Project Blue Beam, 1994 yılında gazeteci Serge Monast tarafından yayımlanan bir kitapla gündeme geldi. Monast, bu projenin NASA ve CIA ile bağlantılı olduğunu öne sürerek, insanların inançlarını ve algılarını etkilemek için kullanılacak bir teknoloji olduğunu iddia etti. Kitapta, bu projenin amacına ulaşmak için gereken tüm belgeler ve kanıtlar sunuldu. Ancak Monast’ın tutuklanması ve iki yıl sonra kalp krizi geçirerek ölmesi, projenin gerçekliği hakkında şüpheleri artırdı.
ALGILARIN MANİPÜLASYONU
Mavi Işık Projesi, insanların zihninde yer edecek düşüncelerin yerleştirilmesi için toplumsal manipülasyonu hedefliyor. Örneğin, bir dinin sembolleri veya kutsal figürlerin gökyüzünde belirmesi gibi senaryolarla toplumu etkilemeyi amaçlıyor. Böylece, bireylerin inançları ve algıları üzerinde derin bir etki yaratılması öngörülüyor.
TEKNOLOJİ VE UYGULAMA YÖNTEMLERİ
Blue Beam Projesi’nin en önemli unsurlarından biri, holografik projeksiyon teknolojisi kullanarak, insanlara çeşitli figürler göstermek. Bu figürler, uzayda bulunan uydular aracılığıyla oluşturulan görüntüler ve sinyallerle destekleniyor. Ayrıca, oluşturulan görüntüler aracılığıyla insanların zihinlerinde yankılanacak telepatik mesajlar iletilmesi de hedefleniyor. Bu tür bir teknolojinin, gözle görülebilir lazer gösterileri ile benzerlik taşıdığı belirtiliyor.
TESTLER VE GERÇEKLİK
Projenin testlerinin, dünya genelinde çeşitli yerlerde yapıldığı iddia ediliyor. Özellikle Orta Doğu’da yaşanan iç karışıklık dönemlerinde, insanların algılarını yönlendirmek amacıyla holografik gösterimlerin gerçekleştirildiği öne sürülüyor. İnternette dolaşan “Mahşerin Dört Atlısı” gibi viral görüntüler, bu projeye örnek olarak gösteriliyor. Ayrıca, bazı bölgelerde Mesih’in gökyüzünden inmesi gibi sahnelerin holografik projeksiyonlarla gerçekleştirildiği iddiaları da mevcut.
DÜŞÜNDÜRÜCÜ VE ENDİŞE VERİCİ
Mavi Işık Projesi, belirsizliği ve gizemiyle dikkat çekiyor. Kimi insanlar bunu bir komplo teorisi olarak değerlendirirken, kimileri de teknolojinin bu tür manipülasyonları gerçekleştirebileceğine inanıyor. Ancak, projeye dair somut kanıtlar ve belgelerin eksikliği, bu tartışmanın devam etmesine neden oluyor. İnsanların algılarıyla oynama fikri, her zaman düşündürücü ve endişe verici bir konu olmuştur.