Memduh GÜNEY-EGE TELGRAF- İzmir Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin, Kemeraltı adına üretecekleri birçok şey olduğunu belirtti. Girgin, “Kemeraltı bugün bir değişim içerisinde. Herkesin ilgi odağı ve altyapısından tutun üstyapısına kadar, kurallarından tutun Kemeraltı esnafının değişimine kadar olan bir zaman dilimi. Biz de bunun içerisinde o rüzgara kendimizi kaptırdık ve koşturmaya devam ediyoruz” dedi.

“BU KOLTUKTA ŞAHSİ SORUNLARIM İÇİN OTURMUYORUM”

Kendisinin ve yönetim kurulunun bir yoğurt yiyişi olduğunu ve takım olarak kendisine verilen sorumluluğu yerine getirdiğini ifade eden Girgin, “Ben herkesle geçinmek durumunda olan ve bir sıkıntı olduğunda da kendi içimizde kimsenin bilmesine gerek kalmadan çözebileceğimizi düşünen biriyim. Biz buraya 2019 senesinde geldiğimiz zaman geçmişteki olan hataları sileceğimize ve siyaset üstü bir tavırla yapacağımızı beyan ettik. Bu duruşumuzun arkasındayız” diye belirtti. Girgin, geçmiş dönemki başkanlara da teşekkür ederek bugün gelinen noktada yapılan çalışmalarla birlikte kurumsal bir yolda ilerlemeye çalıştıklarını belirterek, “İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer ile Konak Belediye Başkanı Abdül Batur ile ve diğer oda başkanlarıyla tabi ki iyi geçineceğim. Çünkü benim erklerim ve patronlarım belli. Onlarla tabi ki çalışacağım çünkü ben de İzmirlinin ve Kemeraltı esnafının sorununu çözmeye çalışıyorum. Bu koltukta şahsi sorunumu çözmek için oturmuyorum” dedi.

“DERDİMİZ SORUNLARI ÇÖZMEK”

Kurumlar arasındaki alt kademeler de sıkıntılar olabileceğini belirten Girgin, “Bu durumun da kendi içimizde birebirdeki ilişkilerimizde çözüyoruz. Hatta bir itirafta bulanayım “Sayın Soyer’e ya da Sayın Batur’a gittiğimizde ya da onlar bizlere geldiğinde kendi kurum arkadaşlarıyla beraber ekipleriyle beraber sorun nerede diyerek çözüm odaklı çalıştığımızı da herkese söylemek isterim. Ama egosu yüksektir başka türlü hayali vardır gibi söylemlere çok fazla girmek ve cevap vermek istemiyorum. Bizim derdimiz Kemeraltı ve Kemeraltı’nın sorunlarını bertaraf edebilmek için kurumlarla birlikte çalışmak” diye belirtti.

“STK’LARDA ÜYE YAPILARI ÇOK ÖNEMLİ”

Kemeraltı Esnaf Derneği’nin kurucu üyesi olan yirmi dört kişiden biri olduğunu belirten Girgin, “Bu tür STK’larda üye yapısı çok önemli ve STK sorumluluğu almakta kolay bir şey değil. 2019’un onuncu ayında gerçekleştirilen seçime 1085 üye katılım gösterdi ve bayrağı biz devraldık. Bunun ardından pandemi dönemi patladı. O dönemde esnaf içerisinde birçok kayıp oldu. Birçok esnafımız işini bıraktı dükkanını kapattı. Yanımızda çalışan aile bireyleri, siyasetçiler, basın, konu komşu, Kemeraltı ile alakası olmayan herkes bir şekilde şişirilmiş ve bunun ardından Kemeraltı Esnaf Derneği’nin üyesi yapılmış. Bu durumda bizden önce görev yapmış olan arkadaşların tüzüğü değiştirerek aslında iyi niyetli olarak yapmış oldukları bir hamleydi. Bizim için tüzükte yazılı olan kurallar olduğu kadar yazılı olmayan kurallarda var. Bu yazılı olmayan kurallar STK’ların en önemli mihenk taşlarıdır. Bu süreçte pandemiyi iyi değerlendirten sonra ilk genel kurulda yaptık ve bu süreçten sonra birçok arkadaşımızla yollarımızı ayırdık” dedi.  Tüzükte genel kurula gidildiğini ve daha sonra ciddi maddeler üzerinde tüzüğü yenilediklerini belirten Girgin, “Bir başkan iki dönem arka arkaya başkanlık yapabilir ancak üçüncü dönem yapamaz. Başkan öncelikle Kemeraltı esnafı olmak zorunda. Tabelası ve üzerine kayıtlı vergi numarası olmak zorunda. Biz öncelik olarak tüzükte bunları değiştirdik. Biz göreve geçtiğimizde aidat 2,5 TL idi. Bu komik rakamı 2021 genel kurulunda değiştirdik. 15 TL seviyesine çıkardık ancak bu rakam bile şu an 50 kuruş değerinde. Bunlar çok rakamsal değerler ve bir derneğe büyük işler yaptıracak olan rakamlar değil” dedi.

