Japonya'nın batısında yer alan Takahama Nükleer Güç Santrali, yaklaşık 50 yıldır faaliyet gösteren bir reaktör olarak, gelecekteki çalışmasına devam etme izni aldı. Kasım 1974’te faaliyete geçen bu santral, gelecek ay 50. yılını dolduracak.
Japonya Nükleer Düzenleme Kurumu (NRA), Takahama'nın 1 numaralı reaktörünün faaliyetlerini sürdürmesine onay verdi. Kurum, reaktörün basınç tankının nötron baskısına dayanabileceğini ve beton dayanıklılığını koruyabileceğini belirten bir ek denetim gerçekleştirdi. Bu bulgular doğrultusunda, işletmeci firma Kansai Electric Power (KEPCO) tarafından yapılan "reaktörün hizmet süresinin uzatılması" talebi resmi olarak kabul edildi.
Resmi haber ajansı Kyodo'nun bildirdiğine göre, 1 numaralı reaktör, Japonya'da 50 yıldan fazla çalışma izni alan ilk reaktör olarak tarihe geçti. 1 kilometrekarelik bir alana sahip olan bu dört reaktörlü santral, Japon Denizi (Doğu Denizi) kıyısında bulunan Fukui eyaletinin sahilinde yer almaktadır.
Japonya'daki nükleer reaktörlerin yasal olarak 60 yıla kadar faaliyet göstermesine izin veriliyor. Ancak, 50 yılı aşan nükleer tesislerin güvenlik yönetmeliklerinin revize edilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
Nükleer reaktörler ne işe yarar?
Nükleer reaktörler, enerji üretiminden tıbbi uygulamalara kadar geniş bir yelpazede önemli işlevlere sahiptir. Enerji üretimi için uranyum veya plütonyum gibi radyoaktif yakıtların çekirdeklerinin bölünmesiyle büyük miktarda ısı enerjisi üretilir. Bu ısı, suyu buhara dönüştürerek elektrik jeneratörlerinin çalışmasını sağlar. Ayrıca, bazı reaktörler bilimsel araştırmalar ve yeni teknolojilerin geliştirilmesi amacıyla kullanılır; medikal izotop üretimi ve materyal bilimi gibi alanlarda önemli katkılar sunar. Tıbbi alanda, kanser tedavisinde kullanılan radyoizotopların üretiminde kritik bir rol oynarlar. Bunun yanı sıra, nükleer denizaltılar ve uçak gemileri, uzun süre yakıt ikmali yapmadan görev yapabilme kabiliyeti için nükleer reaktörlerle donatılmıştır. Ancak, nükleer reaktörlerin yüksek enerji verimliliği ve düşük karbon salınımı gibi avantajları yanında, radyoaktif atıkların yönetimi ve nükleer kazalar gibi ciddi riskler de bulunmaktadır.