Patates kızartması, dünya çapında herkesin severek tükettiği bir lezzet haline gelmiş olsa da, bu vazgeçilmez atıştırmalığın tarihi aslında pek çok tartışmaya ve rivayete dayanmaktadır. Fransızlar, patates kızartmasının doğum yerinin kendi ülkeleri olduğunu savunsa da, Belçikalılar bu konuda farklı bir görüşe sahiptir. Hatta bu iki ülke arasında patates kızartmasıyla ilgili bir "lezzet savaşı" bile yaşanmıştır.
Birçok tarihçi, patates kızartmasının ilk kez Belçika'da, 1680'lerde Meuse Nehri kıyısındaki sakinler tarafından icat edildiğini belirtir. O dönemde nehir donmuş ve bölge halkı balık tutamayınca, bu balıkların yerine patatesleri kesip kızartmışlar. Böylece, bugün hepimizin severek yediği patates kızartması doğmuş. Bu hikayeyi kabul eden Belçikalılar, patates kızartmasının kültürel miras olarak kabul edilmesi için UNESCO'ya başvurmuşlardır.
“I. DÜNYA SAVAŞI SIRASINDA..”
Patatesin Avrupa'ya gelişinde ise önemli bir isim var: Fransız eczacı ve toprak bilimci Antoine-Augustin Parmentier. Parmentier, 18. yüzyılda patatesin Fransa mutfağına girmesi için büyük çaba sarf etti. Patatesi popülerleştirmek amacıyla sayısız ziyafetler düzenledi ve bunlara katılanların arasında o dönemin ünlü isimlerinden olan ABD eski başkanı Thomas Jefferson da yer aldı. Jefferson, Fransa'daki ziyafetlerden esinlenerek Beyaz Saray'da "patates kızartması" sunmaya başladı. Ancak, patates kızartmasının ABD'de gerçekten popülerleşmesi, I. Dünya Savaşı sırasında gerçekleşti.
“BUGÜNKÜ ÜNÜ”
Patates kızartmasının popülerleşmesindeki bir diğer önemli figür ise Thomas Jefferson’dur. Kendisinin patateslerin yuvarlak değil, parmak şeklinde kesilmesini istediği bilinse de, bu şekil ve yöntemin dünya çapında kabul görmesi ve patates kızartmasının bugünkü ününe kavuşması savaş yıllarında mümkün oldu.
