ildeki büyükşehir belediye başkan adaylarımızın seçimden sonra parti bünyesinde görev alarak parti bünyesine katkı vermesi oldu. Şu anda anketlerin bize gösterdiği şey CHP’den, İYİ Parti’den, AK Parti’den ve dördüncü olarak da MHP’den bize oy geliyor” ifadelerini kullandı.
Whatsapp Image 2024 07 17 At 15.02.18

“BİZİ ‘IRKÇI’ DİYE TANIMLAMALARI YALANDAN İBARET”

“Açıklamalarınızla Zafer Partisi’nin merkeze konumlanmaya başladığını söylemek mümkün mü?” sorusuna da yanıt veren Özdağ, “Bir siyasi partinin nerede olduğunu devletin kuruluş felsefesiyle olan ilişkisi tanımlar. Bu anlamda Cumhuriyetin kuruluş felsefesini tavizsiz savunan Zafer Partisi, siyasetin merkezindeki partidir. Bizi zaman zaman AKP medyasının ve liberal sol çevrelerin ‘Irkçı’ diye tanımladığını görüyoruz ama bu tanımlamanın hiçbir değeri yok ve ideolojik bir yalandan ibaret. ‘Ne mutlu Türküm diyene’ ilkesi ile hareket eden bir siyaset zaten ırkçı olamaz. Türk siyasi kültüründe de tarihsel gelişim içinde ırkçı bir çizgiye batıda olduğu gibi rastlamak mümkün değil” dedi.

‘SÜREÇ, DAVUTOĞLU ZİHNİYETİ İLE İLERLEMEMELİ’

“Seçim sürecinde Suriyelilerle ilgili açıklamalarınız nedeniyle oy kazanmış olabilir misiniz? Suriye ile yeni bir süreç söz konusu. Eğer durum böyleyse siz nasıl hareket edeceksiniz?” sorusu üzerine de Zafer Partisi Özdağ, şunları aktardı: “Bizim tek sorunumuz Suriyeliler değil. Türkiye’de beş milyonu kayıtlı, 2 milyonu kayıtsız 7 milyon Suriyeli var. 2 milyon Afgan, 2 milyon Afrikalı ve 2 milyon da dünyanın değişik yerlerinden gelmiş insan var. Dünyada küresel göç de artarak devam ediyor. Dünyanın ve Türkiye’nin gündemi de gelecek 50 sene göç olmaya devam edecek. Zafer Partisi’nin ortaya koymuş olduğu bu çerçeve, bugün ile ilgili değil, gelecek 50 seneyi de kapsayıcı. Biz aynı zamanda kuruluş esaslarının 21’inci yüzyıla taşınmasını savunan ve yine aynı zamanda ekonomide sürdürülebilir planlamayı sağlayan reel sektörün partisiyiz. Bu sığınmacılar meselesi bitmeden bunların çözülemeyeceğini söyleyen ve bunu da halka anlatan partiyiz. Suriye ile ilgili başlayan görüşmeyi olumlu buluyoruz. Ancak burada Ahmet Davutoğlu’nun zihniyetinin görüşmelere hakim olmaması gerekiyor. Davutoğlu, ‘Görüşmeler için Birleşmiş Milletler çerçevesinde, muhalefet ve iktidarın bir araya gelip uzlaştığı…’ vurgusu yapıyor. Bu, ‘Görüşme’ demektir. Böyle bir yaklaşım en başından görüşmeleri tıkanmaya doğru iter. Ön şartlar koymadan meseleyi çözmeye yönelik görüşmeler başlamalı. Türk ordusunun Suriye’den çekilişi ancak bu görüşmeler olumlu sonuçlanıp bölgeye sığınmacılar geri döndüğünde kademeli olarak Suriye ordusuna devredilerek gerçekleşmeli. Bu süreci en iyi Zafer Partisi yönetir.”

“BEN OLSAM BU DÖNEM BAHÇELİ’YE DİKKAT EDERDİM”

Ülkedeki erken seçim gündemini de yorumlayan Özdağ, “Erken seçim olacaksa tercihen bizim kongreden sonra olsun” dedi. Özdağ, “Tahminimiz iki sene içinde olacağı… MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 2002’de Bursa’da yaylaya çıktı, aniden ‘Erken seçim’ dedi. Hükümet IMF programını yeni bitirmişti, bütün olumsuz süreçler gerçekleşmiş; o dönem aslında hükümetin meyvelerini toplayacağı dönemdi. DSP, ANAP tasfiye oldu, MHP baraj altında kaldı. Şimdi IMF’siz IMF politikasının uygulandığı dönemde ben olsam bu dönem Bahçeli’nin hangi yaylaya çıkacağına dikkat ederdim” diye konuştu.

ERKEN SEÇİM ÖNGÖRÜSÜNÜ PAYLAŞTI

“Erken seçimin kilit rolü sizce MHP Lideri’nde mi?” sorusu üzerine de Özdağ, “Bahçeli’nin çok önemli bir rolü olacaktır ama tek başına da olmaz. Parlamenter demokrasiye dönüş sürecinin AKP ve CHP arasında görüşüldüğünü düşünüyorum. Bu hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için hem de CHP Lideri Özgür Özel için makul görünüyor. Türkiye, parlamenter demokrasiye dönmeli, doğrusu da bu zaten. Erdoğan için makul olmasının sebebi bir daha yüzde 51 almayacak, çok zor. Ancak daha çok korkutan şey yüzde 51’i kimin alacağı. Çünkü kendisindeki güç yoğunlaşmasının nelere sebep olabileceğini biliyor ve bu gücü başkasına asla vermek istemeyecektir. Onun için parlamenter demokrasiye dönüş, Erdoğan açısından bir çözüm görünüyor. Yüzde 49.9 ile seçimi kaybedecekken, örneğin yüzde 39 ile birinci parti olup iktidar ortağı olma veya tek başına birinci parti olma şansı var. Aynı zamanda böylece MHP ile ortaklığı da bitirmiş olur. Öte yandan CHP’ye bakarsanız; üç tane cumhurbaşkanı adayı var. Aniden cumhurbaşkanı adaylığı ortadan kalkacağı için bir tane başbakanlık adaylığına dönecek. Yani Özgür Özel bir hamle ile hem Mansur Yavaş’ı hem de Ekrem İmamoğlu’nu kenara itmiş olacak. Bütün bunlar da diğer yan çıktılar. Fakat erken seçim için 2024’ün yetişmeyecek bir tarih olduğunu düşünüyorum. Hatta böyle bir şey olursa, CHP erken seçim isteyen Bahçeli’ye destek vermeyip AKP ile parlamenter sisteme dönüş şartı ile bir başka erken seçim kartını gündeme getirebilir” yorumu yaptı.

‘HENÜZ İTTİFAK ÇALIŞMASI BAŞLAMADI’

Seçimler ve ittifak ilişkileri ve Zafer Partisi’nin nasıl bir duruş sergileyeceğini de anlatan Özdağ, “Bu konuyu konuşmak için daha çok erken. Ben de hiçbir ittifak çalışması başlamadı. Türkiye henüz erken seçim sath-ı mahalline girmedi. Onun daha uzağındayız. O yüzden 2024’te seçim olası değil” diye konuştu.

Kaynak: EGE TELGRAF