Nihat AK/EGE TELGRAF- İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir Enternasyonal Fuarı’nı (İEF) yıllarca başarıyla düzenleyerek iz bırakan İZFAŞ’ın önceki dönem genel müdürleri, “İEF, Türkiye'nin modernleşme, uluslararası iş birliği ve ekonomik kalkınma sürecinin bir simgesi olarak, ülkenin sosyal ve ekonomik tarihine derinlemesine işlemiş bir etkinliktir. Fuar, hem Türkiye'nin sanayileşme ve kalkınma hedeflerini dünyaya tanıtan bir platform, hem de İzmir'in dünya ile olan bağlantısını temsil eden önemli bir buluşma noktasıdır. İEF’in 100. yılına doğru giderken, geçmişteki canlılığını yeniden kazanması ve geleceğe taşınması için tüm İzmir ve Türkiye'nin ortak sorumluluk alması gerekir” dedi. 

MODERNLEŞMENİN SİMGESİ

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir Enternasyonal Fuarı’nı (İEF) düzenleyen şirketi İZFAŞ’ın en uzun süreli genel müdürlüğünü yapan efsane ismi Doğan İşleyen İEF’in önemini şu sözlerle dile getirdi; “İzmir Enternasyonal Fuarı, modernleşme, uluslararası iş birliği, kültürel değişim ve ekonomik kalkınma gibi birçok kavramın simgesidir. Türkiye'nin gelişen yüzünü temsil ederken, aynı zamanda İzmir'in dünya ile olan bağlantısını da sembolize eder. İzmir'in tarihine ve kimliğine derinlemesine işlemiş bir etkinliktir. Cumhuriyetin ilk yıllarında, Türkiye'nin sanayileşme ve ekonomik kalkınma hedeflerini dünyaya göstermek için önemli bir platform olarak kullanılmıştır” diye konuştu.

NÜFUZLU KİŞİLERİN BASKISI

İşleyen, “İEF, ülkemizin sanayi, ticaret, tarım ve kültür alanlarındaki başarılarını sergileyen bir platform olarak görüldüğünden fuarı ziyaret etmek, Türkiye'nin başarılarıyla gurur duymanın bir yolu olarak kabul edilirdi. İEF, modern Türkiye'nin gelişim sürecinin bir vitrini olarak görülürdü. Fuara katılmak, bu sürecin bir parçası olmak ve yeni Türkiye'nin gelişimini yerinde görmek anlamına gelirdi. Katılımcı olabilmek için firmalar, bakan, milletvekili, vali ve belediye başkanı gibi nüfuzlu kişileri araya sokmaya çalışıyordu. Fuar, yeni teknolojilerin, ürünlerin ve yeniliklerin sergilendiği bir alandı. Ziyaretçiler, dünya çapında tanınan markaların ve şirketlerin en son ürünlerini görme şansı bulurdu. Bu, hem halk hem de iş dünyası için cazip bir neden oluyordu. Görevim sırasında bir günde en fazla biletli giriş sayısı 1 milyon 600 kişiye ulaşmıştı. Biletsiz ve çalışanları da hesaba kattığımızda yaklaşık 2 milyon kişi bir günde fuar alanında olurdu. 1976 yılında fuarda çalışmaya başladım. 1977’den bu yana fuarda çeşitli görevlerde bulunarak bu önemli etkinliğe tanıklık ettiem. Fuarın farklı kademelerinde çalıştığım için İZFAŞ Genel Müdürlüğü görevinde başarılı oldum. Sadece askerliğim döneminde 2 yıl açılışı göremedim. Bu sene 45. kez açılışı görmüş oldum. Kalbim gibi beynim gibi bir uzuv olarak gördüğüm İEF’in her açılışında ayrı bir heyecan yaşıyorum” diye konuştu. 

BEREKET YAĞARDI

Otellerin tamamen dolduğu, bazı ziyaretçilerin çevre illerde konaklamak zorunda kaldığı dönemleri hatırlatan İşleyen, “İEF dönemi boyunca, fuar alanında ve çevresinde birçok geçici iş imkânı oluşurdu. Yirmi gün kala stant kurulumları yapar son bir hafta fuar alanında uyurduk. Stand kurulumları, güvenlik, temizlik, rehberlik, teknik destek gibi alanlarda birçok kişi istihdam edilirdi. Bu, özellikle gençler ve iş arayanlar için önemli bir gelir kaynağı olurdu. İzmir’deki otellerde yer kalmaz, bazı kişi ve kurumlar çevre illere gider bazı kişiler de havuzların etrafındaki çimlerde uyurdu. Fuarın geçmişte olduğu gibi gelecekte de Türkiye’nin ve İzmir'in ekonomisine ve sosyal yaşamına katkı sağlamaya devam etmesi gerekir. Yeni göreve gelen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve yeni yönetimin bu konuda gerekli adımları atacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı. 

