Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Hamdi Ilgazlı, EBUS (Endobronşiyal Ultrasonografi) yönteminin günümüzde göğüs hastalıklarında önemli bir tanı aracı olduğunu belirterek, "Bu teknoloji, havayollarının içini ve arkasındaki yapıları görüntülememize imkan verir. Ayrıca, dokulara zarar vermeden biyopsi alma olanağı sağlar ve birçok hastalığın teşhis ve tedavisinde büyük rol oynar" dedi.
VM Medical Park Kocaeli Hastanesi'nde görevli olan Prof. Dr. Ilgazlı, göğüs hastalıkları tanı yöntemleri hakkında açıklamalarda bulundu. Bronkoskopi ve ultrason teknolojilerinin birleşiminden oluşan EBUS'un, nefes borusu ve hava yollarının (bronşların) içini ve çevresindeki dokuları detaylı bir şekilde incelemeye olanak tanıyan önemli bir tanı aracı olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Ilgazlı, bronkoskopinin tanımını yaparak, "Endoskopi, esnek bir cihazla vücudun iç organlarını görüntüleme yöntemidir. Göğüs hastalıklarında ise bronkoskopi, nefes borusu ve bronşların içini görmeye yarayan bir tekniktir. Bronkoskopi, fleksibl (bükülebilen) ve rijit olmak üzere iki farklı cihazla yapılabilir. Günümüzde genellikle 1966'da geliştirilmiş olan fleksibl bronkoskopiler kullanılır ve bu yöntem, özellikle akciğer kanseri gibi solunum yolları hastalıklarının tanı ve tedavisinde yaygın olarak tercih edilmektedir" şeklinde konuştu.
Bronkoskopinin nasıl uygulandığını anlatan Prof. Dr. Ilgazlı, "Bronkoskopi, bükülebilen bir cihaz aracılığıyla, burun ya da ağız yoluyla hava yollarına ilerletilerek yapılır. Bu işlem, genel anestezi altında hastanın hiçbir şey hissetmeden yapılabileceği gibi, lokal anestezi ve sedasyonla da uygulanabilir" dedi.
Ultrason teknolojisinin tarihçesini de ele alan Prof. Dr. Ilgazlı, "19. yüzyılın ortalarında sesin yankılanmasından yararlanılmaya başlandı. Bugün ise yüksek frekanslı ses dalgaları kullanılarak, ultrason cihazları sayesinde vücudu taramak mümkün olmuştur. Bu teknoloji sayesinde ultrason, fiberoptik bronkoskopilerin ucuna yerleştirilerek havayolunun içini ve çevresindeki doku ile damarları net bir şekilde görüntülememizi sağlar" dedi.
EBUS'un, göğüs hastalıklarında günümüzün en önemli tanı yöntemlerinden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Ilgazlı, "EBUS, hem havayolunun içini hem de bronş duvarının arkasındaki yapıları görüntüleyerek, birçok hastalığın teşhis ve tedavisinde yardımcı olur. Bu yöntemle, hedefin görüntülenmesi ve örnek alınması sağlanırken, damar yaralanma riski de minimuma iner" açıklamasında bulundu.
Prof. Dr. Ilgazlı, EBUS'un kullanıldığı hastalıkları şöyle sıraladı: "Akciğer kanseri, mediastinal lenf bezi büyümeleri, sarkoidoz, mediastinal kitleler, tüberküloz, enfeksiyon hastalıkları ve lenfoma gibi durumların teşhisinde EBUS büyük bir rol oynar."
Akciğer kanserinin tanısında EBUS'un önemini anlatan Prof. Dr. Ilgazlı, "EBUS, akciğer kanserinin göğüs içindeki lenf bezlerine yayılıp yayılmadığını belirlemek için kullanılır. Tümör yayılmışsa, tedavi planı değişebilir. Ayrıca, EBUS, kanser dışı lenf bezlerini etkileyen hastalıkların tanısında da kullanılır. Tüberküloz, sarkoidoz, lenfoma gibi hastalıklar bu yöntemle kolaylıkla teşhis edilebilir. Bu yöntem, bronş duvarına komşu tümörlerin ve enfeksiyon bölgelerinin teşhis edilmesinde de etkili bir araçtır" dedi.
EBUS işleminin kısa sürede tamamlanabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Ilgazlı, "EBUS, genellikle 20-30 dakika süren, kesisiz, ağrısız ve minimal invaziv bir yöntemdir. İşlem sonrasında hasta, durumuna bağlı olarak aynı gün evine dönebilir" dedi.