Safanur Öztürk- EGE TELGRAF/ Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak pek çok adaya ev sahipliği yapmaktadır. Bu adalar, doğal güzellikleri, tarihi dokuları ve turistik cazibeleriyle öne çıkmaktadır. Marmara, Ege ve Akdeniz'de yer alan bu adalar, her biri kendine özgü doğal ve tarihi güzellikleri ile ziyaretçilere unutulmaz deneyimler sunuyor. Marmara'dan Ege'ye, Akdeniz'e kadar uzanan bu adalar, hem huzurlu bir tatil arayanlar hem de macera ve keşif tutkunları için ideal destinasyonlardır. Türkiye'nin bu eşsiz adalarını keşfetmek, doğayla iç içe olmanın ve tarihin derinliklerine yolculuk yapmanın en güzel yollarından biridir. İşte Türkiye'nin öne çıkan adaları ve sizleri bekleyen doğal ve kültürel zenginlikleri:

Marmara Denizindeki Adalar254120

MARMARA DENİZİ'NDEKİ ADALAR

Büyükada (Prens Adaları)

Konum: İstanbul açıklarında yer alır.

Özellikler: Prens Adaları'nın en büyüğüdür. Tarihi köşkleri, çam ormanları ve faytonları ile ünlüdür.

Gezilecek Yerler: Aya Yorgi Kilisesi, Adalar Müzesi, plajlar ve bisiklet yolları.

Büyükada, Prens Adaları olarak da bilinen Marmara Denizi’ndeki en büyük aday olarak göze çarpıyor. Bizans döneminde sürgün yeri olarak kullanılan Büyükada, Osmanlı Padişah’ı Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un Fethi’nden tam bir ay önce alınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından Büyükada, 1940’lı yıllarda devlet ileri gelenlerinin ve yüksek bürokrasinin, varlıklı kesimlerin rağbet ettiği bir sayfiye yeri olma özelliğini kazanmıştır. Bu dönemde yeni köşklerle, özenli ve zevkli yapılarla süslenmiş, İstanbul halkının günlük gezinti yerlerinin de başında yer almıştır. Adanın kuzey-güney doğrultusuna dik olarak çıkan Dil Burnu’nun iki yanındaki Yörük Ali Plajı ve Nizam Plajı, Lunapark, Aşıklar, Viranbağ kır gazinoları, korulukları, biri iskeleden başlayıp adanın tüm çevresini dolaşan büyük tur, diğeri Araba Meydanı’ndan başlayıp Dil’den, Aşıklar Kır Gazinosu’ndan Lunapark’a oradan da Maden’e geçerek binildiği noktaya dönülen küçük tur olmak üzere araba turları, Lunapark meydanındaki süslü eşeklerle yapılan geziler Büyükada gezilerinin başlıca eğlenceleri haline gelmiştir.

Heybeliada

Konum: İstanbul'un Anadolu Yakası açıklarında.

Özellikler: Zengin çam ormanları ve tarihi yapılarıyla tanınır.

Gezilecek Yerler: Heybeliada Ruhban Okulu, Deniz Lisesi, Değirmenburnu Tabiat Parkı.

Heybeliada, İstanbul’un Büyükada’dan sonra en büyük adasıdır. Adaya Heybeliada denilmesinin sebebi, uzaktan bakıldığında adanın yere bırakılmış bir heybeye benzemesidir. İstanbul’un en çok rağbet gören sayfiye yerlerinden biridir. Sadece doğasıyla, temiz havası ve güzellikleriyle değil, Bahriyesi, Sanatoryumu, Ruhban (Papaz) Okulu gibi kurumlarıyla da ünlüdür.

Adadaki, birine “Büyük Tur”, diğerine “Küçük Tur” denilen iki tur yolunda, yaz mevsimlerinde eşek ve arabalarla turlar yapılır. Küçük Tur’a, Aşıklar Turu da denmektedir. Heybeliada da, İstanbul’un diğer adaları gibi, motorlu araçtan arındırılmıştır. Evliya Çelebi, Heybeliada’da bir Bostancıbaşı ile birkaç Subaşı askerinin bulunduğunu, adanın gelirinin Kaptan Paşa’ya verildiğini kaydeder. İstanbul’u en çok yazan ediplerimizden Ahmed Rasim, Heybeliada’da medfundur. Ancak Heybeliada ile ilgili bir eseri bulunmamaktadır. Ahmet Rasim’in yeğeni Yesari Asım’ın Biz Heybeli’de her gece mehtaba çıkardık” şarkısı, Heybeli’deki birçok şeyden daha ünlüdür. Aziz Nesin, Zeyyat Selimoğlu gibi yazarlar da eserlerinde Heybeliada’dan çokça söz etmişlerdir.

