Nihat AK/EGE TELGRAF- Ülke ekonomisindeki olumsuzluklar İzmirli ayakkabı üreticilerini adeta tükenişin eşiğine getirdi. Atölyelerdeki üretim, kapasitenin çok altında seyrediyor. Küresel pazarlarda zor zamanlar geçiren ayakkabıcılar iç pazarda da varlık mücadelesi veriyor. Ege Ayakkabı Sanayicileri Derneği (EGEAYSAD) Başkanı Erdal Durmaz, Ege Telgraf’a yaptığı değerlendirmede iktidara seslendi. 

"Türkiye Tech Visa Programı" hakkında iki bakandan açıklama! "Türkiye Tech Visa Programı" hakkında iki bakandan açıklama!

‘İTHAL CENNETİ OLDUK’

Yerli ayakkabı üreticilerinin dış pazarda kan kaybettiğini vurgulayan Başkan Erdal Durmaz, “Esnafımız küçük ölçekli üretici. Büyük firmalara kıyasla daha yüksek üretim giderleri var. Hammadde teminlerinde indirim alamıyor. Enerji maliyetleri yüksek, kredi faizleri ve vadeleri makul değil.  Çok sayıdaki girdi kalemindeki yükseklik nedeniyle uluslararası piyasalarda rekabet edemiyoruz. Döviz kurundaki baskıların da etkisiyle küresel piyasalara fiyat vermekte bile zorlanıyoruz. Türkiye ihracatçılar Meclisi (TİM) kayıtlarına göre yılın ilk beş ayını adet olarak yüzde 19,6, değer bazında yüzde 27,2 ekside tamamladık. İthalatta ise olağanüstü bir artış var. Üç yıl önce 400 milyon dolar cari fazla veren sektör, 2023’ü 130 milyon dolar açıkla kapatmıştı. Bu yılın 5 aylık dış ticaret açığı 162 milyon dolara yükseldi. Geçen yılın aynı döneminde sektör 60 milyon dolar dış ticaret fazlası vermişti. Adeta ithal cenneti olduk” dedi. 

‘SAHAMIZDA GOL YİYORUZ’

Yerli ayakkabı üreticisinin iç pazarda can çekiştiğini belirten Başkan Durmaz, “Yerli ayakkabı üreticimizin ‘çakma’ olarak tabir ettiğimiz ürünlerle başı dertte. Ülkemizde on binlerce çift çakma ayakkabı üretimi yetmiyormuş gibi bir de ithalatı oluyor. Resmi kayıtlarda bunlar görülmüyor. Nerelerden nasıl ithal ediyorlarsa bunların satışını sosyal medya mecralarından görüyoruz. Çin gibi üreticilerden öyle sahte ayakkabılar geliyor ki neredeyse gerçeğinin birebir aynısı. Kimse kolay kolay anlayamıyor. Orijinal, gerçek ürün gibi satılıyor. Göçmen, sığınmacı, mülteci, yabancı, vatansız, geçici midir, kalıcı mıdır ne olduğunu pek anlamadığımız bir kesim var ülkemizde. Ayakkabı üretiminde de oldukça etkinler. Vergi vermiyorlar. Tamamen kayıt dışılar. Vergi kalemleri düşüldüğünde bizlere göre daha düşük fiyata satış yapıp bizlerden çok daha fazla kazanıyorlar. Çakma ithal baskısı ve iç piyasadaki yabancı üretici kaynaklı ciddi sorunlar yaşıyoruz. Doğru defans yapılmayınca kendi sahamızda kolay goller yiyoruz” ifadelerini kullandı. 

‘ÖNCE KENDİ VATANDAŞIM’

Bir ülkenin önce kendi vatandaşını koruması gerektiğini vurgulayan Başkan Erdal Durmaz, “Biz yaşadığımız coğrafyayı çok kolay vatan yapmadık. Biz bu toprakları kolay yurt yapmadık. Öz yurdumuzda garip olmamızı, kendi anavatanımızda, doğup büydüğümüz yerde dışlanmış, vatansız olmamızı bizden kimse beklemesin. İzmir genelinde 3 bin civarında ayakkabı üreticisi atölye vardır. Onar kişi çalışsa doğrudan sektörde çalışan sayısı 30 bin olur. Bu sektörden gelir elde edenlerin toplamı sadece İzmir’de 150 bini bulur. Bu 150 bin kişiyi yok sayıp mülteci ve sığınmacıların insafına mı terk edeceğiz? İşte efendim ‘Bunları kayıt içine alalım’ diyenler var. Ne münasebet. Ben Amerika ve Avrupa'daki ülkelere, Kanada'ya Avustralya veya Japonya'ya gidip ‘Ben geldim dükkan açıyorum’ diye biliyor muyum? Adamlar ülkelerine girilmesi için vize dahi vermiyor. Biz niye her önümüze geleni kayıt içine alacak mışız? Bizim üretim yaptığımız alanlarda kendi vatandaşımızı korumamız gerekir. Yüksek teknoloji alanında gelip üretim yapacaklar gelsin. Cari açık verdiğimiz alanlardaki eksiklerimizi gelsin tamamlasınlar. Biz buz pateni üretiminde eksiğiz. Buyursunlar yapsınlar” diye konuştu.  

SEKTÖR TÜKENİYOR

Zor günler geçtiğinde yerli üretim yapacak kimsenin kalmamış olacağı tehlikesine dikkati çeken Başkan Durmaz, “Esnafımızın üretimden pazarlamaya, finansmandan iş gücüne kadar geniş bir yelpazeye yayılan sorunları var. Ekonomide önünü göremeyen esnafımız yetersiz sermayesiyle ne işletmelerini büyütebiliyor ne de modernize edebiliyor. Verimliliğini artıracak otomasyona yatırım yapamıyor. Bankalardan ve diğer finans kuruluşlarından uygun şartlarda kredi alamıyor. Kalifiye iş gücü sektörde yetiştirilemiyor. Tedarik zincirindeki aksaklıklar, üretim süreçlerimizi olumsuz etkiliyor. AR-GE yatırımlarımızı yeteri kadar yapamadığımız için güncel moda ve tasarım trendlerini takip etmekte zorlanıyoruz. İşleri iyi gittiğinde ülke ekonomisine katkı koyan, yüzlerce çalışanını emekli oluncaya kadar çalıştıran değerli girişimcilerimiz iflas ettiğinde yiyecek ekmeğe muhtaç kalıyor. Beş bin günden çalışanını emekli etmiş, kendi BAĞ-KUR’u 9 bin güne ulaşmamış onlarca kişi zor günler geçiriyor. Sektörün türbülans geçirdiği şu dönemde yerli üreticiye sahip çıkılmaması halinde üretim yapacak ne fabrika ne de çalışan kalacak!” şeklinde konuştu.

Kaynak: EGE TELGRAF