Ege Plastik Sanayicileri Derneği (EGEPLASDER), plastik sektörünün İzmir ve Ege Bölgesi’ndeki üyelerinin kurumsal yapılarını güçlendirmek amacıyla yürüttüğü Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi (UR-GE) projesinin ikinci hazırlık toplantısını Ege İhracatçı Birlikleri’nde gerçekleştirdi. Toplantıya Çözümcül Teknoloji ve Danışmanlık UR-GE / HİSER Projeleri ve İhracat Uzmanı Dr. Murat Esmeray, Celal Bayar Üniversitesi İİBF Dekanı ve C&C Ar-Ge Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cüneyt Yenal Kesbiç ve İzmir Ekonomi Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gençer konuşmacı olarak katıldı.

FİRMALAR İHRACATTA ZORLANIYOR

Toplantı sırasında EGEPLASDER Yönetim Kurulu Başkanı Şener Gençer, plastik sektörü temsilcilerinin yeni ihracat pazarlara açılmalarını sağlamak, karbon ayak izlerini hesaplamalarına ve dijital dönüşüm süreçlerine destek vermek amacıyla hazırlıklarını sürdürdükleri UR-GE projesinin son aşamaya geldiğini belirtti. Gençer, Ticaret Bakanlığı'nın desteklediği UR-GE projelerinin bürokratik engelleri azaltarak hızlı bir işleyiş sunduğunu ve yüzde 75 destek oranıyla iş dünyasına büyük katkı sağladığını ifade etti.

Cüneyt Yenal Kesbiç

SKDM'İN ETKİLERİ

Şener Gençer, 1 Ocak 2026'dan itibaren Avrupa Birliği ülkelerine yapılacak tüm mal ihracatları için geçerli olacak Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile plastik sektörünün zorlanabileceğini hatırlatarak, bu süreç için hazırlıkların önemine değindi. SKDM'nin, karbon emisyonlarını belirleyen ve yüksek emisyonlu sektörleri hedef alan bir mekanizma olacağını belirten Gençer, plastik sektörünün bu değişime uyum sağlaması için UR-GE projesinin önemli bir fırsat sunduğunu vurguladı.

EGİAD’ın 35 yıllık başarısını 66 proje ile taçlandıracaklar EGİAD’ın 35 yıllık başarısını 66 proje ile taçlandıracaklar

Gençer, Türk plastik firmalarının Avrupa pazarındaki yerlerini koruyabilmeleri için karbon ayak izlerini hesaplamalarının kritik olduğunu ifade etti. Ayrıca, Türkiye'nin yıllık 452 milyon ton CO2 emisyonu ile gelişmiş ülkelerin gerisinde olduğunu ancak emisyon salımının hızla arttığını belirtti. Bu durumu, sektör için bir tehdit olarak görebileceklerini, ancak doğru politikalarla bu durumu fırsata dönüştürmelerinin mümkün olduğunu söyledi. Emisyon Ticareti Sistemi (ETS) kapsamında düşük karbon salımına sahip tesislerin, fazla emisyon yapan tesislere karbon satabileceğini belirterek, bu mekanizmanın, hazırlıklı olan şirketler için gelir kapısı olabileceğini söyledi.

Kaynak: BÜLTEN