Nihat AK/EGE TELGRAF- Son yerel seçimlerin üzerinden geçen 100 günlük süreç kimine göre yıldırım hızında kimine göre ise ağır aksak ilerledi. Belediye başkanlarının görevdeki 2 bin 400 saatlik mesaisini İzmir'in efsane Büyükşehir Belediye Başkanı Dr.Burhan Özfatura ve yerel yönetimler uzmanı Mehmet Zeki Fidandal’a sorduk. İki tecrübeli isim Ege Telgraf’a, “İlk ihanet kimlerden geliyor? Yolsuzluklar nasıl önlenir? Belediye başkanları acilen neleri nasıl yapmalı?” konularında çarpıcı açıklamalarda bulundular!

İLK İHANET EDENLER...

Yeni seçilen belediye başkanlarının ilk yüz gününde büyük ölçüde idari işlerle meşgul olduğuna dikkati çeken Dr. Burhan Özfatura, “Göreve gelen belediye başkanları şu ana kadar gördüğüm kadarıyla tayinlerle meşgul oldular. Görev değişiklikleri yapıldı. Üst düzeyde kimlerle çalışacaklarına tabi ki karar vermek haklarıdır. Bu 100 günü belediye çalışanlarının ücretlerini ve maaşlarını nasıl ödeyeceğim telaşıyla geçirdiler. Benden öncede belediyede şişirilmiş kadrolar vardı. Devraldığımda kadro şişkinliği vardı. Partizanca tayinler de vardı. Mobbing veya zorlamayla yaklaşmadık. Çünkü biz belediye personelimizi ailemizin ferdi gibi gördük, görev süremizce de görmeye devam ettik. Onları sevdik, sevgiyle olunca da onlara daima merhametle yaklaştık. Ben işgücü planlaması konusunda doktora yaptım. Şişirilmiş kadroları belediyede halka daha faydalı olacakları görev alanlarına yönlendirdik. Vatandaşa hizmet odaklı çalışmalar başlayınca zaten bankamatikler ben gitmeden gittiler. Hem şirketlerde hem de belediyenin bünyesindeki kuruluşlarımızın hepsi kar etti. Yeni başkanlara da tavsiye ederim. Yani böyle bankamatikler varsa çünkü parti kanalıyla gelenler size ilk ihanet edenler olur ha. Onu da acizane ifade edeyim yani” dedi.

AK Parti MYK toplantısı sona erdi: Çelik’ten sivil anayasa vurgusu AK Parti MYK toplantısı sona erdi: Çelik’ten sivil anayasa vurgusu

AK PARTİ'NİN YEREL YANSIMASI!

Liyakat sorununun merkezi yönetimin yerel yansıması olduğunu belirten Özfatura, “Ben kendi dönemimdeki belediye çalışanlarımızın sadece liyakatine baktım. İnançları ve siyasi görüşleriyle hiçbir zaman ilgilenmedim. Herkes serbestti, hangi partiyi severse severdi, bana ne. Ben onun liyakatine bakardım. Liyakatsizlik merkezde başladı. AK Parti sayesinde liyakat kavramı yok edildi. Hep yandaşlar şey yapıldı. Tabii o mahalli idarelere de sirayet etti. Ben 7 bin çalışanla bıraktım bakın sayı nerelere vardı. Belediye şirketleri tam bir israf, hatta yolsuzluk kaynağı. İstismar kaynağı ne denetim var, ne başka bir şey. Belediye şirketlerinin en azından vergi denetçileri tarafından kontrol altına alınması lazım. İçişleri Bakanlığı müfettişleri şirketlere hiç bakmazlar. Yani orada on kuruşluk şeyle normal icraat içindeki şeyi tenkit ederler de on bin liralık yolsuzluğun üstüne gitmezler. Bu israfın en büyük mekanı belediye şirketleridir. Benim zamanımda kırk küsür yeminli mali müşavir en titiz biçimde şirketleri kontrol ediyordu. Ayrıca da bütün dört parti vardı benim zamanımda mecliste. Her partinin bir temsilcisi, yönetim veya denetimde mutlaka görev alıyordu. Böylece şirketler meclisin tam denetimindeydi. Bir de şirketler komisyonu kurduk ayrıca mecliste. Kanunda olmadığı halde CHP'liler teklif etmişti. Ben kabul etmiştim. Yani üç kontrolden geçiyordu şirketler ve hepsi kar ediyordu. Şimdi kar eden şirket sanmıyorum olsun. Hepsi astronomik zararlarda. Onun da kilit noktası belediye şirketleridir” ifadelerini kullandı. 