Avşa Adası

Konum: Marmara Denizi'nin güneyinde, Balıkesir'e bağlı.

Özellikler: Eğlence hayatı ve plajları ile bilinir.

Gezilecek Yerler: Altınkum Plajı, Türkeli Köyü, manastır kalıntıları.

1892 yılında ilk ismi Aousia olan adanın ismi zamanla Afissia olmuş. Yakın zamanda resmi adı Türkeli olmuştur. Günümüzde ise tarihi isminin Türkçeleştirilmiş hali olan Avşa kullanılmaktadır. Orta çağ boyunca boş kalan ada bir süre sürgün yeri olarak kullanılmıştır. Adanın bazı bölgelerinde hala Rumların yaşadığı zamandan kalıntılarla karşılaşabilirsiniz. Adanın dört bir yanını, koylarını her gün gezi motorları ile veya kendi vasıtanızla gezebilirsiniz. Bunların en ünlüleri Çınar Köyü, Kumburnu, Mavi Köy, Değirmen, Manastır, Kumtur, Beyaz Saray ve Yiğitler Köyündeki Altın Kum'dur. Avşa yerleşim bölgeleri… Ayrıca adanın içinde herhangi bir yere gitmek veya gezmek isterseniz, kenarları açık, küçük treni de kullanabilirsiniz. Avşa'da adanın her yanını çevreleyen altın rengi kumsallarda dantel gibi işlenmiş koylarda, yeşillendirilmiş sahil şeridi içinde güneşin muhteşem bir şekilde batışını seyrederek gündüzü bitiren insanlar, sahilin bir ucundan diğer ucuna kadar sıralanan bar-cafe, restoran ve müzikhollerden yükselen müzik sesleri içinde, Avşa'nın çeşitli meşhur şaraplarını yudumlarken gecenin karanlığının aydınlığa dönüştüğünü, bir başka güne başladıklarını bile anlayamazlar. İşte Avşa'daki tüm güzellikler içinde 24 saatte 2 günün birden yaşandığından bahsetmek abartı olmaz.

Ege Denizindeki Adalar35245321

EGE DENİZİ'NDEKİ ADALAR

Bozcaada

Konum: Çanakkale iline bağlıdır.

Özellikler: Tarihi kalıntıları, bağları ve şaraplarıyla ünlüdür.

Gezilecek Yerler: Bozcaada Kalesi, Ayazma Plajı, Polente Feneri ve rüzgar gülleri.

Antik çağda Leukophrys, Yunan Mitolojisinde Tenedos adıyla anılan Bozcaada, stratejik konumundan dolayı çağlar boyunca birçok kez istilaya uğramış ve el değiştirmiştir. Adadaki nekrapol sahasında yapılan kazılardan anlaşıldığı üzere adanın tarihi M.Ö. 3000 yıllarına dayanıyor. Adanın bilinen sakinleri sırasıyla Pelasg’lar, Fenikeliler, Atinalılar, Yunanlılar, Persler, Büyük İskender, Bizanslar, Cenevizler, Venedikler ve Osmanlılar’dır. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinden sonra Bozcaada, Türkler için önem kazanmış ve 1455’te Osmanlı topraklarına katılmıştır. Bu tarihten sonra Osmanlılar ve Venedikliler arasında Bozcaada için mücadeleler olmuş ve adanın hakimiyeti zaman zaman el değiştirmiştir. Osmanlı yönetiminde geçen uzun bir dönemden sonra, Balkan Savaşları sırasında 1912’de Yunanistan tarafından işgal edilen ada, I. Dünya savaşının Çanakkale Savaşları döneminde İngiliz ve Fransız kuvvetleri tarafından işgal edildi ve lojistik destek için kullanılmıştır. Ada, Lozan Anlaşmasıyla 20 Eylül 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlanmıştır.

