La Nina, Pasifik Okyanusu’ndaki okyanus ve atmosferik bir fenomen olarak tanımlanır. İspanyolca'da “Kız” anlamına gelen La Nina, El Niño’nun zıt etkisidir ve Pasifik Okyanusu üzerindeki basınç sistemlerinin değişmesiyle ortaya çıkar. Bu fenomen, dünya genelinde hava koşullarını etkileyerek, özellikle Asya’ya doğru sıcak su akışını yönlendirirken, Amerika ve diğer bölgelerde soğuk hava dalgalarının oluşmasına neden olur. Türkiye, doğrudan La Nina’dan etkilenmese de, pasifik üzerindeki basınç değişimlerinin dolaylı etkilerini yaşamaktadır.
LA NİNA SOĞUKLARININ TÜRKİYE’YE ETKİSİ
Bu yıl, La Nina etkisiyle Türkiye'de soğuk hava ve kar yağışının etkileri giderek artıyor. Özellikle Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde kış koşulları sert geçiyor. Prof. Dr. Doğan Yaşar, bu kışın daha soğuk geçeceğini ve ABD'nin Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA) tarafından açıklanan verilere göre, 2024 yılı boyunca sıcaklıkların ortalamanın üzerinde seyredeceğini belirtiyor. Yaşar, 2020-2022 yılları arasında yaşanan kuraklık döneminin ardından, doğanın kendini dengeleme sürecine girdiğini ve yağışlı bir yıl geçireceğimizi ifade ediyor.
DOĞANIN DENGELENMESİ
Prof. Dr. Yaşar, doğanın dengeleme mekanizmasının önemine vurgu yaparak, sıcaklık ve soğuk hava dalgalarının birbirini takip ettiğini belirtiyor. 2020-2022 yıllarındaki kuraklık döneminin ardından, Süper El Nino’nun etkisiyle dünya genelinde çeşitli sellerin meydana geldiğini anlatıyor. Bu yıl ise La Nina etkisiyle soğukların daha belirgin hale geleceği, ancak şubat ayı itibarıyla yağışların normale döneceği ve ardından yağışlı bir yıl geçirileceği öngörülüyor.
TÜRKİYE’DE KAR YAĞIŞI VE SU KAYNAKLARI
Türkiye’de kar yağışı erken başladı ve bu, özellikle yer altı su seviyelerini besleme açısından faydalı olacak. Ancak, barajlardaki su seviyelerinin ciddi şekilde düştüğü belirtiliyor. Örneğin, Tahtalı Barajı’nın su seviyesi yüzde 11’lere kadar gerilemiş durumda. Bu durum, Türkiye’nin su kaynakları açısından endişe verici bir tablo oluşturuyor.