Safanur ÖZTÜRK- EGE TELGRAF/ Çocuk ve Ergen Psikiyatristi- Psikoterapist Prof. Dr. Özgür Öner, “Tekrarlayıcı, Rahatsız Edici Düşüncelerle Nasıl Başa Çıkılır?” sorusunu kişisel web sitesinde işlemiş. Tüm gün olumlu ya da olumsuz bir sürü düşünce aklımızdan geçer, bu durum hali yeri gelir geceli uykumuzu bile kaçırır. Ancak bu durumdan özellikle de olumsuz düşüncelerden kurtulmak için Prof. Dr. Öner, bazı yöntemler sunuyor. Danışanlarının bu durumlardaki yöntemlerini paylaşan Öner, “Olumsuz düşüncelerden kurtulmak için danışanlarımız birçok yol deniyor. Kötü düşüncelerden kurtulmak için çok uğraşmalarına rağmen “Aklımdan kötü düşünceler geçiyor”, “Düşünmek istemediğim şeyleri düşünüyorum” şikayetleri devam ediyor. Sürekli aynı şeyleri düşünmekten kurtulmak aslında zor değil. İlk önce, düşüncelerle ilgili yanlış inanışlar ele alınmalıdır” diyor.

DÜŞÜNCELERLE İLGİLİ YANLIŞ İNANIŞLAR

Düşüncelerimizle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunun altını çizen Öner, bu yanlışları şu şekilde düzeltiyor:

“Düşüncelerimizi kontrol edemeyiz, düşüncelerimizden sorumlu değiliz. Düşünceler birdenbire ortaya çıkarlar, dolaşırlar ve bizi dinlemezler. Düşünceler karakterimizi yansıtmaz, Karakterimizi hayatımızda yaptığımız seçimler belirler, aklımıza gelenler değil. Düşüncelerimiz içimizde, derinde yer alan istekleri göstermez. Onlar kontrol edilemeyen ve kendiliğinden gelip giden şeylerdir. Düşündüğümüz şeylerin olma olasılığı yoktur. Düşüncelerin gücü yoktur. Sadece hasta insanların aklına istemedikleri düşünceler gelir gibi bir anlayış da yanlıştır. İnsanların yüzde 90’ının aklına böyle düşünceler gelir. Öte yandan her düşünce de değerli değildir. Düşünceler aklımıza kendiliklerinden geldiği için bazıları “çöp” düşüncedir, üzerlerinde durmaya ve vakit harcamaya değmezler. Takıntılı/istenmeyen düşünceler de böyledir. Bir düşünce tekrarlıyorsa önemli demek değildir. Bir düşünceyi ne kadar kafamızdan atmaya çalışırsak o kadar çok tekrarlar.”

SADECE DÜŞÜNCE…

Düşünce çöplüğünde yapılması gerekenler hakkında da detayları ele alan Öner, özetle şu tavsiyelerde bulunuyor:

“Kaygı ve olumsuz düşüncelerle başa çıkmak, her bireyin karşılaşabileceği bir durumdur. İlk adım, rahatsız eden düşüncenin farkına varmak ve bunun neden dikkat çektiğini anlamaktır; çünkü bu tür düşünceler genellikle olumsuz duygular veya kaygılar yaratır. Kaygı seviyeniz ne kadar yüksek olursa olsun, yüzde 99 emin olsanız bile bu size yetmeyecektir. Bu noktada, düşüncelerin otomatik ve kontrol edilemez olduğunu unutmamak önemlidir. Kendi kendinize, "Bunlar sadece çöp düşünceler, herhangi bir tepki vermem gerekmiyor" diyerek bu düşünceleri kabul etmek ve izin vermek gerekir. Düşünceleri uzaklaştırmaya çalışmak yerine, onların varlığını kabul edip, ne yapacaklarsa yapmalarına izin vermelisiniz. Bu, düşüncelerin gücü olmadığını ve herhangi bir tepki vermenizin gereksiz olduğunu hatırlamakla ilgilidir. Kabul etmek, düşüncelerin gitmesi için çabalamamak anlamına gelir, çünkü düşünceler otomatiktir ve kontrol edilemez.

Düşüncelerle başa çıkmak için yapmanız gereken şey, onları olduğu gibi kabul etmek ve hayatınıza devam etmektir. Bu süreçte, çevrenize ve duyularınıza odaklanarak mevcut anı hissetmeye çalışmalısınız. Zamanın geçmesine izin vermek, acele etmeden kaygılarınızı dışarıdan bir gözle izlemek ve yaptıklarınızın işe yarayıp yaramadığını kontrol etmemek önemlidir. Bu düşüncelerin sadece yanlış alarm olduğunu ve kimseye zarar veremeyeceğini unutmamalısınız. Bu yüzden, ne yapıyorsanız ona devam edin ve farklı bir şey yapmayın. Kabul etmeyi zorlaştıran suçluluk ve şüphe gibi duygularla başa çıkmak da bu süreçte önemlidir. Suçluluk hissetmek, bireyin bu hislerden kurtulmak için başkalarından onay aramasına neden olabilir, ancak düşünceler değil, davranışlar için sorumluluk duymalıyız. Şüphe duymak, hiçbir garantinin yeterli gelmemesine yol açar ve belirsizliğe dayanmayı gerektirir. Acele etmek ise düşüncelerle başa çıkmayı zorlaştırır; bu nedenle, kabul etmek, beklemek ve o andaki hislere odaklanmak en doğru yaklaşım olacaktır.”

Kaynak: EGE TELGRAF