Bir çocuğun fiziksel ihtiyaçlarını ve bakımını yerine getirmek kadar duygusal gelişimini desteklemek de anne babanın görevleri arasındadır. Sosyalleşme, başkalarına saygı duyma, bencil olmama, hoşgörü...
Bir çocuğun fiziksel ihtiyaçlarını ve bakımını yerine getirmek kadar duygusal gelişimini desteklemek de anne babanın görevleri arasındadır. Sosyalleşme, başkalarına saygı duyma, bencil olmama, hoşgörülü ve yardımsever olma çocuğun karakterinin oluşmasında ve kişisel gelişiminde rol oynarken küçük yaşlardan itibaren öğretilmesi gereken eylemler içerisinde yerini alır.
Özellikle “paylaşma”, öğretirken ebeveynleri en çok zorlayan duygulardan biridir. Bu da “Çocuğa paylaşma nasıl öğretilir?” sorusunun sık sık sorulmasına neden olur. Çünkü çocuklar paylaşmayı bilmeden ve bu hisse sahip olmadan doğarlar. Görerek ve uygulayarak anlayabilecekleri bu olgu, çocuklara farklı yöntemlerle rahatlıkla öğretilebilir.
O halde çocuklara paylaşma duygusu nasıl aşılanabilir, paylaşmayı nasıl öğretebilirsiniz!
Paylaşmayı küçük yaşta öğretmeye çalışın. Ne kadar erken, o kadar iyi. Birçok durumda olduğu gibi paylaşma kavramının da kolay algılanabilmesi, mümkün olan en erken yaşta öğretilmesi ile sağlanabilir. Sonraki yıllarda bazı alışkanlıkları değiştirmek daha zorlu olur. Bunun için en ideal yaşlar; çocuğun, çevresinde başka çocukların da bulunduğunu fark ettiği 2-3 yaş aralığıdır.
Bir çocuk 2 yaşındayken daha ben merkezcil olabilir. Fakat 3 yaşına gelmiş bir çocuk, dış dünyayı çok daha kolay görür. Üstelik algılama yetisi artık çok daha gelişmiş düzeydedir. Bu nedenle anaokulu çağına gelirken çocuğunuza bu duygunun ilk temellerini atmaya başlayabilirsiniz.
Paylaşmanın ne kadar önemli olduğunu anlatın. Çocuğunuz bencil olmasın, eşyalarını paylaşmayı bilsin, uyumlu bir birey olsun istiyorsanız; ona, önceden bilmediği bu eylemin hayatımızdaki yerini ve önemini anlatın. İnsanların neden başkalarıyla bir şeyleri paylaştığını, bunun neden önemli olduğunu, aksi hâlde ne gibi durumların oluşabileceğini hayatın içinden örneklerle ona açıklamaya çalışın.
Bağış yapmak, ödünç vermek, elinizde fazla bulunan eşyanın birini başka birine hediye etmek gibi davranışları onunla birlikte yapabilirsiniz. Böylelikle sebebini bildiği bir eylemi uygulamaya geçmek, onun için çok daha kolay olacaktır. Sonuçta çocuk da olsa bir şeyi yapması için önce ona mantıklı ve doğru gelmesi gerekir. Aksi takdirde öğrettikleriniz kalıcı olmayacaktır.
Anne ve babalar, birçok konuda çocuklarına örnek olurlar. Yavrunuz yeni bir şey öğrenirken gördüklerini kopyalama tekniğine başvurarak hareket eder. Bunun için ilk örnek aldığı kişiler de en çok sevdiği ve güvendiği insanlar, yani ebeveynleridir. Öyle ise aileler öğretmek istedikleri davranışları önce kendileri uygulamalıdır ki çocuk da onlara bakarak taklit etsin ve davranışı içselleştirebilsin.
Unutmayın; çocuklar adeta bir papağan gibidir ve gördüklerini kolay kolay unutmazlar. Görsel hafızanın öğrenme üzerindeki etkisinden faydalanıp ona iyi ve doğru bir rol model olarak bu duyguyu anlamasına yardımcı olabilirsiniz. Sizin davranışlarınızı gördükçe paylaşımcı olma konusunda daha gönüllü davrandığını fark edeceksiniz.