Safanur ÖZTÜRK- EGE TELGRAF/ Denizli'nin 6 km kuzeyinde, Lykos Vadisi'nde yer alan Laodikeia Antik Kenti, antik dönemin önemli metropollerinden biri olarak dikkat çekiyor. M.Ö. 261-263 yılları arasında Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından karısı Laodike adına kurulan bu kent, coğrafi olarak stratejik bir konumda bulunuyor. Özellikle Lykos Irmağı'nın güneyinde yer alması, Laodikeia’nın tarih boyunca önemli bir ticaret merkezi olmasına katkı sağlamıştır.
Hristiyanlığın önemli merkezlerinden
Laodikeia’nın tarihi yapıları, Efes Antik Kenti ile birçok benzerlik taşıyor. Büyük Tiyatro, 20.000 kişilik kapasitesiyle göz doldururken, küçük tiyatro ise 15.000 kişilik kapasitesiyle büyük tiyatronun kuzeybatısında yer alıyor. Her iki antik kentte de stadyum ve gimnazyum gibi spor yapıları bulunmaktadır. Laodikeia'nın stadyumu, 350 metre uzunluğa ve 60 metre genişliğe sahipken, gimnazyumu ise MS II. yüzyılda inşa edilmiştir.
Dini açıdan da büyük öneme sahip olan Laodikeia, Hristiyanlık tarihinde önemli bir merkezdir. Hz. İsa’nın 12 havarisinden biri olan St. John, burada İncil’ini göndermiştir. Bu özelliği, Laodikeia’nın ruhsal ve kültürel derinliğini artırırken, kentin geçmişine dair zengin bir hikaye sunmaktadır.
Popülerliği her geçen gün artıyor
Son zamanlarda Laodikeia'nın popülaritesinde belirgin bir artış gözlemleniyor. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan bu antik kent, Avrupa Birliği Kültürel Miras Ödülü'ne de layık görülmüştür. Restorasyon çalışmaları sayesinde günümüze ulaşan Laodikeia, ziyaretçilerine tarihi bir yolculuk vaat ediyor.
Laodikeia, hem tarihi hem de kültürel değerleriyle keşfedilmeyi bekleyen bir hazinedir. Eğer antik kentin büyüleyici atmosferini deneyimlemek istiyorsanız, bu muazzam yapıyı ziyaret etmeyi düşünmelisiniz. Efes Antik Kenti ile benzer özellikler taşıyan Laodikeia, tarih tutkunları için mutlaka görülmesi gereken bir destinasyon haline gelmiştir.
