Son günlerde bir köşe yazarının gündemdeki teğmenlerin mezuniyet töreniyle ilgili yazısında adı anılan İsmail Dümbüllü, sosyal medyada geniş bir yankı uyandırdı. Peki, İsmail Dümbüllü aslında kimdir? İşte detaylar..
İSMAİL DÜMBÜLLÜ KİMDİR?
İsmail Hakkı Dümbüllü, Türk tiyatrosunun köklü geleneklerinin son temsilcisi olarak bilinir. 1897 yılında Üsküdar’da doğan Dümbüllü, II. Abdülhamid’in silahtarlarından Zeynel Abidin Efendi’nin oğludur. Tiyatroya genç yaşlarda adım atan Dümbüllü, Kel Hasan Efendi’nin yanında yetişmiş ve Şehzadebaşı Tiyatrosu’nda sahneye çıkmıştır. Nasreddin Hoca karakteriyle tanınan Dümbüllü, sahne sanatlarına büyük katkılarda bulunmuştur.
DÜMBÜLLÜ'NÜN KAVUĞU VE FESİ: BİR TİYATRO GELENEĞİ
Dümbüllü'nün Kavuk ve Fesi, Türk tiyatrosunun en önemli sembollerindendir. Bu iki öğe, sadece tiyatro sanatını değil, aynı zamanda kültürel bir mirası da temsil eder. Kavuk, Ortaoyunu'nun simgesi olarak bilinirken, Fes ise tuluat sanatının temsilcisidir.
KAVUĞUN VE FESİN DEVİR YOLCULUĞU
Kavuk, yıllar boyunca çeşitli sanatçılar arasında devredilmiştir. İsmail Dümbüllü, 1968 yılında bu kavuğu Münir Özkul’a vermiştir. Özkul, kavuğu 1989 yılında Ferhan Şensoy’a devretmiş ve Şensoy da kavuğu Rasim Öztekin’e geçirmiştir. Bu gelenek, tiyatro sanatının sürekliliğini sağlamaktadır.
Fes, tuluat sanatının simgesidir ve 1968 yılında Münir Özkul’a verilmiştir. Münir Özkul, fesi daha sonra Müjdat Gezen’e devretmiştir. 2017 itibarıyla Müjdat Gezen, fesi eski öğrencisi Şevket Çoruh’a vermiştir. Fesin bu yolculuğu, Türk tiyatrosunun mirasını yaşatmaya devam etmektedir.
İSMAL DÜMBÜLLÜ’NÜN ÖNEMLİ YAPIMLARI
İsmail Dümbüllü’nün sahneye ve sinemaya birçok katkısı olmuştur. İşte bazı önemli yapımları: Nasreddin Hoca (1971), İstanbul Kazan Ben Kepçe (1965), Soytarı (1965), Serseri Aşık (1965), Temem Bilakis (1963), Fındıkçı Gelin (1954)...
İSMAIL DÜMBÜLLÜ'NÜN KÜLTÜREL MİRASINA KATKILARI
İsmail Dümbüllü, yalnızca bir tiyatro sanatçısı değil, aynı zamanda Türk kültür mirasının önemli bir taşıyıcısıdır. Ortaoyunu ve tuluat sanatlarının korunmasına büyük katkı sağlamış ve bu değerlerin gelecek nesillere aktarılmasına öncülük etmiştir.