BEYİN FIRTINASI ESMELİ

Başkanların kentin geleceğine yön verecek kanaat önderleriyle beyin fırtınaları estirmesi gerektiğini vurgulayan Özfatura, “Belediye başkanları zor bir mali tabloyla görevlerine geldiler. Yüz günde büyük yatırım yapabilmeleri pek mümkün değil. Ama yapmaları gereken bir şeyin yapıldığını da ben göremedim. Göreve gelen belediye başkanları acilen birer tarama konferansı yapmalıdır. Beyin fırtınası oluşturmalıdırlar. O belediyenin tüm paydaşlarıyla. Bilim insanları, akademisyenler, rektörler, mesleki odalar, sivil toplum kuruluşları, muhtarlar şehrin geleceğine dair görüşlerini ortaya koymalıdır. Şehrin geleceği ne olmalı? Neler yapılmalı? Lafın kısası kentin bir stratejik planının hazırlanması gerekir. Kentin tüm paydaşlarıyla istişare edilerek bir yol haritası oluşturana rastlamadım” şeklinde konuştu. 

MALİ TABLOLARA ODAKLANDILAR

Göreve gelen başkanların ağır yüklerin altına girdiğini belirten Yerel Yönetimler Uzmanı Mehmet Zeki Fidandal, “Pandemi döneminde artan bir ivmeyle belediye mali tabloları olumsuz yönde ilerlemişti. Gerçekten ülke ekonomisi açısından çok zor günler yaşıyoruz. Bir liralık mal ertesi gün iki liraya gelecek ay beş liraya çıkıyor. Göreve gelen pek çok belediye başkanı ekonominin kötü gidişatından dolayı mali yapıları maalesef bozuk bir yapıyı teslim aldılar. Başkanlar bırakın haftaları aylardır mali yapılarını düzeltebilmek için çalışıyorlar. Binanın sağlam temelini oluşturmadan tuğla örülemeyeceği gibi belediyenin sağlam bir mali yapısını oluşturmadan da icraat yapabilmeleri pek mümkün görünmüyor. Hatta personel maaşlarını bile ödemeleri mümkün olamayabilir. O nedenle belediye başkanlarının 100 gününü geçmiş dönemlerdeki gibi değerlendirebilmek onlara haksızlık olur” dedi. 

İŞLERİ ZORLAŞTIRILDI

Tasarruf paketindeki maddelerle yerel yönetimlerin işlerinin daha da zorlaştığını belirten yerel yönetimler uzmanı Fidandal, “Ekonomideki zorlu dönemi geçmek için yerel yönetimler merkezi yönetimden destek talep ediyordu. Tasarruf paketiyle taleplerin karşılanması yerine yeni yükler gelmiş oldu. Sokak aydınlatmalarından belediyelerden alınan yüzde yirmilik pay yüzde otuza çıkarıldı. Yani belediyeye yüzde onluk daha bir yük bindi. İller Bankası'ndan aldıkları payların borçlara kesilen bölümü yüzde kırk iken yüzde elliye çıkarıldı. Yani belediyelerin İller Bankası'ndan gelen payı azaldı. Enerjiye yüzde 38 zam gelince belediyelerin kuruluşları su ve kanalizasyon idarelerinin yükleri yüzde otuz sekizle paralel, yüzde altmışlara, yetmişlere varan giderlerinde yükselme oldu. Zaten geçmişten bir sürü sigorta, vergi, enerji, akaryakıt, kıdem tazminatı, personel borçları, müteahhitlere yüklenicilere, esnafa borçları var. Alacaklı olan akaryakıtçı mazot vermiyor, enerji şirketleri geliyor, ‘paramızı ödemezseniz enerji enerjinizi keseceğiz’ diyor. Giderlerinde yüzde 127’ye varan artış oldu belediyelerimizin ve kuruluşlarının. Ama gelirlerinde de yüzde 53’ü geçmeyen artışlar oldu. Şimdi aradaki makas açıldıkça belediye başkanlarımız da haklı olarak isyan etmekteler. Başkanların elinde de sihirli değnek yok! Belediye başkanlarını asıl 2025’den itibaren göreceğiz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: EGE TELGRAF