Ekonomi

Konkordato ve kapanışlar reel sektörü ürkütüyor

Sürdürülebilir bir ticaret arzusuyla üretimlerine devam eden iş insanları, peş peşe gelen firma kapanış haberleri ve konkordato ilanlarının tedirginliğini yaşıyor

Abone Ol

Nihat AK/EGE TELGRAF- Yüksek faiz, sıkı para politikası ile finansmana erişim zorluğu girişimcilerin cesaretini kırdı. Yeni firma kuruluşları yaklaşık olarak yüzde 20 azaldı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği verilerine göre yılın ilk beş ayında 17 bin 716 şirket kepenk indirdi. Yabancıların Türkiye yatırımlarında da belirgin bir düşüş gerçekleşirken otomotiv sektöründeki yabancı yatırımlar dikkat çekti. İş insanları reel sektördeki gelişmeleri Ege Telgraf’a değerlendirdi.

KISITLAMA DARALMAYI TETİKLİYOR 

Ekonomideki belirsizliklerin girişimcileri tedirgin ettiğini vurgulayan İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İZSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Cengiz, “Türkiye ekonomisi son yıllarda dalgalı bir seyir izliyor. Döviz kurlarındaki ani yükselişler, enflasyon oranlarının yüksek seyretmesi ve genel ekonomik belirsizlikler, girişimcilerin yeni iş kurma konusunda tereddüt etmesine yol açıyor. Bankaların kredi verme koşullarını zorlaştırması ve faiz oranlarının yüksek olması, işletmelerin sermaye bulmasını engelliyor. Yeni kurulacak firmalar için başlangıç sermayesini bulmakta zorlanırken, öz sermayesi güçlü olmayan işletmeler finansal zorluklar nedeniyle kapanma riski ile karşı karşıya kalıyor. Üretim maliyetlerinin artması, özellikle enerji ve hammadde fiyatlarındaki artışlar, işletmelerin kar marjlarını daraltmakta ve ayakta kalmalarını zorlaştırmaktadır. KDV oranlarının yükseltilmesi, yeni vergilerin getirilmesi, mevcut vergi oranlarının artırılması gibi düzenlemeler, işletmelerin maliyetlerini artırıyor. Bazı sektörlerdeki yoğun rekabet, küçük işletmelerin ayakta kalmasını zorlaştırdı. Ayrıca uygulanan sıkı para politikası sonucu düşen talepler, işlem hacimleri gerileyen firmaların kapanmasına neden olabiliyor. Biz paradan para kazanma döneminin kapanmasını istiyoruz. Üretime yatırım yapılarak istihdam artırılarak ülke ekonomisine katkı konulmasından yanayız. Sürdürülebilir bir yatırım ortamı kısa vadede oluşturulmalıdır. Aksi halde işletme kapanmaları daha da artar. Girişimcilerin yeni yatırıma cesareti kalmaz” dedi.