‘MARKA DEĞERİ VAR’

İzmir Enternasyonal Fuarı’nın kentimizin en kıymetli hazinelerinden biri olduğunu belirten İZFAŞ önceki genel müdürlerinden Dilara Sürgü, “Sadece İzmir için değil, aslında ülkemiz için çok önemli bir marka değeri taşıyor. Bugün EXPO’lardan ne kadar özenle söz ediyorsak, aslında İzmir Enternasyonal Fuarı’nın da kıymeti o kadar yüksek değerde. Bu değerin farkında olmamız, Atamızın güzel İzmir’imize, bu emanetine sahip çıkmamız çok önemli. Öncelikle İzmir Enternasyonal Fuarı’nın daha nice uzun yıllar başarıyla yaşamasını yürekten temenni ediyorum” dedi.

Matrix Fitness ile en yeni trendleri keşfetme zamanı! Matrix Fitness ile en yeni trendleri keşfetme zamanı!

SAHADA YETİŞMEK

Fuarcılığın sahada öğrenilmesinin avantajlarını da dile getiren Sürgü, “Fuarcılığın ülkemizde lisans düzeyinde bir eğitimi yok. Şimdi bazı üniversitelerin ilgili bölümlerinde çok az sayıda da olsa ders olarak veriliyor ancak özellikle bizim dönemimizde bu eğitimi farklı yerden almak mümkün değildi. Ben üniversite 1. sınıfta part-time olarak başladığım fuar yolculuğuma, mezun olduktan sonra da devam ederek hem ulusal, hem uluslararası fuarcılık sektörünü, sahadan yetişmiş birisi olarak çok özümsediğimi düşünüyorum. Tabii bize o dönem yöneticilik yapan, işi öğreten kıymetli büyüklerimizin de verdikleri emek ve destekler sayesinde… Bu vesile ile tüm büyüklerime teşekkürü de borç bilirim. Fuarcılık değişik bir meslek türü, gerçekten kendinizi fuarcı olarak yetiştirirseniz sonrasında kamuda veya özel sektörde her alanda çalışabilirsiniz. Çünkü her yıl onlarca sektörde fuar yapıyorsunuz. İyi bir fuar yapabilmeniz için öncelikle o sektörün yerel, ulusal ve uluslararası dinamiklerini çok iyi bilmeniz, sektöre hâkim olmanız ve o iyi bir ilişki ağı oluşturmanız gerekiyor. Bu da ancak birikimle ve tecrübeyle mümkün. O yüzden tercihen fuarcılığı bu işi temelden öğrenenlerin yapmasından yanayım her zaman” ifadelerini kullandı. 

ODAK NOKTASI

Geleneksel kültürü unutmadan gelceğe odaklanmak gerektiğine dikkati çeken Sürgü, “İzmir Enternasyonal Fuarı organizasyonu oldukça zordur. Çünkü katılımcı ve ziyaretçi hedef gruplarınız birbirinden çok farklı beklentileri olan kesimlerden oluşuyor. Bir de önünüze çok uzun yıllardır her fuar öncesi tekrarlanan ‘Nerede O Eski Fuarlar’ çıkmazı var. Hiçbir şey eskisi gibi kalmıyor ki, İzmir Enternasyonal Fuarı da öyle kalsın. Tabii ki değişecek günün ve geleceğin koşullarına ayak uyduracak ama burada hassas olunması gereken nokta şu; geleneksel kültürü unutmadan geleceğe odaklanmak. Geleneksel ile geleceği iyi harmanlamayı başarabilirseniz aslında işin püf noktası bu. Ben İzmir Enternasyonal Fuarı’nın özellikle nihai tüketiciye odaklı tüm markalar için eşsiz bir buluşma noktası olduğuna inanıyorum. Bu kadar ziyaretçiye fiziki olarak başka bir yerde ulaşma şansınız yok. Kültürü, sanatı, sosyal aktivitesi, gastronomi alanları, ticari alanları ve uluslararası katılımı iyi planlanmış, bütünleşik olarak kurgulanmış ve alan denetimi sağlıklı yapılan bir fuar her zaman başarılı olur. Ziyaretçi sayılarını gözlemlediğimizde çok değişiklik olduğunu söyleyemeyiz ama temel mesele sayı da değil bence. Hedef ziyaretçi gruplarınızın çeşitliliği, yani fuarda katılımcı olan veya fuara kavramsal olarak yüklediğiniz her bir tematik alanın karşılığı olan ziyaretçiyi fuara çekebilmek” şeklinde konuştu. 

