Van'da kaybolduktan günler sonra cansız bedeni bulunan Rojin Kabaiş’in Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu, olayın aydınlatılmasında önemli bir adım olsa da yeni şüpheleri beraberinde getirdi. Raporda, ölüm nedeninin "suda boğulma" olduğu belirtilse de, boğulmanın nasıl ve nerede gerçekleştiği, dış müdahale ihtimali ve vücuttaki darbe izlerinin nedeni açıklığa kavuşmadı.
AVUKAT ÜLGEN'DEN ÇARPICI AÇIKLAMA: "İNTİHAR İHTİMALİ ZAYIFLIYOR"
Rojin Kabaiş'in cesedinin bulunduğu yer ile kaybolduğu yer arasındaki yaklaşık 20 kilometrelik mesafe, olayın sıradan bir kaza ya da intihar olmadığını düşündürüyor. Van Barosu Kadın Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi ve aile avukatlarından Fatma Ülgen, "Cesedin bulunduğu yer itibarıyla intihar olasılığı giderek zayıflıyor. Dip akıntılarının yönü ve dalga hareketleri detaylı şekilde incelenmeli" dedi.
"CEP TELEFONUNUN ŞİFRESİ HALEN ÇÖZÜLEMEDİ"
Rojin’in kaybolduğu gün kampüs sahilinde bulunan cep telefonu, soruşturmada kritik bir rol oynayabilecek bilgiler içeriyor. Ancak telefonun ekran şifresi hala kırılamadı. Avukat Ülgen, bu durumun soruşturmanın ilerlemesini geciktirdiğini ve gizlilik kararı nedeniyle aile avukatlarının dosyaya tam anlamıyla erişemediğini vurguladı.
UZMANLARDAN DİP AKINTISI UYARISI
Arama çalışmalarına katılan bir uzman ise, cesedin Van Gölü’nün bir ucundan diğerine sürüklenme ihtimalinin oldukça düşük olduğunu belirtti. “Su üzerinden sürüklenmiş olsaydı, ceset havadan yapılan taramalarda görülürdü” diyen uzman, olayın aydınlatılması için dip akıntılarının yönünün tespit edilmesi gerektiğini söyledi.
GİZLİLİK KARARI TARTIŞILIYOR
Savcılığın dosyaya getirdiği gizlilik kararı, soruşturmanın şeffaflığına ilişkin endişeleri artırıyor. Avukat Ülgen, “14 Kasım’da bize ulaşan ATK raporu bazı belirsizlikleri koruyor. Bu durum kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini engelliyor” ifadelerini kullandı.