Türkiye, son yıllarda savunma sanayiinde gösterdiği büyük atılımlarla dikkat çekiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaçlarına yönelik geliştirilen yerli roket ve füze sistemleri, hem terörle mücadelede hem de sınır ötesi operasyonlarda etkin rol oynuyor. Özellikle Roketsan ve TÜBİTAK SAGE gibi kurumların öncülüğünde geliştirilen sistemler, dünya çapında Türk savunma sanayiini ileri bir noktaya taşıdı.
TR-107: Terörle Mücadelede Güvenilir Güç
1996 yılında envantere giren TR-107 roketi, özellikle terörle mücadele operasyonlarında önemli başarılar elde etti. 11 kilometrelik menziliyle kendi sınıfında öne çıkan TR-107, hafif ve taşınabilir yapısıyla, kısa mesafelerdeki hedefleri yüksek isabet oranıyla vurma kabiliyetine sahip.
TR-122: Sahada Güçlü, Uzun Menzilli
Türk Silahlı Kuvvetlerinin T-122 Sakarya sistemlerinden ateşlenen TR-122 roketi, 1994'te başlayan geliştirme çalışmaları sonucunda 1996'da TSK envanterine katıldı. Gelişmiş aerodinamik yapısıyla, rakiplerinden daha uzun menzillere ulaşabilen bu sistem, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarında etkin kullanılarak başarısını kanıtladı.
Kasırga 302: Kolordu Seviyesinde Güç Çarpanı
1999 yılında TSK envanterine giren Kasırga roketi, Çin yapımı WS-1 üzerine inşa edilen 302 mm çapındaki bu sistem, 100 kilometreye kadar menziliyle geniş etki alanına sahip. Yaklaşmalı tapası sayesinde 70 metre yarı çapında etkili bir dağılıma ulaşan Kasırga, sahadaki etkinliğiyle dikkat çekiyor.
Bora ve Tayfun: Türkiye’nin Stratejik Füze Gücü
Bora ve Tayfun balistik füze sistemleri, Türkiye'nin savunma kabiliyetini bir üst seviyeye taşıyor. Bora, 280 kilometreye kadar hedefleri vurabilen menziliyle Türkiye'nin en uzun menzilli füze sistemlerinden biri olurken, Tayfun ise 2022'de yapılan başarılı test atışıyla dikkatleri üzerine çekti. Sinop açıklarındaki hedefi tam isabetle vuran Tayfun, Türkiye’nin stratejik füze gücünü temsil ediyor.
Yerli Savunma, Milli Güvence
Türkiye’nin yerli üretim roket ve füze sistemleri, yalnızca askeri operasyonlarda değil, bölgesel caydırıcılıkta da önemli bir yer tutuyor. Yerli üretim kabiliyeti, savunma sanayisinde dışa bağımlılığı azaltarak ülkenin güvenlik stratejilerinde bağımsız hareket edebilme kapasitesini artırıyor.
Bu gelişmelerle birlikte, Türkiye'nin gelecekte daha güçlü bir savunma sanayisine sahip olacağı ve bölgesel güvenlikte daha etkili bir rol oynayacağı açıkça görülüyor.