BÜTÜNLEŞMİŞ PLANLAMA 

Fuarın geleceğinin iyi kurgulanması gerektiğini belirten Dilara Sürgü, “Öncelikle İzmir Enternasyonal Fuarı’nın daha nice uzun yıllar başarıyla yaşamasını yürekten temenni ediyorum. Kentimizin ve ülkemizin ekonomik ve sosyal açıdan kalkınma ve gelişme alanları kurumlar tarafından orta ve uzun vadeli olarak planlanıyor. Gerektiğinde de bu planlar revize ediliyor. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın bu planlara uyumlu olarak, kısa, orta ve uzun vadeli bir strateji geliştirmesi, bu stratejiyi geliştirirken de elbette uluslararası iş birliği taraflarını da tamamlaması gerektiği kanaatindeyim. Yani kent ve ülke gelişim hedefleri ile bütünleşmiş bir planlamaya dahil olmalı. Planlama dahilinde Uluslararası bütünleşmeyi de sağlamakla mümkün bence. Örneğin, bu yıl fuarın teması gerçekten çok iyi seçilmiş; ‘Teknoloji’. Her kitleye, her kesime hitap eden katılımcı ve ziyaretçi potansiyeline sahip günümüzde ve gelecekte en çok konuşacağımız alanlardan bir tanesi. Fuar açılışına Elon Musk, Sundar Pichai, Tim Cook gibi isimleri getirebilirsek, işte o zaman zaten uluslararası teknoloji firmalarının dikkatini, katılımını ve ziyaretini en üst seviyede fuara ve kentimize çekmiş oluruz. Bunları yapmak hayal değil, hedef koymakla ilgili” ifadelerini kullandı.

‘DALYA’YA RAMAK KALA…

Fuarın Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bugüne kadar olan sürecin bir özeti niteliğinde olduğunu belirten İZFAŞ'ın önceki dönem genel müdürlerinden Mehmet Şakir Örs’e göre İEF, Türkiye'nin sosyal tarihi ve halk eğitimi açısından büyük bir öneme sahip. Fuarı, Cumhuriyet tarihimizin ve ülkenin ekonomik ve toplumsal gelişiminin izlenebileceği bir “halk okulu” olarak görüyor. Bu bağlamda, İzmir Enternasyonal Fuarı’nı 100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti'nin özetini sunan bir organizasyon olduğunu söylüyor. 

İkinci yüzyıla iyi bir giriş yapılması gerektiğine dikkati çeken Örs, “Türkiye'nin ikinci yüzyılına vurgu yapılırken İEF’in de 93. yılındayız. Yedi yıl sonra dalya diyeceğiz. İEF’in 100. yılınıı şimdiden düşünmek, planlamak İzmir'in, İzmirliler’in görevi. Artık fuarcılık, profesyonel fuarcılığa, ihtisas fuarcılığına kayıyor. Doğal olarak bizim İzmir Enternasyon Fuarı'nın o yönü yani ticari yönü zayıflıyor. Bu gerçeği kabul etmek lazım. Ama buna farklı kimlikler, farklı misyonlar, farklı işlevler yükleyerek ve dünyadaki yeni gelişmeleri takip ederek geliştirmek gerekir. Bu yılki temayı ilginç ve güzel buldum. Bu teknoloji yenilik yenileşme, buna benzer yeni kuşakların ilgisinin dikkatini çekecek yeni temel temalarla fuarı yenileyerek ve geliştirerek yaşatmak İzmir'in ortak sorumluluğu görevi diye düşünüyorum. Bu çok anlamlı tarihsel bir olaydır. Bunu mutlaka yaşatmak, sahiplenmek gerekiyor. Ticaret Bakanlığı, merkezi iktidar, siyasiler, İzmir iş dünyası, İzmir'in toplumsal dinamikleri, yerel kanaat önderleri ve herkesin ortak sorumluluğu bu. Yurttaş olarak da bunun aslında heyecanını ve sorumluluğunu hissetmemiz gerekiyor. Bence bunu yapabildiğimiz ölçüde bu sıkıntılı dönemleri aşabiliriz ve daha iyiye, daha güzele doğru taşıyabiliriz fuarı” diye konuştu.

Kaynak: EGE TELGRAF