“KURUMSALLAŞMA ÇALIŞMALARI YAPTIK”

“Kurumsallaşmak adına derneğin logosundan tüzüğüne, yapısal kimliğinden, proje ve plan çerçevesine kadar birçok değişikliğe gittik” diyen Girgin, “O dönemde hayallerimiz vardı. Eğitimler olsun aidiyet duygusu yaratmak olsun bölgeler, binalar, tüzük çalışmaları bunların hepsi siyaset üstü. Bir değişim yapmamız lazımdı. Bizim burada derneğin çok üyesi değil az üyesiyle bütün Kemeraltı’nın sorununu, bütün esnafın üye olduğunu hayal ederek bir dernekçilik anlayışının peşindeyiz. Bize bağlı olsun ya da olmasın onun sorunu benim için büyük sorun. Onun çözümü de bizim sorunumuzda olan bir sorumluluk olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.

“DEĞİŞİM RÜZGARI İÇERİSİNDEYİZ”

Kemeraltı’nın yaz sezonunu nasıl geçirdiğine dair bilgiler veren Girgin, “Değişim rüzgarı içerisindeyiz. Biz yazı her zaman iyi geçiren bir taraftayız. Pandeminin getirdiği kurallar, yapılan yatırımlar damlaya damlaya göl olur şeklinde ilerliyor. Yaz aylarında gurbetçilerimizin de bize kazandırdığı ciddi bir iş potansiyeli var. Düğünler, dernekler yazın artıyor. Kemeraltı’nda birçok iş kolu yaz aylarına uyum sağlamış durumda. Şu an gelinen durumda esnafımızı mutsuz eden sorunlar bizim en büyük derdimiz. Ekonomik durumlar bir şekilde esnafımıza da dokunuyor. Her mevsim değişikliği, iklim değişikliği benim esnafıma yansıyor. Ama biz bereket versin diyen konumdayız uzun yıllardan beri. Çünkü 250 yıldır ticaret yapılan bir alanda neler yaşadılar ki bizim bugün yaşadıklarımızı, on yıl, yirmi yık sonra çok farklı bir şekilde değerlendireceğiz” dedi.

“ARTIK KÜLTÜR VE TARİH TURİZMİ VAR”

