Nihat AK/EGE TELGRAF- Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı veriler, Türkiye’deki vergi sistemindeki adaletsizliğin ve ekonomik dengesizliğin boyutlarını gözler önüne serdi. Özellikle dolaylı vergilere dayalı bir yapının tercih edilmesi, dar gelirli vatandaşların üzerindeki vergi yükünü artırırken, gelir ve servet sahibi kesimlerin bu yükten büyük ölçüde muaf tutulması, eleştirilerin merkezine yerleşti. Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan ve Dr. Osman Sirkeci, Ege Telgraf gazetesine verdikleri görüşlerde, mevcut vergi sisteminin adaletsizliklerini ve çözüm önerilerini detaylı bir şekilde açıkladı.
Son bir yılda uygulanan ekonomik program ve vergi düzenlemeleri, dar ve sabit gelirli tüketicilerin vergi yükünü artırırken, dolaylı vergilerdeki pay yüzde 65,9'a yükseldi. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın verilerine göre, toplam vergi gelirinin yüzde 65,9'u dolaylı vergilerden elde edildi. Bu dönemde KDV ve ÖTV, toplam vergi gelirinin yarısından fazlasını oluşturdu. Gelir vergisi tahsilâtının büyük kısmı ücretlilerden yapılırken, kurumlar vergisi sadece yüzde 12,6, mülkiyet üzerinden alınan vergiler ise yüzde 1,1'lik bir pay aldı.
‘SEFAYI ZENGİN SÜRÜYOR’
Ortaya çıkan tabloyu “Dolaylı vergiler, tüm gelirini temel ihtiyaçlarına harcayan dar gelirli vatandaşlar üzerinde ağır bir yük oluşturuyor. Zenginler ise bu tür vergilerden büyük ölçüde muaf kalıyor” ifadeleriyle değerlendiren ekonomist Dr. Osman Sirkeci’ye göre, zengin ve yoksul arasındaki gelir farkı 7-8 kat gibi uçurumlu seviyelere ulaşırken, dar gelirli vatandaşlar tüm gelirlerini temel ihtiyaçlarını karşılamaya harcıyor. Buna karşın zengin kesimler, “lüks seyahatler, mücevher alımları ve deniz araçları gibi tüketimlerinde vergiye tabi olmayan birçok harcama yapabiliyor.”
‘HÜKÜMET TERCİHİ’
Dolaylı vergilerin tercih edilmesinin temelinde yatırımcıları teşvik etmek adına doğrudan vergilerden vazgeçilmesi olduğunu belirten ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan’a göre bu durum, vergi adaletini derinden sarsıyor: “Hükümetin tercihleri, özellikle dolaylı vergiler üzerinden yoğunlaşıyor. Bu, yatırımcıları teşvik etmek adına doğrudan vergilerden kaçınma politikasıdır. Ancak dolaylı vergiler, en nihayetinde vatandaşın sırtına biner ve dar gelirli vatandaşları daha da zor duruma sokar.”
Hükümetin ekonomik politikasını sert bir dille eleştiren Erkan, AKP yönetiminin otobanlar, havaalanları, özel hastaneler kurdurarak çok uzun süreli devletin borçlandıran bir sistem yaratıldığını vurguladı. Vergi terazisindeki dengesizliğe dikkatleri çeken Erkan, “Bu borçların bir kısmı yandaşlara ödeniyor ve bu da vergi gelirlerinin başka alanlarda harcanmasına yol açıyor. Bu, sistemin dengesini bozan bir diğer önemli faktördür” ifadelerini kullandı.
‘SOSYAL DEVLET’
Türkiye’deki mevcut vergi sisteminin sosyal devlet anlayışından uzaklaştığını savunan Dr. Sirkeci, dar gelirli vatandaşlardan alınan dolaylı vergilerin toplam vergi gelirlerindeki yüksek oranını eleştirirken, sosyal devletin temel ilkelerine dikkati çekiyor: “Sosyal devlette, çok kazananlardan daha fazla, az kazananlardan ise daha az vergi alınması gerekir. Ancak şu anda devlet, harcamalar için ihtiyaç duyduğu vergiyi en büyük oranda yoksul kesimden topluyor. Zenginler ise büyük ölçüde bu yükten muaf. Son bir yılda dâhilde üretilip satılan ürünlerden 952,4 milyar ve ithal ürünlerden 1 trilyon 307,5 milyar liralık KDV tahsil edildi. ÖTV’de son bir yıldaki tahsilât da 1 trilyon 395 milyar lira oldu. Söz konusu iki dolaylı vergi kaleminden bir yılda elde edilen 3 trilyon 655 milyar lira, toplam vergi gelirinin yarıdan fazlasını oluşturdu.”
Bu görüşe katılan ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan da vergi adaleti sağlanmadan sosyal sorunların çözülemeyeceğini vurguluyor: “Dar gelirli vatandaşlar, yaşamlarını sürdürebilmek için tüketmek zorunda. Bu yüzden sürekli vergi yükü altına giriyorlar. Oysa sosyal adalet, bu yükün eşit bir şekilde dağıtılmasını gerektirir. Yoksul haltan alıp, fakir vatandaştan alıp zengine veriyorsanız bu ters işleyen bir sistem şekline düşüşmüş demektir.”
‘YAPISAL DÖNÜŞÜM’
Her iki ekonomist de mevcut sistemin çarpıklığına çözüm olarak yapısal dönüşümlere ihtiyaç olduğunu dile getiriyor. Erkan, sistemin sadece ekonomik değil, politik, sosyal ve kültürel alanlarda da köklü değişimlere ihtiyaç duyduğunu savunuyor: “Ekonomi çok boyutlu bir alan ve doğru işleyebilmesi için tüm sistemlerin uyumlu bir şekilde çalışması gerekir. Şu anki yapı, ciddi çarpıklıklara yol açmış durumda. Bu sistemlerin bilimsel temellere dayalı olarak yeniden yapılandırılması gerekiyor.”
Dr. Osman Sirkeci ise dolaylı vergilerin oranının düşürülmesi ve doğrudan vergilerin payının artırılması gerektiğini belirtiyor. Sirkeci, “Dolaylı vergiler, adaletsiz gelir dağılımının en önemli aracı haline gelmiştir. Zenginler, harcamalarını vergiye tabi olmayan alanlarda yaparken, devletin vergileri büyük ölçüde dar gelirli kesimlerden toplanmaktadır. Bu çarpık sistem, hem ekonomik eşitsizliği pekiştiriyor hem de sosyal adaletsizliğe yol açıyor. Vergi sisteminde köklü değişiklikler yaparak, gelir dağılımındaki eşitsizliği azaltmak ve sosyal adaleti sağlamak için daha adil bir vergi politikası uygulanmalıdır. Dar gelirliden, garip gurabanın temel ihtiyaçlarından alınan vergilerin sefasını zengin sürmemelidir” diyerek çözüm önerisini dile getirdi.