2019-2024 dönem yönetimi Çeşme Belediyesi, ilçe dahilinde kamp yapmayı, çadır kurmayı yasaklayan bir meclis kararı almıştı. Bu dönem alınacak yeni bir meclis kararı ile bu hatadan dönülmesini umuyoruz. İlçemizin birbirinden eşsiz güzellikte kıyı ve koyları, plajları ve doğal alanları bulunmaktadır. Ancak bunlar denetimsiz, düzensiz şekilde kullanılmakta, turizme hizmet vermek yerine doğa kirliliğine dönüşmektedir. Oysa ilçenin dört bir yanında inşaat alanları açmak, rezidans betonları dökmek yerine, her alım gücüne uygun, farklı gelir düzeylerine hitap edecek turizm çeşitliliği yaratılabilirdi. Çadır parklar, karavan parklar oluşturulabilirdi.
Altyapısal sorunlar düşünülmeksizin, su, yol, kanalizasyon, arıtma ve dönüşüm programlanmadan, daha fazla imar bölgeleri açılmamalı, ilçenin tabiatı, tarımı katledilmemelidir. Çadır, kamp ve karavan turizm sahaları oluşturmak gelişigüzel uygulamaların önüne geçecek yöntemdir. Kamp karavan çadır alanlarının alt yapısı, yani güvenliği, temizliği, sosyal hizmetleri, tuvalet duş çamaşırhane gibi ihtiyaçları, yangın veya ilkyardım gibi hizmetleri bulunur. Atık yönetimi denetimi yapılır.
Eğer ki yerel yönetim bulunduğu turistik bölgede böylesi alanlar oluşturmazsa, çevre kirliliği dışında can ve mal emniyeti de risk altına girer. Turizm alanlarını planlamak, çok çeşitli turizm faaliyetlerine imkan yaratmaktır. Kamp karavan çadır parkları dışında da pek çok turizm seçeneği yine yerel iradenin gayreti ile şekillenir. Örneğin dalış parkurları, yapay resiflerden oluşacak dalış sahaları, gemi uçak gibi batıklar veya sanatsal su altı görselleri oluşturmak, yönetimlerin her zaman es geçtiği konular olmuştu.
Hatırlayanlar olur ki, önceki ilçe yönetimlerinden biri, batık oluşturmak için hurda bir gemi satın almış, batırmaya uygun hale getirilmesi için teknik destek almak üzere verilen firma tarafından gemimiz kaçırılmış, onca para ödenerek alınan gemi artı hizmet bedeli ödenen kurum tarihe karışmıştı. Konu çok sonra yargıya intikal etti ise de Çeşme halkı halen konunun akıbetinden bihaberdir. Diğer yandan, imarsız bölgelerde, tarım alanlarında korkunç oranda kaçak yapılaşma devam etmektedir.
Rivayete göre ilçede irili ufaklı 6000 civarında kaçak yapı, bütün bina veya eklentileri olduğu ve yıkımlarının yıllardır beklendiği söylenmektedir. Bunların bir kısmı, imar barışına sokulmuş, sonrasında üst yasalara aykırı alınan yapı kayıt belgeleri iptal edilmişti. Kimi yapının yıkım süreci mahkemelik olmuş, yargı safahatı en üst yargı yoluna kadar uzanmış ve nihayetlenmiş. Danıştay’da onanmış yıkım kararına rağmen, yıkılmayan, yıllar yılı sıra beklediği iddia edilen yüzlerce kaçak yapı bulunuyor.
Öte yandan hızla yenileri imal edilmeye devam ediyor. İl ve İlçe Belediyeleri 3194 sayılı imar Kanunun düzenlemelerini yapmakla, imara aykırı olan kaçak yapılara engel olmak, yasada tanımlı işlemleri yapmakla mesuldür. Ne var ki, kaçak yapıların yapılması ve kullanılmaya devam etmesi tümden illegal bir oluşumu açığa çıkarmaktadır. İllegal yapılaşma, çok ciddi bir kazandırma suçunu da açığa çıkarmaktadır ki, ilçede kira ücretlerinin uçmuş olduğu bu nedenle kamu çalışanlarının Bodrum gibi Çeşme’de görev yapmak istemediği bilinmektedir.
Hal böyle iken kaçak imalatına dokunulmayan kimseler kira ve kullanım gelirlerinden servet edinmektedir. Yasalara uygun yaşamaya, kazanmaya çabalayan, yasaya göre imar ruhsatı alan, vergi veren dürüst vatandaşın bu şekilde illegal devam eden kaçak yapılaşmanın takipçisi olması, bunu Kent Konseyinden beklememesi gerekir.