ESNAFIMIZ DAHA SADIK

Esnafın tüm zorluklara rağmen ayakta kalmak için gecesini gündüzüne kattığını belirten Türkiye Ağaç İşleri Federasyonu Genel Başkanı Hüseyin Taklacı, “Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği üyesi kurumlara göre esnaf ve sanatkarlar odalarına kayıtlı üye işletmeler arasında bir fark var. Şahıs firmalarının sahipleri, genellikle işletmelerine kişisel olarak daha bağlı ve motive olurlar. İşletmenin başarısı doğrudan sahibinin gelirine ve yaşam standardına etki ettiğinden, sahipler işlerini sürdürmek için daha büyük bir çaba gösterirler. Ortaklık yapısının olmaması, yönetim çatışmalarını ve anlaşmazlıkları azaltır. Şahıs firmalarının tek sahibi olduğu için, işletme üzerindeki kontrol tamamen firmayı kuran kişiye aittir. Bu durum, işletmenin yönetiminde ve kararlarında tam bir bağımsızlık sağlar. Esnaf işletmeleri daha dirayetli olmasına rağmen son dönemdeki kapanmalar oldukça yüksek. Açılış olanları arzu ettiğimiz seviyede değil. Ülkemizin 61 ilindeki 147 esnaf odası aracılığıyla 100 binin üzerinde üyemiz var. Genel olarak üretim şartlarının zorluğundan şikayet alıyoruz. Yüz milyon lirası olan bir esnaf parasını mevduata yatırdığında yapacağı üretimden çok daha fazla para kazanabilir. Riske girmeden taş atıp kolu yorulmadan. Ama bu yaklaşım doğru değil. Biz hammadde tedarik eden, işletmesinde istihdam sağlayan, katma değer yaratan esnafın karlı çıkmasından yanayız. Ekonomik belirsizliklerin azaltılması ve istikrarın sağlanması, girişimcilerin yatırım yapma konusundaki güvenini artıracaktır. Bu doğrultuda, döviz kurlarındaki dalgalanmaların minimize edilmesi, enflasyonun kontrol altına alınması ve ekonomik büyümenin sürdürülebilir hale getirilmesi önemlidir. Bankaların girişimcilere uygun faiz oranları ve esnek geri ödeme koşulları ile kredi vermesi teşvik edilmelidir. Girişimcilere yönelik hibe programları ve fonlar oluşturulmalıdır. Özellikle genç ve kadın girişimcilere yönelik özel programlar geliştirilmelidir. Yeni kurulan firmalar için belirli süreler boyunca vergi muafiyetleri veya indirimleri sağlanmalıdır. Deneyimli iş insanlarının, yeni girişimcilere mentorluk yapması teşvik edilmelidir. Dijitalleşme ve teknolojinin etkin kullanımı, yeni firmaların rekabet gücünü artıracaktır” ifadelerini kullandı.

KONKORDATO TEDİRGİNLİĞİ VAR

Firma kapanışları kadar piyasalarda konkordato tedirginliğinin de yaşandığını vurgulayan Ege Otomotiv Derneği (EGOD) Başkanı Enver Mehmet Torun, “Bu yılın ilk yarısında konkordato başvurularında geçici mühlet kararı verilen şirket sayısı 605’e yükselerek, geçen yılın tamamını aştı. En fazla konkordato kararı inşaat ve tekstil sektöründe verildi. Piyasadaki firmalar pür dikkat konkordato kararlarını takip ediyor. Yıl sonuna kadar firmalar genel gidişata bakacak. Buna bizimde firmamız dahil. Çok açılmadan ticaretimizi sürdüreceğiz. Büyük ihtimalle küçülmeye gideceğiz. İş insanları ne kadar kontrollü ticaret yapmış olsa da konkordatoların gazabından kurtulmakta zorluk yaşıyor. Bir işletmenin konkordato ilan etmesi, öncelikle bu işletmeye mal ve hizmet sağlayan tedarikçileri olumsuz etkiliyor. Tedarikçiler, konkordato sürecine giren işletmeden alacaklarını tahsil etmekte gecikmeler yaşıyor. Bu durum, tedarikçilerin kendi nakit akışlarını olumsuz etkiliyor. Konkordato sürecinde, borçlu işletmenin ödeme planları yeniden düzenleniyor. Bazı alacaklar tamamen tahsil edilemeyebiliyor. Tedarikçiler, borçlarının bir kısmını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyor” diye konuştu.

STRATEJİK YATIRIM FARKLI

Bazı yatırımların yanlış yorumları beraberinde getirdiğini belirten EGOD Başkanı Torun, “Son günlerde otomotiv alanında bazı yabancı firmalar Türkiye'de yatırım yapma kararı aldı. Yerli üreticimiz ‘yabancı yatırım yaparken siz neden yatırım yapmıyorsunuz’ söylemleriyle karşılaşıyor. Çinli araç firmaları ülkemizde yatırım yaparak ek vergi yükünden kurtuluyor. Dünyada kendilerine uygulanan kotaları Türkiye’de üretim yaparak aşma teşebbüsü bunlar. Ülkemizde 13 otomotiv firması Türkiye menşeli üretim yapıyor. Dünya pazarlarına Türkiye’den ürün göndermenin hukuki ve ticari sorumluluklarını taşıyorlar. Otomotiv firmalarının stratejik yatırım kararlarıyla normal yatırımları karşılaştırmak doğru bir yaklaşım olmaz” ifadelerini kullandı.