Nihat AK/EGE TELGRAF-Kırsal kesimde yabani hayvanların kuduzdan korunması için bırakılan yem bazlı oral kuduz aşıları, bazı muhtarların yaptığı uyarılar sonrası vatandaşta tedirginlik yarattı. Uzmanlar ise kuduz hastalığının ciddi bir halk sağlığı tehdidi olduğunu vurguladı. Yabani hayvanların aşılanmasının hem insanlar hem de şehirler için önemli bir koruma yöntemi olduğunun altı çizildi. Hayvan hakları savunucuları ise kırsaldaki önlemler kadar kentlerde de kuduzla mücadeleye yönelik kapsamlı çalışmaların yapılması gerektiğine dikkati çekiyor.
YABANİ HAYVANLAR
Kuduz hastalığının gerek vatandaşlar gerekse evcil hayvanlar açısından ciddi bir tehlike kaynağı olduğunu vurgulayan Belediye Veteriner Hekimler Derneği Genel Sekreteri Sinan Okçuoğlu, “Kuduz riskli temas sayısı 2023 yılı itibariyle 437 bin 601 olup, 2 vatandaşımız kuduz hastalığına yakalanarak hayatını kaybetmiştir. Kuduz hastalığı yalnızca başta köpek olmak üzere kedi, sığır, koyun, keçi, at ve eşek gibi evcil hayvanlara bulaşabildiği gibi, tilki, domuz, ayı, kurt, sansar, kokarca ve gelincik gibi yabani hayvanlarda da görülmektedir. 1997-2017 yılları arasında tespit edilmiş kuduz vakalarının yüzde 10’unu yabani hayvanlar oluşturmaktadır. Kuduz hastalığına yakalanmış yaban hayvanları, kırsal bölgelerde yaşayan vatandaşlarımız için sağlık riski oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra bölgede yaşayan evcil hayvanlara bulaş sonucu bölgedeki hayvansal üretimi engelleyebilir, dolayısıyla bölgede ekonomik zarara neden olabilmektedir. Belediye veteriner hekimleri bu tehdide karşı ön safhada mücadele vermektedir. Yaban hayvanları tarafından oluşturulan kuduz riskinin azaltılması için çeşitli uygulamalar yapılmaktadır” dedi.
‘ÖZEL BİR AŞI’
Kırsal kesimde uygulanan kuduz oral aşılarının kentlerin korunması için de önemli bir adım olduğunu belirten Okçuoğlu, “Kırsal kesimdeki bu uygulamalar oral olarak tüketilebilen yem bazlı kuduz aşılarının hava yoluyla yabani hayvanlara ulaştırılmasıdır. Ülkemizde de 2005’ten beri uygulanmakta olan bu yöntem; oral yolla alındığında bağışıklık oluşturan özel bir kuduz aşısının, yaban hayvanları için çekici özellikler taşıyan yemlerin içerisinde, küçük paketler halinde dağıtılmasıyla uygulanır. Dağıtım tercihen geniş ormanlık alanlara helikopter ve uçak vasıtasıyla yapılmaktadır. Yabani hayvanların aşılanmasında enjeksiyon yönteminin mümkün olmaması nedeniyle bu yöntem, kuduzla mücadelede önemli bir rol almaktadır. Oral kuduz aşısı uygulamaları Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkelerinde uygulanmasının yanında, Tayland ve Hindistan gibi Güney Asya ülkelerinde de kuduzla mücadelede aktif olarak kullanılmaktadır. Kuzey Amerika ve Avrupa bölgelerinde son 40 yılda 1 milyar dozdan fazla oral kuduz aşısı yemi dağıtılmıştır. Avrupa Birliği, üye ülkelere uygulamanın yaygınlaşması adına bu bağlamda kullanılmak üzere finansal destek vermiştir. Bizlerde ülkemizde bu uygulamanın yaygınlaştırılmasını destekliyoruz.
‘BÜYÜK TEHLİKE!’
Sokak hayvanlarının sağlığı ve kuduz hastalığının önlenmesi için merkezi yönetimin daha fazla sorumluluk alması gerektiğine vurgu yapan Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) İzmir Temsilcisi Esin Önder, “Kuduz, yalnızca hayvanlar için değil, insanlar için de büyük tehlike taşıyan bir hastalık. Bu nedenle, sokak hayvanlarının kuduz aşılaması hayati öneme sahip. Ancak, bu konuda önemli bir sorunla karşı karşıyayız. Sahipli hayvanların kuduz aşılaması, Tarım il ve ilçe müdürlükleri tarafından yapılırken, sokak hayvanları için aynı sistem geçerli değil. Belediyeler bu aşılamayı yapmaya çalışıyor fakat ekonomik zorluklar ve sınırlı bütçeler nedeniyle maalesef bu süreci yeterince etkin bir şekilde yürütemiyorlar. Oysa bu sadece belediyelerin değil, tüm toplumun sorumluluğudur. Bu noktada sorumluluğun sadece yerel yönetimlere ait olmadığını, devletin ve sivil toplum kuruluşlarının da bu sürece dahil olması gerektiğini vurgulamak istiyorum. Sokak hayvanlarının sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürebilmesi için, devletin kaynak sağlamak ve desteklemek gibi sorumlulukları bulunmakta. Kuduz gibi ölümcül bir hastalığın önlenmesi için tüm toplumun iş birliği yapması gerekmekte. Sokak hayvanlarının kuduzdan korunması sadece onların sağlığı için değil, aynı zamanda halk sağlığı için de kritik bir önleme sahip. Bizler, bu konuda her birimizin sorumluluğunun farkında olmamız gerektiğini savunuyoruz. Toplumun her kesiminin katkı sağlamasıyla, bu hayvanların aşılanması ve sağlıklı bir yaşam sürdürmeleri mümkün olacaktır. Sokak hayvanlarının hayatı, sadece onlara değil, tüm insanlığa değer katmaktadır. Hep birlikte bu mücadeleyi büyütmek ve sokak hayvanlarını daha güvenli bir yaşama kavuşturmak için bir an önce sesimizin duyulmasını istiyoruz” dedi.