Nihat AK/EGE TELGRAF- Ülkeye döviz getiren ve cari açığın finansmanına doğrudan katkı sağlayan “Bacasız Sanayii” turizm sektörü, ‘fahiş ve indirimli fiyat’ söylemleri ile çalkalanıyor. Enflasyonist ortamda rekabet edemez hale geldiklerini dile getiren sektör temsilcileri, acil bir önlem alınmaması halinde ülke ekonomisinde büyük kayıpların yaşanacağı uyarısını yaptı. Farklı algılarla gerçek gündemin saptırılmaya çalışıldığını belirten sektör profesyonelleri konuyu tüm detaylarıyla Ege Telgraf’a değerlendirdi. 

Sözleşmeli üretim modeli: Çiftçiler 160 milyon lira kazandı Sözleşmeli üretim modeli: Çiftçiler 160 milyon lira kazandı

SEBEP DEĞİL SONUÇ

Pandemi, savaşlar ve ekonomik kriz gibi peş peşe yaşanan büyük badirelerin atlatılamadığını belirten Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, “Dünyanın en eskisi 1841'den beri hizmet veren seyahat firması Thomas Cook Group battı. FED patladı. Rusya Ukrayna arasında savaş var. Gazze’de sorun ortada. Büyük depremde 11 ilimiz göçtü. Ormanlarımız cayır cayır yanıyor. Seçimlere gidilirken seçim ekonomisi uygulandı. Kara delik büyüdü. Kara deliği kapatabilmek için de seçimlerden sonra enflasyonist bir ortam patladı. Kışın ‘AVM’ler, marketler çok fahiş fiyat uyguluyor, rant sağlıyor’ deniyordu. Şimdi günün trendine göre ‘restorancılar ve turizmciler fahiş fiyat uyguluyor, kazıkçı’ denmeye başlandı. Biz bu yüksek enflasyona sebep değiliz sadece sonucuz. Kimse algı yönetmesin. Bizi bir evin annesiymişiz gibi düşünün. Piyasadan et, sebze alıyoruz pişiriyoruz kar marjımızı koyup servis ediyoruz. Eğer dışarıdan aldığımız mal pahalıysa servis ettiğimiz yemek pahalı çıkıyor. Dışarıdan aldığımız mal uygun fiyatlıysa biz de uygun fiyatlı veriyoruz. Sanki Türkiye büyük badireler atlatmamış, bütçe açığı olmamış, enflasyon patlamamış gibi turizmcilere yükleniyorlar” dedi. 

KARŞILAŞTIRMAK YANLIŞ

Yunan adalarındaki fiyatlarla Türkiye’deki fiyatların karşılaştırılmasının doğru olmadığını vurgulayan Başkan İşler, “Başka ülkelere vize alamayan bazı kişiler kapıda vize uygulaması nedeniyle Yunan adalarına gittiler. Oralardaki fiyatlarla Türkiye'deki fiyatları karşılaştırdılar. Ulaşım, otelde konaklama, kapıda vize parasını hiç hesaba katmadan kısaslarda bulundular. Oradaki restoranda tükettikleri bir içeceğin 400 lira olduğunu yazdılar. Ama Türkiye'deki bir restoranın aynı içeceği alış fiyatının neden 600 lira olduğunu hiç kimse sormadı! Adamın satış fiyatı 400, benim alış fiyatım 600 lira. Yunanistan, adalarda insanının yaşayabilmesi için farklı bir vergi politikası uyguluyor. Orada karı koca mutfakta baba oğul garson, SGK yok, vergi yok, ÖTV yok, bizdeki gibi yüksek bir enflasyonu yok. Bizim turizmcimiz vergilerini verecek, personel giderlerini karşılayacak, müzik meslek birliklerine ödemesini yapacak. Daha pahalıya alacak ama daha ucuza satması istenecek. Nasıl olacak bu? Restorancı, otelci kardeşim masum. Fırsatçılık yapan elbette vardır ama bunu genelleştirmemek lazım” diye konuştu. 

MECBURİ İNDİRİM YAPILIYOR

Türkiye’nin temel sorunlarını acilen çözmesi gerektiğine dikkati çeken Başkan İşler, “Dövizin yükseleceği 40 lira olacağı hesabıyla turizmci dolar ve euro ile rezervasyon yaptı. Baskılardan dolayı kur artışı yaşanmadı. Verilen fiyat 3 bin 500 TL’ye denk geliyor. Ben nasıl adamı o fiyata yedireyim içireyim yatırayım? Eldede yerine getirilmesi gereken sözleşme var. Turizmci iç piyasaya dönüyor bakıyor alım gücü düşmüş 10 gün tatil yapan 5’e beş gün yapan 2’ye düşürmüş veya vaz geçmiş görüyor. Devlet bir yasa çıkarttı. İkinci konut rezidans villa diye. Yasa uygulanmıyor. Turizmci borçlarını kapatabilmek sezonu geçirebilmek için banka kredilerine dönüp bakıyor faiz yüzde 60. Turizmci mecburen odalarını maliyetinin altına veriyor. Bu önceden kazıklıyorlardı, şimdi bak bu fiyatlara da kazanıyorlardı değil. Turizmci ayakta kalabilmek için mecburen indirim yapıyor. Turizmci bu ülkeye en fazla döviz getiren en fazla istihdam sağlayan altmış sektörü besleyen bir sektör. Sen bu sektörü yaşatmazsan turizmci eğer hapşırırsa tüm Türkiye grip olur. Sen bunu öngörerek dizayn etmelisin. Turizmci eğer sarsılırsa Türkiye ekonomisi yıkılır” ifadelerini kullandı.