Kemeraltı’na yeterli sayıda turist çekme konusunda özeleştiri yapan Girgin, “Herkes kendine göre haklı. Biz de haklıyız çünkü biz çerçeveyi daha büyükten görmek durumundayız. Her yerde söylediğim bir şey var İzmir’i yönetenlerin egolarını rozetlerini bir masaya bırakacaklar bir odaya girecekler ve İzmir’in beş yıl, on yıl, yirmi yıl planını organize edecekler. Yönetenler değişse de İzmir’in gideceği plan ve nokta değişmeyecek. İzmir’in bu konuda ciddi bir sorunu var. Kemeraltı bölgesi inanılmaz derecede enerjik ve aurası yüksek bir yer. Buranın turistik bir yer olması lazım. İzmir’i deniz ve kumla pazarlamaya çalıştılar ancak kültür, sanat ve tarih hiç değerlendirilmedi. Şimdi işin rengi değişti. Kültür ve tarihe dayalı bir turizmle ilgili çalışma yapılıyor ve biz bunun yapılmasını talep ediyoruz. Buna uygun materyaller ve şartlar var. Hem agoramız hem amfi tiyatromuz hem Kemeraltı’nın kendi kimliği ve tüm güzelliklerin korunuyor olması çok değerli” diye belirtti. Bu konuda bir sorumlu belirlemenin ve adres görmenin doğru olmadığını söyleyen Girgin, “Esnaf tam olarak hizmet verecek şekilde hazır değil. Bütün ürünlerde etiket olma zorunluluğunu biz koyamadık. İzmirliye on lira, Almancıya 20 lira, turiste 30 lira bu benim en büyük ayıbım. Ben bunu her yerde söylüyorum. Bunu tek başıma düzeltme şansım yok hatta öyle bir yetkim de yok. Kemeraltı’nın altyapısı yapılırken üst yapısını da güncellememiz gerekiyor. Rakiplerimiz bizlere çok büyük fark attı. Kemeraltı’na lojistik bir alan yaratmamız lazım. Tur otobüslerine yapmış olduğumuz tur parkından dolayı birçok olumlu dönüş aldık. Kemeraltı’na herkes istediği zaman aracıyla, nakliyesiyle, şirketleri, gıda firmaları sokaklarda dolaşıp mal bırakma şansı yok. Bunun da bir denetimi olmalı adabı olmalı” dedi.

MSKÜ’de ‘Tekno Kafe Perşembe’ etkinlikleri başladı MSKÜ’de ‘Tekno Kafe Perşembe’ etkinlikleri başladı

“ESNAF EĞİTİMDEN GEÇECEK”

Kemeraltı’nda artık ruhsat alacak olan işletmelerin Kemeraltı Esnaf Derneği’nden eğitim sertifika almasını ve ruhsata başvurmak için bu sertifikanın zorunlu olduğunu belirten Girgin,

“Buranın kuralları var. Burada gıda işletmesi açacaksan açacağın yer sit alanı veya tescilli binaysa bacası yoksa açamazsın diyeceğiz. Kimse yanlış bir yatırım yapmasın. Burayı istediğim gibi kullanırım dönemi bitti. Tabela standartlarımız var. Biz eğitimde buradaki esnafın sorumluluklarını anlatıyoruz. Kemeraltı eski Kemeraltı değil. Burada eski esnafın da eğitimden geçmesi gerektiğini vurguluyoruz onlar da bu konuya sıcak bakıyor. Bu konu bizim için olmazsa olmazlardan bir konu” ifadelerini kullandı.

“UNESCO İÇİN ÇOK EMEK VERDİK”

UNESCO sürecini de aktaran Başkan Girgin, “Geçen sene başvurduk ve her kademesi iyi hazırlanmış bir başvuru. Ekibimiz çok emek vererek hazırlayıp sundu. Kemeraltı tarihi liman kenti seçilip UNESCO’ya gönderirsek Kemeraltı’nın çok daha farklı olacağını ve olumsuz olsa da Kemeraltı’nın bu değişime girdiğini vurgulayanlardan biriyiz. UNESCO projesi sorumluluğumuzu kat be kat artırır. UNESCO ne yapar? Sorumluluğumuzu kat be kat arttırır. Çünkü orada dört yüz elli küsur sayfa ben bu maddeleri yerine getireceğim dediğiniz bir beyanatınız var karşı tarafa. Şimdi ben bu beyanatı İzmirliye de vermek zorundayım. Burayı mahveden biziz, kurtaracak olan da biziz. UNESCO bizim tanınırlık ve dışarıdaki fonların veya imkanların buraya akmasını ve buraya bakılın daha farklı gözükmesi gerektiğini artı değer katacak bir pozisyonda. Buradaki insanı heyecanlandırmamız lazım çünkü para kazanacağız çünkü burası önemli bir ticari alan. Bu adımı iyi değerlendirdiğimiz zaman hem Kemeraltı esnafı kazanacak hem de İzmir kazanacak” dedi.