Bozcaada mimarisi, Türk ve Rum kültürlerinin izlerini taşır. Önceleri kasaba merkezini Rum ve Türk Mahallesi olarak ikiye ayıran derenin yerine günümüzde Çınar Çarşı Caddesi bulunmaktadır. Ada merkezi şu anda Cumhuriyet (Rum) ve Alaybey (Türk) Mahallesi diye iki mahalleden oluşmaktadır. Cumhuriyet Mahallesinde Rum, Alaybey Mahallesinde Türk mimarisine ait izler taşıyan yapılar mevcuttur. Şehir merkezinde eski mahalle ve sokaklarda klasik yapı geleneği korunmaktadır. Adanın tamamının doğal ve arkeolojik sit alanı olması, tüm yapı ve onarımların Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca denetlenmesi nedeniyle çarpık yapılaşma görülmemektedir. Eski mimari dokusu korunmakta, restorasyonlar kendine özgü yapı tarzı dikkate alınarak yapılmaktadır. Rum Mahallesinde sokaklar genelde grid sistem denilen genişçe ve birbirini dik kesen yapıdayken, Türk Mahallesinde sokaklar dar ve girifttir. Sosyal ve dini yapılar da mahallelere göre dağılmıştır. Kilise ve küçük şapel gibi yapılar Cumhuriyet Mahallesinde, cami, hamam, çeşme, namazgah gibi Türk kültürüne özgü yapılar Alaybey Mahallesindedir.

Gökçeada

Konum: Çanakkale'nin batısında yer alır.

Özellikler: Türkiye'nin en büyük adası olup, doğal ve tarihi zenginliklere sahiptir.

Gezilecek Yerler: Zeytinli Köyü, Kefalos Plajı, Tuz Gölü ve tarihi Rum köyleri.

Antik adı İmbros (İmroz) olan ilçe, 1970 yılında Gökçeada adını almıştır. Türkiye’nin en büyük adasıdır. Kıyı şeridinin uzunluğu yaklaşık 95 km. olan adada 5 gölet bulunmaktadır. Su kaynaklarının çokluğu bakımından dünyanın dördüncü adasıdır. Yılın büyük bir bölümü rüzgâr alan adanın coğrafi yapısı çevre adalardan oldukça farklıdır.

Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethetmesinin ardından, Homeros’un yazdığı destanlarda adı geçen kentin bulunduğu Gökçeada 1455 yılında Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. 1912 Balkan Harbi yenilgisinin ardından Yunanistan’ın kontrolüne geçen ada, 1923’ te Lozan Antlaşması’ndan sonra tekrar Türkiye’ye bağlanmıştır.

Gökçeada Osmanlı Mimarlık Eserleri yaklaşık 500 yıl Osmanlı idaresinde kalmasına rağmen Gökçeada’da rastladığımız Osmanlı eserleri gayet az sayıdadır. Yapılan çalışmalarda Osmanlı Dönemi’nden günümüze sadece 1 cami, 4 çamaşırhane, 1 çeşme ve 1 mezar taşının ulaştığı tespit edilmiştir. Adadaki tek Osmanlı Camisi Çınarlı Mahallesi’nde yer alan bugünkü Merkez Camii’dir. Kitabeleri incelendiğinde Osmanlı Dönemi’nde yaptırıldıkları anlaşılan çamaşırhaneler; Çınarlı, Fatih ve Yeni mahallede yer almaktadır.

Kuşadası Adaları

Konum: Aydın iline bağlıdır.

Özellikler: Turistik bir merkez olup, tarihi ve doğal güzellikleriyle tanınır.

Gezilecek Yerler: Güvercinada Kalesi, Milli Park, Zeus Mağarası.

Güvercinada, Kuşadası ilçesinde yer alan ada, insan yapımı bir geçitle karaya bağlıdır. Kuşadası için bir simge niteliği taşıyan adada Cenevizliler tarafından inşa edilmiş bir kale bulunmaktadır. UNESCO, 2020'de kaleyi “Ceneviz Ticaret Yolu’nda Akdeniz’den Karadeniz’e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimleri” dosyası kapsamında Dünya Mirası Geçici Listesi'ne dahil etmiştir. Güvercinada'nın tamamını kaplayan Güvercinada kalesi, doğal bir kayalık üzerinde bulunur. Tarihi 13. yüzyılın sonlarında ya da 14. yüzyılın başlarında Kuşadası’na gelen Cenevizlere dayanmaktadır, Osmanlı İmparatorluğu döneminde yenilenmiştir. Osmanlı döneminde ada korsanlara karşı da bir karakol vazifesi yapmış olduğu için, Korsan Kalesi olarak da bilinir.