GÜNDEM GÖZDEN KAÇIRILIYOR

Kendi yöreleriyle ilgili gerçek dışı bir algının oluşturulmaya çalışıldığını belirten Bodrum Profesyonel Otelciler Derneği Onursal Başkanı (BOYD) Serdar Karcılıoğlu ise, “Türkiye turizminde Bodrum önemli bir değer. Bu değerin korunması farklı gerçek dışı algıların oluşturulmaması gerekir. Türkiye genelindeki turizm tesislerinde oluşan konkordatoların tamamı Bodrum’daymış gibi gösterilmeye çalışılıyor. Bodrum’daki yüksek enflasyon Edirne’den Kars’a Sinop’dan Hatay’a yok mu? Ama bu turizmin gözbebeği bu ilçeye mal edilmeye çalışılıyor. Şimdide turizmdeki yüksek fiyatlara tepkiler gösterildi, Bodrum'daki turizmciler geri adım attı veya büyük indirimler yaptılar gibi gösterilmeye çalışılıyor. Böyle bir şey yok. Paşalar gibi filan indirim yok. Aynı sıkıntı Çanakkale'de de var, Tekirdağ'da da İç Anadolu'da da var. Pahalı imajı Türkiye'nin her yerinde var. Bodrum’dakini farklı bir boyuta taşıyarak Türkiye'nin gerçek gündemi gözden kaçırılıyor” dedi. 

DOĞRULARI BİLMEK GEREKİR

Türkiye'deki ekonomik sıkıntıların yansıması olarak turizm sektörünün ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğunu belirten Başkan Karcılıoğlu, “Yüksek enflasyon çok ciddi bir sıkıntı adeta bir travma. Bodrum'daki oteller her yıl satışlarını yerli ve yabancı turist açısından dengelerdi. Yarısından fazlası yabancı olurdu. Diğer kısım iç piyasadan karşılanırdı. Arz talep dengesi ve pazarlama teknikleri gereğince de indirim ve kampanyalar yapardı. Şu anda yapılan indirimler tepki indirimi değil rutin indirimler. Bu yılki en büyük sıkıntı, turistik tesislerin her yıl can simidi olan orta direk kesimin tatil yapamaması. O kesim kriz yokken vadeli ödemelerle de olsa tatil yaparlardı. Şimdi adamlar evlerine ekmek götürebilmenin derdine düşmüş durumda. Biz bu durumu gelineceğini 4-5 yıldır söylüyorduk. Arşivlerde kayıtlı. Açıp baksınlar. İyice belirginleşince gündeme oturdu. Türkiye turizm değerlerine sahip çıkmalıdır. Ciddi bir kan kaybı söz konusu. Turizm aklı olan bir devlet dünyada turizm yapılabilir ülkelerin arasında Türkiye’yi birinci sıraya getirebilir. Ama bu zihniyetle bu kafayla bir adım dahi ileriye gitmemiz mümkün değil. Tam tersi yokuş aşağı yuvarlanıyoruz” şeklinde konuştu. 

TURİZM SEKTÖRÜ BATIYOR!

Turizmdeki sorunların basit bir yaklaşımla çözülemeyeceğini belirten Türkiye Seyahat Acentaları Birliği İzmir Bölge Temsil Kurulu Başkanı Kıvanç Meriç de, “Ülkemizdeki turizm tesisleri fiyatları birkaç kendini bilmek kişi veya kurumun fahiş fiyat uygulaması veya fırsatçılığı şeklinde konu kestirilip atılamaz. Bir lahmacun bin lira, bir top dondurma 150 liranın genellemesi olmaz. Ama şu bir gerçek, Türkiye artık pahalı bir ülke. Avrupalı rakiplerimizle bu fiyatlarla rekabet edemiyoruz. Bunun faturasını tüm Türk turizmcisine çıkarmanın anlamı yok. TÜİK verileriyle diğerlerini karşılaştırmak hiç tarzım değildir ama gerçek enflasyonda ortada. Dövizi baskılayacaksanız enflasyonu da düşük tutarsınız. Enflasyonunuz yükselirse döviz kurunuz da artar. Biz enflasyon artması döviz de yükselmesin istiyoruz ama olmuyor. Şu ekonomik şartlarda kimse fiyat veremiyor. Verse de satış gerçekleştiğinde kar yapamıyor. İhracatçılar nasıl batıyorsa turizmcilerde batıyor. Böyle giderse yakında turizm sektörünün helvası yenir. Yunanistan, Tunus, Fas ve Mısır ile bile rekabet edemiyoruz. Yunan adaları Türklere altın yumurtlayan tavuk gözüyle bakıyor. Yunan adaları iç piyasada ucuz denildikçe daha fazla ilgi görüyor. İlgi gördükçe de fiyatlarını artırıyorlar” diye konuştu.

Kaynak: EGE TELGRAF