Geçen yıl Tahtalı Barajı'nın doluluk oranı yüzde 34,13 olarak ölçülürken, bu yıl oran yüzde 19,86'ya düştü. Bu düşüş, 2008'den bu yana görülen en düşük seviye olarak kaydedildi. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, su seviyesindeki bu azalmanın devam edeceğini ve Kasım ayında yüzde 10-12 seviyelerine düşebileceğini ifade etti.

“Kuyuları Rahat Bırakın”

Prof. Dr. Yaşar, 2020 yılında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına kuraklık uyarısında bulunduğunu ve o dönemde Tahtalı Barajı'nın yüzde 75 doluluk oranına sahip olduğunu belirtti. "Kuyuları rahat bırakın" uyarısında bulunarak, İzmir’in o dönemde kuyulardan su çekmeye devam ettiğini vurguladı. Ancak bu suyun yeraltında rezerv olarak beklemediğini, Gölmarmara’nın kurumasına sebep olduğunu belirtti.

Yeraltı Suyu ve Su Kalitesi

Prof. Dr. Yaşar, yeraltı suyu çekilmesinin su kalitesini olumsuz etkilediğini ve İzmir’in Türkiye'nin en pahalı sularından birini kullandığını ifade etti. Ayrıca, su seviyesi daha da düştüğünde, ağır metal içeren yeraltı suyu kullanmak zorunda kalınacağını söyledi.

Su Yönetiminde Kriz

Türkiye’de su potansiyelinin kişi başı bin 340 metreküp iken İzmir’de bu oranın 600 metreküpe düştüğünü belirten Prof. Dr. Yaşar, su yönetiminin büyük bir sorun olduğunu vurguladı. İzmir’in su kullanımında daha dikkatli olunması gerektiğini, suyun bilinçli kullanılmadığı takdirde ciddi sorunların yaşanabileceğini kaydetti.

Kurakçıl Peyzaj ve Su Kullanımı

Tahtalı Barajı’ndaki düşüşün devam edeceğini belirten Prof. Dr. Yaşar, İzmir’de kurakçıl peyzaj uygulamalarına geçilmesi gerektiğini söyledi. Bahçe sulamaları ve araba yıkamaları gibi su tüketen faaliyetlerin azaltılması gerektiğine dikkat çekti. “Su olmayınca gıda olmaz, gıda olmayınca kimse kalmaz” şeklinde uyarıda bulundu.

Prof. Dr. Yaşar, halkın suyu her damlasına kadar düşünerek kullanması gerektiğini, aksi takdirde su krizinin daha da derinleşeceğini ifade etti.

Kaynak: İHA