Akdeniz Adaları35241

AKDENİZ'DEKİ ADALAR

Kekova

Konum: Antalya'nın Demre ilçesi açıklarında.

Özellikler: Batık şehir kalıntıları ile ünlüdür.

Gezilecek Yerler: Simena Antik Kenti, Tersane Koyu, Üçağız Köyü.

Konum olarak Kaleköy karşısında yer alan Kekova Adası, Tersane Koyu bölgesi sınırları içerisinde unutulmaz bir antik gezi imkanı sunmaktadır. Adanın diğer bölgelerine ise sit alanı ilan edildiği için özel izinlerle girilebilmektedir. Kekova Batık Şehir kalıntılarının yanı sıra Helenistik kulesi, 2 şapeli, 3 büyük kilisesi ve liman kalıntıları ile de tüm ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Tersane Koyu’ndan tekne ile ilerlenmesi halinde, karaya paralel şekilde ve 700 metrelik bir alan boyunca antik kalıntılar görülmektedir. Bu kalıntılar Roma, Bizans ve antik dönemlere aittir. 2. yüzyıl zamanlarında yaşanan bir deprem sonucunda yapıların bir kısmı su altında kalmıştır. Bu olay sonrasında ise bölge, Batık Kent adını almıştır.

Kızkalesi Adası

Konum: Mersin iline bağlı.

Özellikler: Kızkalesi, tarihi kalıntıları ve efsaneleriyle bilinir.

Gezilecek Yerler: Kızkalesi, Corycus Antik Kenti, çevre plajlar.

Deniz Kalesi olarak da bilinen Kız Kalesi, adını da verdiği mahalle sahilindeki küçük bir adacığın üzerinde kurulmuştur. Kıyıya uzaklığı yaklaşık 600 metredir. Burada bulunan bir yazıttan 1199 yılında I. Leon tarafından yaptırılmış olduğu öğrenilmiştir. 1361’de Kıbrıs Krallığı tarafından zapt edilmiştir. Strabon, Roma Dönemi’nde korsanların kaleyi barınak olarak kullandıklarından bahsetmektedir. Kale Bizans ve Ermeniler tarafından karadaki kale kadar önemsenmiştir. Kalenin girişi kuzeydedir. Kızkalesi’nin farklı yerler için de anlatılan bir de efsanesi bulunmaktadır. “Vaktiyle bir kral varmış. Çok sevdiği tek kızının geleceğini öğrenmek için bir falcıya danışmış. Kızının yılan tarafından sokularak öleceğini öğrenince, prenses için bu kaleyi yaptırmış. Böylece onun can güvencesini sağladığını zanneden kral, bir gün kızına bir sepet üzüm göndermiş. Ne var ki sepette gizlenen yılan kızı sokarak öldürmüş.” Benzer bir anlatım İstanbul'daki Kızkulesi için de kullanılmaktadır.

Suluada

Konum: Antalya açıklarında yer alır.

Özellikler: "Türkiye'nin Maldivleri" olarak adlandırılan beyaz kumlu plajları ve berrak sularıyla ünlüdür.

Gezilecek Yerler: Suluada'nın çevresindeki plajlar ve mağaralar.

Suluada, Antalya’nın Maldivleri olarak adlandırılmıştır. Çünkü bembeyaz kumları insanın içini açarken, tertemiz denizi de tüm stresi yok etmeye birebirdir. Üzerinde herhangi bir yerleşim yeri bulunmayan Suluada, Akdeniz foklarının uğrak yeridir. Ayrıca su altı mağaralarına da ev sahipliği yapmaktadır. Adanın en uç kısmında Aşıklar Mağarası bulunurken diğer tarafa yüzerek geçebilirsiniz. Suluada’da öncelikle tüm stres ve yorgunluğunuzu atabilirsiniz. Kumsalda denize girebilir ve irili ufaklı mağaraları ziyaret edebilirsiniz. Zaten tekne turuyla ulaşabileceğiniz bu adaya yaklaşırken heyecanınız artmaya devam edecektir. Çünkü bu bölgenin suyu o kadar mavidir ki denizi sevmeyen insanlar bile bu suya girmek isteyecektir. Dalış yapmayı sevenler burada adrenalin dolu vakit geçirirken en önemlisi de ılık rüzgar ve güneşin tadını çıkarmak olacaktır.

Kaynak: EGE TELGRAF