Kırklareli’nin Vize ilçesine bağlı Soğucak köyü, “havası pekmez kokan köy” olarak biliniyor. 220 haneli bu köyde, her yıl kasım ayında başlayan pekmez yapma geleneği, yılın en yoğun dönemini yaşıyor. Mart ayında ekilen şeker pancarlarının kasımda hasat edilmesiyle başlayan süreç, köylülerin bahçelerinde odun ateşinin başında geçen uzun saatlere dönüşüyor.
“NASIL YAPILIYOR”
Pekmez yapımı, imece usulüyle köylü kadınlarının emeğiyle gerçekleşiyor. Pancarların kabukları, evlerin bahçelerinde soyulup yıkandıktan sonra makineyle parçalanıyor ve büyük kazanlarda kaynamaya başlıyor. “Bumba” adı verilen dev kazanlarda yaklaşık 10 saat kaynayan pancar, ardından ezme makinesinde süzülerek pekmez haline geliyor. Pekmez, daha sonra tavalarda yaklaşık 5 saat daha odun ateşinde kaynatılarak kıvama geliyor. Bu geleneksel yöntemle üretilen pekmez, köy halkının geçim kaynağı haline gelmiş durumda.
“PEKMEZ YAPIMI”
Pekmezhanelerin etrafı, kaynayan tavalardan yayılan duman ve kadınların neşeli türkülerinin eşliğinde canlanıyor. Köyün pekmezi, lezzetini zahmetli üretim sürecinden alıyor. Soğucaklı kadınlar, yıllardır bu geleneği annelerinden, anneannelerinden öğrenerek sürdürüyor. Gülşah Beler, pekmez yapımının çok zahmetli olduğunu ve odun ateşinde kaynamasının lezzetini pekiştirdiğini belirtiyor. Aynı zamanda pekmezin yapılmasındaki en önemli adımın pancarın tuzunun alındığı aşama olduğunu vurgulayan Rahmi Beler, bu işlemi yapmanın zor olduğunu, gençlerin bu zahmetli işin peşinden gitmediğini ifade ediyor. Sonuçta, sabaha kadar kaynayan pancar şırası, sofralara lezzetli pekmez olarak ulaşabiliyor.