25 Haziran 2024 - İklim değişikliği ve küresel ısınmanın etkileri giderek daha acil bir sorun haline gelirken, bazı bilim insanları ve çevre kuruluşları gezegeni yapay yollarla soğutma yöntemlerini değerlendiriyor. Bu bağlamda Güneş jeomühendisliği, yani Güneş radyasyonunun Dünya'ya ulaşan miktarını azaltma teknikleri, yeniden gündeme geldi. Çevre Savunma Fonu (EDF), bu alandaki araştırmalara milyonlarca dolarlık destek verme kararı aldı. Ancak, bu yaklaşım geniş bir tartışma ve belirsizlikle karşı karşıya.

Güneş Jeomühendisliği: Potansiyel ve Riskler

New York merkezli EDF, daha önce pek dikkate alınmayan yapay soğutma teknolojilerinin araştırılması için önemli bir finansman sağlamayı planlıyor. EDF'nin baş bilim insanı Lisa Dilling, New York Times'a verdiği demeçte, bu sonbaharda hibe vermeye başlayacaklarını ve araştırmaların yapay soğutma teknolojilerinin olası etkilerine odaklanacağını belirtti. Dilling, "Bu teknolojilerin yaygınlaştırılmasını teşvik etmek amacımız değil. Amacımız somut bilgi ve iyi formüle edilmiş bilimsel yaklaşımlar sağlamak," şeklinde konuştu.

Güneş jeomühendisliği, Güneş radyasyonunu modifiye ederek gezegenin sıcaklığını düşürmeye yönelik bir strateji olarak tanımlanıyor. Bu yöntemler arasında stratosfere aerosol enjekte etmek veya bulutların yansıtıcılığını artırmak gibi teknikler bulunuyor. Ancak, bu yaklaşımların istenmeyen yan etkileri olabileceği ve küresel iklim sorunlarını tam anlamıyla çözmeyebileceği yönündeki endişeler de dikkat çekiyor.

Bilimsel ve Çevresel Endişeler

UCL Yer Bilimleri Bölümü'nden Öğretim Üyesi Peter Irvine, Güneş jeomühendisliğinin Dünya'nın serinletilmesine yardımcı olabileceğini, ancak temel iklim sorunlarını, yani atmosferdeki yüksek CO₂ seviyelerini çözmeyeceğini ifade ediyor. Irvine, CO₂'nin okyanuslardaki asidifikasyonu artırdığını ve bu durumun mercanlar gibi deniz canlılarına zarar verdiğini belirtiyor. Güneş radyasyonunu azaltmak bu sorunu çözmeyebilir.

Çip sektöründe şok gelişme: Qualcomm, Intel’in çip tasarım birimlerini satın alabilir! Çip sektöründe şok gelişme: Qualcomm, Intel’in çip tasarım birimlerini satın alabilir!

Paul Crutzen, 1995 Nobel Ödülü sahibi ve ozon deliği üzerine çalışmalarıyla tanınan bir bilim insanı, Güneş jeomühendisliği fikrinin ciddiye alınması gerektiğini savunuyor. Crutzen, CO₂ emisyonlarının hızla azaltılmasının en iyi çözüm olduğunu kabul etmekle birlikte, bunun pratikte oldukça zor olduğunu belirtiyor ve Güneş jeomühendisliğinin geçici bir çözüm olabileceğini ekliyor.

Sosyal ve Politik Tepkiler

Güneş jeomühendisliği araştırmalarının sosyal ve politik boyutları da var. Kaliforniya'da, deniz tuzu aerosollerini atmosfere püskürtme amacı taşıyan bir açık hava testi, sağlık ve çevre riskleri gerekçesiyle durduruldu. Bu karar, çevre aktivistlerinin Güneş jeomühendisliği yöntemlerine duyduğu şüpheyi artırdı.

Greenpeace International'dan kıdemli bilim insanı David Santillo, yapay soğutma tekniklerinin iklim değişikliğinin gerçek nedenlerini ele almadığını ve bu tür yöntemlerin 'sahte vaatler' sunduğunu düşünüyor. Santillo, bu tekniklerin, iklim krizini çözmekten uzak olduğuna dikkat çekiyor.

Diğer yandan, Doğal Kaynakları Savunma Konseyi de Güneş jeomühendisliğine karşı temkinli bir tutum sergiliyor. Konsey, bu tür araştırmaların 'olumsuz yan etkilere ilişkin büyük belirsizlikler' taşıdığını vurguluyor, ancak araştırmaların devam etmesinin 'iyimserlikten kaçınmaya' yardımcı olabileceğini belirtiyor.

Gelecek Perspektifi

EDF'nin Güneş jeomühendisliği araştırmalarına vereceği destek hakkında detaylı bilgi verilmezken, New York Times, LAD İklim Fonu'nun da bağışçılar arasında olduğunu ve araştırmalara milyonlarca dolarlık destek sağlanacağını aktarıyor. Ancak, Güneş jeomühendisliğinin riskleri ve sonuçları hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç duyuluyor. Bu nedenle, bilim insanları ve çevre kuruluşları, bu tür yöntemlerin etkilerini ve potansiyel risklerini anlamak için çalışmaya devam ediyor.

Kaynak: mashable