“MAL SAHİPLERİ VİCDANLI OLMA”

Vakıfların verdiği dükkanların kira artırma oranlarına değinen Girgin, yakın zamanda gündemlerinin bu olacağını belirterek “Yılbaşında vakıflar her yıl otomatik olarak zam yapar. Kemeraltı’nda altı yüze yakın vakıf yeri var. Genelde de çöküntü olup kullanmadığımız, bunların kurtarılması gereken iki bin beş yüzle üç bin arasında da bina var. Otel, iş yeri yapabileceğimiz ciddi yerler var. Şimdi devlet geçen sene yüzde yüz yirmi iki oranında zam yaptı. Vakıflar, sosyal sigortalar yüzde seksenle yüzde yüz yirmi bir oranında zam yaptı. Yani on bin liranız birden yirmi bin lira oldu. Beş yılı geçen işletmeleri anlaşma gereği revize ediyoruz, güncelliyoruz yüzde iki yüz elliyle yüzde üç yüz kırk arasında zam yedi esnafımız. Şimdi esnafımız kirayı ödeyemeyeceğim zaman olmaz diyen bir yapıyla karşı karşıya. Sistemde kimse sizinle pazarlık etmiyor.  Yılbaşı geldiği zaman size bir kağıt gönderiyor, yeni kiranız bu diyor. Bu kirayı ayın birinde, beşinde öderseniz kirayı kabul etmiş sayıyoruz ve bir yıl daha devam ediyorsunuz. Artık uzun vadeli kira devlette yok. Hep bir yıl. Ödeyemediğin zamanda da boşaltıyorsunuz, aidatınız varsa borçlarınız varsa ödüyorsunuz. Daha sonra ihaleye çıkıyor. On bin liralık çıktığınız yer on beşe yirmiye bir başkası tutuyor veya tutmuyor. Benim esnafım buradan başka bir yere gidemez. Bunun sebebi de esnaf yıllarını buraya vermiş, müşterisini alıştırmış. Artı olarak o komşuluk ilişkisini, Kemeraltı kültürünü Avm’de bulma şansı yok. Bu biz bunu her yıl karın ağrısıyla yaşayan bir durumdayız. Özel mülk sahipleri de devletin vermiş olduğu bu kira zamlarının aynısını ister durumda veya daha fazla ister” diye belirtti. Girgin, “Bizim şu anlık tek bir karın ağrımız kiralar. Devletin bir şekilde bu işyerleri kiralarına adım atması lazım. Mal sahibi tek bir kirayla geçiniyorsa oranını sahip tutabilir. Mal sahibinin yirmi otuz tane belki daha fazla bir geliri varsa bunun kirasını daha düşük tutabilir. Çünkü orada esnafı koruduğumuz sürece o esnaf devlete katkı sağlayacak, şehrin kimliğine ayakta tutacak, stopajını ödeyecek. Stopaja da biz zaten karşıyız. Siz mal sahibinin sorunu olan bir şeyin yükünü siz almışsınız, daha dükkana girdiğimiz zaman, para kazanmayı daha görmeden bir yıl devamlı cepten veriyorsun. Devamlı cepten veriyorsun ve bu çok ciddi bir yük. Bu oranın ya düşürülmesi ya da kesinlikle kaldırılması lazım. Artı mal sahiplerini hep vicdanlı olmaya davet ediyoruz” diye belirtti.

“KİRALARA KARŞI KIYAMETİ KOPARMALIYIZ”

Dernek olarak kiralara karşı “Kıyameti koparmamız lazım” diyen Girgin, “Ana cadde üzerindeki bir hana girerken kiranın yirmi bin liradan kırk bin lira gibi rakama çıkmasını istemiş mal sahibi. Bu oran inanılmaz yüksek bir oran. Ülkede bu kadar her şey artmadı. Bu dükkanların boş kalması Kemeraltı’nın ekonomisi için bir zarar. Devletin burada müdahalesi olursa bu sorunlar çözülür. Yoksa Kemeraltı’nı kurtaramayız. Çok fazla mal sahibi var burada mülkleri var ama kimsenin umurunda değil. Burada bırakılan çöküntü alanlar bizim buradaki gelişmemize burada yapılan yatırımlara ve esnafa çok büyük eziyet. UNESCO sürecine girmiş bir Kemeraltı’nda burada böyle bir durumun olmaması lazım. Bu konuda da devletimizin ve valimizin neşteri vurması gerektiği bir dönemdeyiz” ifadelerini kullandı.

