Genellikle olumsuz bir duygu olarak görülen can sıkıntısının, aslında oldukça faydalı olabileceğini gösteren bir bilimsel araştırma dikkatleri üzerine çekti. "The Origins of Boredom" (Sıkılmanın Kökenleri) başlıklı çalışma, sıkılma duygusunun insan davranışları üzerindeki etkilerini inceliyor ve bu olgunun, motivasyon kaynağı olarak nasıl işlev görebileceğine dair önemli veriler sunuyor.
Çalışma, 3867 kişilik geniş bir katılımcı grubu üzerinde yapılmış. Araştırmacılar, çeşitli yaş grupları ve sosyo-ekonomik durumdan katılımcıları dahil ederek bulguların genellenebilirliğini artırmayı hedeflemişler. Çalışmada sıkılma türleri, motivasyonel etkiler ve yenilik arayışı gibi önemli faktörler ele alınıyor.
Araştırmaya göre, can sıkıntısı, bireylerin anlam arayışı içine girmesine neden olabiliyor. Katılımcıların sıkıldıklarında yeni ve ilginç aktiviteler arayarak bu boşluğu doldurmaya çalıştıkları gözlemlenmiş. Bu durum, sıkılmanın öğrenme süreçlerini tetikleyebileceği ve yeni fikirlerin ortaya çıkmasına olanak sağladığı şeklinde yorumlanıyor.
Araştırmanın bir diğer dikkat çeken bulgusu ise farklı türdeki sıkılmaların, farklı sonuçlara yol açması. Örneğin, düşük uyarımlı sıkılmanın yaratıcı düşünceyi teşvik ederken, yüksek uyarımlı sıkılmanın daha riskli ve heyecan verici arayışlara yol açtığı tespit edilmiş. Bu da demek oluyor ki, sıkılma duygusu kişiyi daha önce düşünmediği aktiviteleri keşfetmeye itebiliyor.
Sıkılma, ayrıca bireylerin dikkatlerini yeniden yönlendirmelerine de yardımcı olabilir. Araştırmacılara göre, sıkılan kişiler daha zorlayıcı ve dikkat gerektiren aktivitelere yönelme eğilimindedir. Bu, sıkılmanın kişiyi daha verimli ve yoğun düşünme süreçlerine teşvik ettiği bir mekanizma gibi işliyor.
Ancak, her durumda olduğu gibi, can sıkıntısının aşırıya kaçması da olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Araştırmacılar, yüksek düzeyde sıkılma yaşayan bireylerin aşırı yeme, alkol tüketimi veya diğer sağlıksız davranışlara yönelme riskinin arttığını belirtiyorlar.