“PERSONEL AÇIĞI SORUNU YAŞIYORUZ”

Kemeraltı’ndaki işletmelerin personel açığı konusuna değinen Girgin, “Bu durum sadece Kemeraltı’nda değil tüm dünyada büyük bir sorun. Çalışacak insan bulmakta sıkıntı yaşadığımız bir dönemdeyiz. Eskiden beş yıllık ilkokul eğitimi almış, okuma-yazma olan, elinde diploması olan gençlerimiz okumayacaksa ya sanayiye ya da Kemeraltı’na veya semtte berbere çırak olarak verilirdi. Bu bizim için çok çok önemli bir ticari kaynaktı. Geçmişe bakarsanız ülkenin en büyük değerleri, sanayicileri olsun, işletme sahipleri olsun hep alaylı, sıfırdan gelen ustalarla gelişmiş, çıraklık yapmış sonra üzerine katarak kendisini eğitmiş bir kültür vardı. Sonra o babalar çocukları üniversite mezunu olsun diyerek onları daha yukarı çıkarmaya çalıştılar. Çok ciddi bir sıkıntı yaşıyoruz bu konuda. Çünkü Kemeraltı esnafı dahi nitelikli ve işini devredebileceği, bu işi öğrenip daha sonra esnaflık yapabilecek insan kitlesi bulamıyor. Bu yatırımı yapamıyoruz Bununla ilgili adımları da bence atması lazım. Tabii bununla ilgili eğitimler ve kurslar yapılmıyor değil, yapılıyor. Biz bu sıkıntıyı yaşıyoruz. Her camda mutlaka bir eleman aranıyor tabelamız var. Çok fazla meslek lisesi var ama bu arkadaşlar yetmiyor” dedi.

“TARKEM, KEMERALTI İÇİN İNANILMAZ BİR YATIRIM”

TARKEM’de hedefe ulaştıklarını düşündüğünü belirten Girgin, “TARKEM’in Kemeraltı’na çok büyük bir heyecan yarattığını düşünüyorum. Yirmi yıllık bir proje olarak geldi zaten. On birinci yılında şu anda. İlk beş yılda hiç kimsenin ne yaptığını bilmediği ama ciddi bir projede çalıştığı ve ülke genelinin dışında dünyada neler yapıldığını görüp, ikinci beş yılında da bununla ilgili adımları atıp, üçüncü beş yıl yaşatan bir kurum. Yüzde elli biri kamuya ait denetlenebilir ve şeffaf. Hiç kimsenin orda büyük paralar kazanma hevesi olmadan İzmir’e Kemeraltı odaklı yatırımcının, insanlar yatırımcılardan korkmasın. Benim en büyük yatırımcım Kemeraltı esnafı. İmkan verseniz benim en büyük yatırımcım Kemeraltı esnafı. Kemeraltı’na başka bir yatırımcı geldiği zaman hor görmeyi de ben anlamış değilim. Yeni yeni bir sürü TARKEM kurulsun. Odalar, diğer odalar, meslek odaları, diğer kurumlar kelime üretmeyin kardeşim. Kelime üretmeyin, benim kelime üretmeye ihtiyacım yok. Akla da ihtiyacım yok. Emeğe ve güncelde ne yaptığınıza bakmamız lazım. Kaç tane bina yaptınız? Kaç tane binayı kurtardınız? Kaç tane binanın ruhsatını almak için uğraştınız? Bir şeyi yarattınız, iş yarattınız, bir şey düşündünüz ve üzerine bundan para kazanan bir iş yaptınız. Bundan dolayı biraz gerçekçi olmak lazım. Kemeraltı için TARKEM inanılmaz bir yatırımdır. Bunun aksini söyleyen varsa ben onun ne yatırdığını ben sorarım” dedi.

“TUNÇ BAŞKANA MİNNETTARIZ”

Girgin, Kemeraltı’nda yapılan altyapı çalışmalarında esnafın haklı olduğunu söyleyerek, “Siyasi bir riski göze alıp bu işe adım atıp bitireceğini söyleyen Tunç başkanımıza bu konuda minnettarız. Esnaf gidişattan memnun ama sürenin uzamasından dolayı sıkıntı yaşıyor. Yazın yapılması gereken şeyler şartlardan dolayı uzadı. Gelinen noktada yılbaşına kadar birinci bölge devam edecek ve bu kısmın bitirilmesini öngörüyoruz. Gidişatın hazırlanmasıyla birlikte ekipler çoğaltıldı. Kahveciler sokağı dediğimiz sokağa girildi orada ciddi bir sıkıntımız var ve bunu bertaraf etmeye çalışıyoruz İZSU’nun yardımıyla beraber. Esnafımızdan az daha sabır istiyoruz” diye belirtti.

“OTOPARK SORUNU EN ÖNEMLİ SORUNLARDAN BİRİNCİSİ”

Kemeraltı’nın en büyük sorunlarından bir tanesinin otopark sorunu olduğunu söyleyen Girgin, “İzmir nüfus olarak beş milyona yakışan bir şehir. Yakın yerde oturan esnafa çok rica ediyorum arabasını getirmeyecek. Toplu taşıma kullanmak zorunda olduğumuz bir merkezde yaşıyoruz artık. Alışveriş merkezlerinde otoparkların müşteriye ait olması, ordaki esnafın kullanamaması hep proje ve kurallar çerçevesinde. Biz esnafımıza getirme diyemeyiz ama bu konuda rica edebiliriz. Katlı otopark yıkılacak, mezarlık otoparkı. Agora’nın önünün açılması, yeni projelerde oranın önünün açılmasıyla alakalı. Orada kaybettiğimiz otopark ihtiyacını belediyeyle beraber yaptığımız toplantılarda mutlaka bir araçlık kaybımız varsa sekiz yüz araçla burayı dolduracağız. Esnafı mağdur etmeyecek hamleleri uygulayacağız. Daha yıkılmadı. Yılbaşına kadar yıkılabilir. Belki başka bir şey çıkar bilemeyiz. Yerel seçimler çıkar bilemeyiz. Ama otopark sorunumuz büyük ve yeraltına giremiyoruz. En sağlamını, en güvenilirini, yerin altına iki kat veya üç kat yapsın. Yaptıktan sonra Kemeraltı’nın çıkışını, şimdi her yer otopark yapamıyorsunuz. Aynı zamanda sit alanında istediğiniz her şeyi yapamıyorsunuz. İyi niyet var ama eli kolu bağlayan bir durumda var. Ama otopark sorununu Kemeraltı’nın çözmesi gereken en önemli sorunlardan birincisi” dedi.

“SİVİL TOPLUMUN GEREKLİLİKLERİNİ İZMİR’E GÖSTERMEYE ÇALIŞIYORUM”

İki dönemlik başkanlık görevinin ardından tekrar başkan olamamasıyla ilgili olarak “Sivil toplum örgütünde olmanın gereklerini İzmir’e göstermeye çalışıyorum” diyen Girgin, “Elli sekiz yaşındayım, yirmili yaşlarımdan beri sivil toplum örgütlerinde başkanlık, kuruculuk ve hizmet ettim. Ben veren ellerdenim ve beklentim hiç olmadı. Bir kadına, bir çocuğa, bir hayvana veya bununla ilgili bir ihtiyaç sahibine dokunurken de yaptıklarım hep bellidir. Hep huzur buldum. Derneğin kurucusu olarak da hayal ettiğim derneği oradaki on dokuz yıl önceki heyecanım neyse bugün aldığım sorumluluğa da üzerime bir leke gelmeden de bitirmeye çalışıyorum” dedi. Girgin, “Bu tüzüğü yazarken, bana genel kurulda Abdül Başkan, iki yıl olmasın üç yıl olsun dediğinde iki yılda diretip geçirttim. Bana yapışsın istemiyorum. Benim derneğim değil Kemeraltı’nın derneği. Ben o masada hiç oturmadım, hep karşı tarafta misafirimi karşıladım ve bundan da çok mutluyum. Sonrasıyla ilgili bir düşüncem yok. Hiçbir hedefim ve ilişkim yok. Benden sonra sevdiğim, güvendiğim bir arkadaşım seçime girer, koşullar uygunsa onun yanında der ki Semih Başkan yönetim kurulu üyem olur musun? Onun askeri olurum. Hiç öyle bir egoda değilim” diye belirtti.

Kaynak: Ege Telgraf